Kitapta bir hayatı Zehra ve babası Mürşit'in bakış açılarından iki farklı şekilde okuyoruz. Zehra öğretmendir. Ama iyi bir öğretmendir, iyi de bir insandır, dürüsttür, işini iyi yapar. Fakat Zehra'nın bir kötü huyu vardır, zaaf gösterenlere çocuk dahi olsalar acımıyor, müsamaha göstermiyor. Çünkü Zehra Acımak duygusunu bilmiyor. Zehra yatılı okulda büyümüş, çalışmış öğretmen olmuş. Yıllar sonra babasının ölüm döşeğinde olduğunun ve son istediğinin de Zehra'yı görmek olduğunun haberini alır, gitmek içinden gelmez, ikirciklenir ama sonra kalkar gider Zehra, babasının cenazesine yetişir. Babasının eşyalarını kızına teslim ederler ve Zehra o eşyaların arasında bir defter bulur, babasının günlüğü. Sonra yaşadığı koca hayatı bir de babasının gözünden okur. Ayyaşın teki, işe yaramaz olarak bildiği babasının nasıl o hale düştüğü yazmaktadır defterde. Ve Zehra'nın o günden sonra kötü bir huyu kalmamıştır, çünkü artık acımayı öğrenmiştir.
.
.
Gerçek hayattan kesitler sunan, ders veren, yol gösteren bir hikayeydi Mürşit beyle kızı Zehra'nın hikayesi. Akıp gitti. Reşat Nuri okumaya yeni başlayacak olanlar bu kitaptan başlayabilir, tavsiyemdir. Keyifle okunmasını dilerim.