*Asıl körlük, umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktı.
*Öyle işte, kolayca açıklanamayacak bazı davranışlar vardır hep, hatta bazen zor bir açıklama bile bulunamaz.
* Sözlerin işe yaramadığı anlar vardır, keşke bende ağlayabilseydim, her şeyi gözyaşlarımla söyleyebilseydim, anlaşılayım diye konuşmak zorunda kalmasaydım.
* Zaman geçtikçe, birlikte yaşarken ve genetik değişimler olurken, vicdanımızı giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna buladık, bu da yetmiyormuş gibi, gözlerimizi içimizi gören bir aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkâr etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
* Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmediği gibi, mutsuzluk da geçicidir.
* Her yaşam vaktinden önce sona erer.
* Ben de istemiştim, bunu ben de istemiştim, yalnızca doktorun suçu değil, Kes sesini. dedi doktorun karısı yumuşak bir sesle, hepimiz susalım, öyle anlar vardır ki sözcükler bir işe yaramaz, şu anda ağlayabilmeyi, her şeyi gözyaşlarımla söylemeyi, anlaşılmak için sözcüklere başvurmak zorunda kalmamayı ben de çok istiyorum.
* Her hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.
*İyiyim, deyip geçiştiririz ya öyle söylemişti, hatta ölecek durumda olsak bile iyiyim deriz, kabaca buna yiğitliğe b*k sürdürmemek denir, olayları böyle mantıksızca tersine çevirmek yalnızca insan türüne özgüdür.