“İlgi, alakayla, hevesle, neşeyle dolup taşıyor. Dünya onun için büyüleyici, şaşırtıcı, gizemli, neşe kaynağı bir yer. Yeni bir çiçek keşfettiğinde ağzı kulaklarına varıyor, seviyor çiçeği, öpüp kokluyor, konuşuyor onunla, sevecen isimler dökülüyor ağzından. Tam bir renk delisi; kahverengi kayalar, sarı kum, gri yosun, yeşil yapraklar, mavi gök, sedef rengine bulanmış şafak, dağlardaki mor silüetler, günbatımında kızıl denizlerde yüzen altın rengi adalar, sıra sıra bulut kümelerinin arasında süzülen solgun ay, uzayın derinlerinde mücevher gibi parıldayan yıldızlar…
Görebildiğim kadarıyla bunların hiçbirinin kimseye bir faydası yok ama rengârenk ve görkemli olmaları ona yetiyor da artıyor, aklı başından gidiyor.”