Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Örnekler/öneriler
Savaşın felsefesi, onu hayat ve yaşam tarzı olarak ele almak; mantık, ahlak, edebiyat ve sanatsal bir dille anlatmaktır. Örneklerin bazıları şunlardır: • Lev Nikolayeviç Tolstoy, Savaş ve Barış • Mihail Şolohov, Durgun Don • Ernest Hemingway, Silahlara Veda • Erich Maria Remargue, Batı Cephesi'nde Yeni Bir Şey Yok •Konstantin Simonof, İnsan Asker Doğmaz • Henri Barbusse, Ateş • James A. Michener, Andau Köprüsü • Guy Sajer, Askerin Öyküsü • Alistair MacLean, Neretva Cehennemi • An Duk, Şafakta Kazandık Zaferi • Viktor Nekrasov, Stalingrad Siperlerinde • İlhan Tarus, Vatan Tutkusu • Şemsettin Ünlü, Toprak Kurşun Geçirmez • Osman Pamukoğlu, Cehennemdere Kanyonu
Sayfa 92 - İnkılâp Kitabevi 8.BaskıKitabı okudu
Kendi karasularını, iç sularını ve ülkenin kaynaklarını yabancı şirketlere vermiş milletler bilmelidirler ki yarın bir muharebe gününde bu şirketler birer casus ve ihanet şebekesi olacaklardır. Barış zamanında kemirdikleri milli ekonomi varlığını bu ihanetlerini de katacaklardır. İç memleketteki her yabancı şirket barış zamanında bir ekonomi mikrobu, kavga zamanında bir hıyanet koludur . Bütün tarih ülkesinde yabancı elleri ve sermayelere yer vermiş mazlumların ıstırabını dile getiriyor.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
insanlar dersin ellerini büyük şeylere uzatmışlar diyelim ki bombalar yağmayacak bir gökyüzüne meydanlarda yakılmış hürriyet bayrağı kitaplara diyelim ki barış ve emek türküsüne bütün enlem ve boylamlarda savaşıyoruz halklar ayağa kalkmışlar
Sayfa 66 - 34.Basım, 2023
üç işimin biri barış biri dünya biri de sizsiniz dedim ya
—16 mustafa kemal'in sofrası yarın akşam gelin dedim ya yırtık pırtık gelin zarar yok üç işimin biri barış biri dünya biri de sizsiniz dedim ya yarın akşam gelin
"(Ey Muhammed!) De ki: 'Ey kâfirler, ben sizin taptıklarınıza tapmam; benim taptığıma da sizler tapmazsınız; ben de sizin taptığınıza tapacak değilim; benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz; sizin dininiz size, benim dinim de banadır." (Kâfirûn Suresi, ayet 1-6) Daha başka bir deyimle yukarıdaki ayetin, hoşgörü ile ve hele Yahudilerin ve Hıristiyanların inanç özgürlükleriyle hiç ilişkisi yoktur. Bu ayeti, kendisini Araplara gönderilmiş peygamber olarak tanımladığı "Birinci Mekke döneminde" koymuştur. Muhatabı Müslüman yapmaya çalıştığı Kureyşli Araplardır. Bu Araplar ikide bir kendisine gelip: "Sen bizim taptıklarımıza bir yıl müddetle tap, biz de senin taptığına bir yıl tapalım" şeklinde konuşurlar ve barış yolu bulmaya çalışırlardı. İslam kaynaklarından öğrendiğimize göre bir aralık Muhammed, sırf ödün (taviz) verip onları kazanma ümidiyle, tekliflerini kabul etmiş ve örneğin Kur'an'a: "Bana Lât, Uzza ve üçüncü olarak Menafi haber verin" şeklinde ayet koymuş ve "Bu putlar yüksek mahalden uçan turna kuşlarıdır, bunların şefaati beklenir" şeklinde konuşmuştur." Fakat bunu yapmakla kendi taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattığını anlayınca "Şeytan beni kandırdı" deyip söylediklerinden vazgeçmiştir. Bundan dolayıdır ki bu vesileyle koyduğu ayetler "Şeytan ayetleri" diye anılır: Güya şeytan Muhammed'i kandırmış ve gönlüne yukarıdaki ayetleri koymuştur. (Hac Suresi, ayet 52-53)
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
İlhan, Ceren’in bacakları arasındayken orada kendisiyle ilgili bazı soruların cevabını bulmayı umuyor, çünkü Freud’dan bu yana erkekler kendilerini kaybettikleri yerde bulacaklarını düşünüyor.
İlhan
Ben doğru dürüst konuşamadığım, konuşmaktan tat almadığım birine âşık olamam. Konuşmak için de ortak bir dil, ortak bir duyarlılık gerekir değil mi? Ortak dili bulmanın zorluğundan söz ediyorum. Kibir değil bu!
Sayfa 152 - İletişim Yayınları 5. Baskı 2013 İstanbulKitabı okudu
…gülüyor ama gülmek çoğu zaman rüşvettir. İnsanların birbirlerini etkilemek için, sevilmek için ne tür numaralara başvurduklarını, ne taklalar attıklarını biliyor. Kocaman bir sirk kurup kaldırıyoruz her gün hiç üşen- meden. Ip cambazlarımız var, ateş yutan adamlar, palyaçolar, dans eden atlar ve tabii çemberin içinden geçen aslan ve tabii hepsini biliyor İlhan...
Sayfa 96 - İletişim Yayınları 5. Baskı 2013 İstanbulKitabı okudu
Eski Türk dininde, Türk Tanrısı sulh (barış) ve müsâlemet (barışıklık) ilâhı idi.Türk dininin mahiyetini gösteren il kelimesi sulh manâsında idi (Mahmud-ı Kâşgarî). İlci, sulhçu demek olduğu gibi, ilhan, sulh hakanı demekti. Türk ilhanları, Mançurya'dan Macaristan'a kadar daimî bir sulh vûcuda getiren sulhperest mücedditlerden (öncülerden) başka bir şey değildiler. En eski Türk devletinin müessisi (kurucusu) olan Mete'nin yüksek ahlâkını, sulhperverliğini, emperyalizmden içtinabını (kaçınmasını) Yeni Mecmûa'da yazmıştım. Türk sulhperverliğinin müessisi Mete'dir.
Reklam
insanlar dersin ellerini büyük şeylere uzatmışlar diyelim ki bombalar yağmayacak bir gökyüzüne meydanlarda yakılmış hürriyet bayrağı kitaplara diyelim ki barış ve emek türküsüne bütün enlem ve boylamlarda savaşıyoruz halklar ayağa kalkmışlar
yarın akşam gelin dedim ya yırtık pırtık gelin zarar yok üç işimin biri barış biri dünya biri de sizsiniz dedim ya yarın akşam gelin ama mutlaka gelin buğday konuşacağız
Sayfa 62 - mustafa kemal'in sofrası
ilhan gülüyor ama gülmek çoğu zaman rüşvettir.bunu bi­liyor.insanların birbirlerini etkilemek için,sevilmek için ne tür numaralara başvurduklarını,ne taklalar attıklarını bili­yor. kocaman bir sirk kurup kaldırıyoruz her gün hiç üşen­meden.ip cambazlarımız var,ateş yutan adamlar,palyaço­lar,dans eden atlar ve tabii çemberin içinden geçen aslan ve tabii hepsini biliyor ilhan...
Zamanın geçişini genç bir kadının bedeninde durdurma­yı, zamanla kaybettiklerini o bedenden geri almayı istemek ve bunu tekrar tekrar istemek beni bir vampire dönüştürür mü? “Dişlerim Ceren... Dişlerim uzamış mı?” diye soruyor İl­han. “Canım benim, çok tatlısın,” diyor Ceren, “ısırmak isti­yorsan ısır!”
sahiden bu insanlar ne sevimli mahluklardır ölümler harpler arasında nasıl da yaşıyorlar bir şarkı gelir bize yaprakların arasından bir insanlık şarkısı barış ve saadet yıldız çiler yıldız çiler o anda kalbimize o anda hürriyet insanları düşünürüz
Sayfa 111Kitabı okudu
346 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.