Meğer Emir Timur, Yıldırım Sultan’ın hanımını soyundurup zafer şöleninde zorla sakilik ettirmiş, elinden içki içmişmiş. O gün bu gündür, sultanlar bir Türk kızıyla evlenmezmiş.
Açlıktan ve haksızlıktan azar azar ölmektense, tüm işçi mahallesinin toptan ölmesi çok daha iyiydi. Doğru dürüst özümleyemeden okuduğu kitaplar aklına geliyor, düşmanı durdurabilemek için kentleri kendi elleriyle ateşe veren haklardan, sırf köle olmasınlar diye çocuklarının yere çalıp beynini dağıtan analardan, zorbaların ekmeğini yemektense açlıktan ölmeyi yeğleyen insanlardan söz eden öyküleri anımsıyordu. Bu onu coşturuyor, umutsuz karamsarlığı içinden kıpkırmızı bir neşe fışkırıyor, tüm kuşkusu siliniyor, o bir saatlik yüreksizliğinden utanç duyuyordu. Yeniden uyanan inancın ateşiyle direnişin güçlendiğini hissediyor; önder olmanın, sözünün özveriyle dinlendiğini görmenin zevkini tadıyor, zafer akşamı gücünün doruğa varacağını görmenin düşünü kuruyor ve bu onu daha da yüceltiyordu. Daha şimdiden yalın büyün bir gösterisi canlanıyordu gözlerinin önünde: Iktidarı ele geçirdikleri zaman başa geçmeyi reddediyor, tüm yönetim yetkisini halkın ellerine bırakıyordu.
Sayfa 231Kitabı okuyor
Asker gibi savaşamayanlar...
Kadınları çocukları öldürmeye "zafer" gözüyle bakıyordu.
Savaş Sanatı
Bu nedenle denir ki: Düşmaninı ve kendini tani ve tehlikesiz bir zafer kazan, göğü ve yeri tani ve her savaştan
zaferle çık.
Sayfa 31 - İşbankasıKitabı okuyor
Başarılı politikacıların kendi içlerinde hep yenilmelerinden ötürü, başkalarının önünde yenilmeye dayanamayacaklarını biliyordum. Bir insan çifte yenilgiye katlanamaz. Onların yükselmek için sürekli uğraşmalarının gizi budur. Başkaları üzerinde kurdukları iktidar onlara bir üstünlük duygusu verir. Yenilgiye uğradıklarını unutup, zafer kazanmış sayarlar kendilerini. Önem verdikleri tek şey olan büyüklük görünümünü yaymaya çalışırken, içten içe ne kadar boş olduklarını gizler bu zafer.
Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır. Yenilgi, yenilgi büyüyen bir zafer vardır!
Mansur'un kuzeydeki direnişe karşı toplamda 57 zafer kazandığı söylenir: Abdullah, "düşmana karşı belirleyici zaferler kazandı," diye bitirir, "ve bu süre zarfında, İslam Endülüs'ü hiç yaşamadığı bir şan yaşadı, Hıristiyanlar da en büyük utançlarını yaşadılar." Onun becerikli, affetmez yönetimi altında, meşru halife ev hapsinde olmasına karşın, Endülüs zenginleşti.
Mansur acımasız olabilirdi ama aynı zamanda mükemmel bir stratejici ve yöneticiydi. Kurtuba ordusunu Kuzey Afrika'dan gelen Berberi askerlerle güçlendirdi ve vezir olarak yönetimi sırasında, Kurtuba Halifeliği kuzeydeki Hıristiyan krallıklar karşısında zafer üstüne zafer kazandı. Bir yüzyıldan fazla bir süre bağımsız Hıristiyan dükler tarafından yönetilen Barselona 985'te yakılıp yıkıldı. Pamplona kralı II. Sancho bir dizi küçük düşürücü yenilgi yaşadıktan sonra barış için Kurtuba'ya geldi, Mansur bunu kabul etti ve Sancho'nun kızıyla evlendi.
Zalimlerin önünde zafer işaretleri yaparız, karanlık aydınlanır...
