'Kiraz Çiçeklerinin Altında' kitabıyla Ango Sakaguçi ile tanışmış oldum. Kitap, 2 hikayeden oluşuyor. İlk hikayenin anlatısını biraz sığ ve fazla gerçeküstü buldum. Aslında gerçeküstü olmasında bir sorun yok ama anlatım itibariyle bana şunu çağrıştırdı: Hani yaşlı kadınların küçük çocuklara geceleri yatmadan anlattığı korkunç masallar
Zaman, 1960'ları yarılamış, 70'lere akıyor. Şiir, Karaca oğlan'dan Nazım'a dönüyor. 68 kuşağı sınıflardan sokaklara, sokaklardan evlere büyüyor. Masallar, halk hikayeleri Orhan Kemal'le, Yaşar Kemal'le, Sabahattin Ali'yle katı gerçeğimize yeni bir dil oluyor. Külebi, Attila İlhan'la; Dıranas, Ceyhun Ahıf'la başka değerler ediniyor. Orhan-Melih-Oktay, sıra danı şaşkınlığa çeviriyor. II. Yeni henüz defterimize düşme miş. Gökyüzü, Neşet (Ertaş), Mahzuni (Şerif), İhsani dolu. Devrim düşüncesi seslerimizi tutmuş. Ruhi Su hem bildik hem yeni. Abbas Sayar küçücük kentimizin efsanesi. Ken timizde kitapçılar var. Freud'un Cinsiyet ve Psikanaliz'ini, Albert Camus'nün Başkaldıran İnsan'ını, Engels'in Bilimsel ve Ütopik Sosyalizm'ini, daha nice kitabı o yıllarda Yozgat'ta buluyoruz. İki kadın şair biliyoruz: Taşra Kızının Delicele ri ile Türkan İldeniz (kitabın ismi hala nasıl çekici); Kırmızı Karanfil'le allak-bullak olduğumuz Gülten Akın. Şu dizeler
şiiri birden ev içine çeviriyor: "Gülten'i Yozgatlı demesinler bun dan böyle/ Nerde ölürsem oralı olayım/ Doğularda, yolsuz dağların/ Soğuk suların başında öleyim" Kalıveriyoruz. Her sözcük, her dize bir daha bizim oluyor
1762-1796 arasında Rus çariçesi olan II. Katerina etkin bir fatih, hükümdar ve hezarfendi. 1729'da bir Alman hanedanında doğdu ve III. Petro ile evlendi. Kendisi de Alman olan III. Petro bunun karşılığında barış yaptı ve kısa süre içinde suikasta uğradı. Bu sebeple Katerina kontrolü nihai olarak ele aldı. Kocası Rus Ortodoks Kilisesi'ne ait topraklar üzerinde hak iddia etmişti, Katerina da bu iddiayı sürdürdü. Ayrıca bataklığa dönmüş Rus hukuk sistemini elden geçirdi. Rusya, Osmanlı'yla girdiği savaşlarda Kırım, Karadeniz limanları ve Ukrayna'yı aldı. Polonya (birçok kez) parçalandığında Katerina Rus topraklarına büyük bir pay daha kattı.
Katerina ve maiyeti, kültüre ve Fransız Aydınlanması ideallerine kucak açtı. Yeni bir çiçek hastalığı aşısının tanıtımını aşıyı kendisine vurdurarak yaptı. Voltaire ile mektuplaştı ve hicivler, masallar, biyografiler ve ölmeye yakın Rusya'nın tarihi üzerine yazılar olmak üzere durmadan yazdı.
"Eskiden bütün organlar, şimdi olduğu gibi, tam bir uyum içinde değilmiş, her birinin kendi düşüncesi, kendi dili varmış, hepsi özen göstererek, çaba harcayarak mide için çalışmakran, midenin ortada kendisine sunulanların tembel tembel tadını çıkarmasından ötürü gücenikmişler; bu nedenle aralarında anlaş mışlar: El ağıza yiyecek götürmeyecck, ağız bunu almak için açılmayacak, dişler aralarına alıp da çiğnemeyecekmiş. Bu öfkeyle mideyi açlıkla terbiye etmek isterlerken, bütün bedenle birlikte kendileri de gücünü yitirmiş, bitkin düşmüşler. Böylece midenin de ne boş durduğu ne de beslemesinden çok beslendi ği, bedenin bütün kesimlerine aldığının karşılığını vererek, ye diğini sindirip damarlara eşit biçimde kan dağırınası sayesinde sağ olduğumuz ve sağlıklı kaldığımız ortaya çıkmış." (Ab urbe condita, II, 32).
Ortaokullar koşun özellikle 7. ve 8. sınıfların çok seveceğini düşündüğüm bir kitapla geldim. Çizgili Pijamalı Çocuk, Sadako , Olduğun Yerde Kal gibi II. Dünya Savaşı'na dair çocuk ve gençlik kitapları listesine bir yenisini ekleyebiliriz.
.
Anna (9), Edmund (11) , William (12) anne ve babalarını çok küçük yaşta kaybetmiş, soğuk ve şefkatten