Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
Giriş: (Koruyucu Hekimliğe İlk Adım)
Muhterem okuyucularım, Çocukluğumda(*) sıtmaya yakalanmış. uzun yıllar bu hastalığı çekmiş; sonra da 55 yaşıma kadar pek çok ilaç kullanmıştım. 40 yaşlarımda bir sıkıntıdan dolayı sağlıkla ilgili eserlere müracaata başladım. Böylece dengeli beslenmenin sağlık açısından büyük önemi olduğunu anladım. O tarihten itibaren (Takriben 1970) evimde kepekli ekmek yapıldı. Buna, bundan birkaç sene önce, büyük şehirlerimizde kepekli ekmek imal edilinceye kadar devam ettik. Şimdi artık ekmek bayilerinde kepekli ekmek bulabiliyoruz. (1)
Sayfa 39
-"Bizden ekmeği alırken bunda mucize falan olmadığını, taşı ekmek yapmadığımızı, onların yaptığı ekmeği, gene onlara vermek için ellerinden aldığımızı açık seçik görecekler elbette. Ama ekmek bulduklarından çok, onu bizim elimizden aldıklarına sevinecekler! Çünkü bizden önce yaptıkları ekmeğin ellerinde taş olduğunu, oysa bize dönünce ellerindeki taşın ekmek olduğunu hiç unutmayacaklar. Boyun eğmenin değerini çok iyi anlayacaklar! Kişioğlu bunu anlamadığı sürece mutsuz olacaktır. Bu anlayışsızlığın suçu kimindir? Söyle. Sürüyü kim dağıttı? Kim bilinmez yollara sürükledi onu? Ama gene toplanacaktır sürü, gene yola gelecektir. O zaman sakin, huzur dolu bir mutluluk vereceğiz onlara, onlar gibi güçsüz yaratıkların aradığı mutluluktur bu."
Sayfa 357 - İletişim Yayınları
önsöz'den
Tembellik hakkı deyince, şöyle yan gelip yatmak, ekmek elden su gölden bir yaşam gelir insanın aklına önce, "armut piş, ağzıma düş" deyimine uygun bir yaşam... Oysa, emek vermeden insanca bir yaşam elde edilemez.
Reklam
Artık yeni insanlar sevmekte güçlük çektiğin yaşlara geldiğinde, daha az müşkülpesent ve muhtemelen daha cesur olduğun yaşlarında bir yolunu bulup çok sevmeyi başardığın birini havaalanına bıraktıktan sonra, o dev ayrılık makinesinin kapısından çıkıp birkaç saat önce birlikte geçtiğiniz yollardan, bu defa tek başına elin kolun bomboş dönerken kuru ekmek gibi ufalanıyordu için.
Sayfa 17
Asırlar önce uzun seyahatlere çıkan denizciler karşılarına çıkan ıssız adalara birer çift domuz bırakırlardı veya bir çift keçi. Böylece ileride yapacakları ziyaretlerde bu adalar birer et cenneti haline gelmiş olacaktı. Bu adalar bakirdi. Bu adalar değişik kuş türlerine ev sahipliği yapıyordu ve bu kuşları yok edecek yırtıcı hayvanlar yoktu. Dünyanın başka hiç bir yerinde yaşamayan kuş türleriydi bunlar. Oradaki bitkiler, düşmanları olmadığı için dikensiz ve zehirsiz bir şekilde evrim geçirmişlerdi. Yırtıcı hayvan ve düşmanların bulunmadığı bu adalar birer cennetti. Denizciler bu adaları daha sonra ziyaret ettiklerinde karşılarına sadece keçi veya domuz sürüleri çıkıyordu. Denizciler buna “et tohumu ekmek” diyorlardı. Bu size bir şeyler çağrıştırıyor mu? Mesela Adem’le Havva hikayesini? Tanrı’nın ne zaman bir sürü barbekü sosu ile geleceğini hiç merak etmiyor musunuz?
Sayfa 147Kitabı okudu
“Eğer bir lider tutuklanırsa, ona verdiğiniz desteği yalnız kendisi için değil ailesiyle birlikte hissetmesi çok önemlidir. Hapishaneye düşen her arkadaş bu anlamda bize güvenmelidir, tamam mı? Hapishanede çektiği acıları, katlandığın baskıları, biçimsizleşen yüzünü, eve geldiğinde çocuklar, “baba, anne, sendika, companero (yoldaş) bize ekmek verdi,” dediklerinde unutursun. Daha sonra eğer saygıdeğer ve dürüst bir insan, bütün yaşamını bu insanlara, halkına atarsın ve yeryüzünde seni halkından, sana destek veren, sana güvenen bu insanlardan ayıracak hiçbir güç olamaz artık. Böyle deneyimlerimiz oldu. İhanet etmektense, ölmeyi yeğleyen companerolarımız vardı. Liderlerimize işkence edildi, bir kısmı katledildi bir kısmı da sınırdışı. Bazılarını yalnızca atlarıyla almak istiyorum. Federico Escobar Zabata, Rosendo Garcia Maisman, Cesar Lora ve İsaac Camacho’yu hiç olmazsa ismen söylemek istiyorum. Farklı koşullarda hepsi de ortadan kayboldu. Maisman 1967’de sendikayı savunurken San Juan katliamında öldürüldü. Cesar Lora, onu kırlarda kovaladılar, peşine düştüler sonrada öldürdüler. İsaac Camacho tutuklandı ve DIC ajanları onu yok etti. Federico Escobar öldürüldü. Önce bir kamyon şoförüne kamyonu devrilmesi için para verdiler. Federico yaralınınca onu Şa Paz’da bir kliniğe götürdüler ve ameliyatın başında o öldü ve bugüne değin onun ölümü açıklığa kavuşmadı.”
Komiteciler tarafından tertipli olarak çarşı ve pazarda herhangi bir suret ve bahane ile yakalanan Türkler önce Şişmanyan'ın huzuruna götürülürdü. Burada hüviyeti tespit edilen davalıların hâkimin huzurunda ifadeleri alınırdı. İki Ermeni şahidin şahitliği ile suçu veya borcu kesinleşirdi. Parayı ödemesi için güya nezaret altında bulundurulmak
Sayfa 12 - Milli Mücadele ve İşgal Hâtıraları I, Büyük Kilikya Hıristiyan Cumhuriyeti Nasıl Kuruldu?; Kiliseye Sevk Edilen Türklere Ne Oluyordu?Kitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.