“Aşk
Ah sen, genç kız, güzel kız!
Böyle çiçeğin burnunda kocaya varma
Anana babana danış bir kere
Anana, babana, akrabalara
Aklını başına devşir güzel kız
Aklını başına devşir, çeyiz topla
Halk türküsü
Benden iyisine düşersen beni unutursun
Benden kötüsüne düşersen beni ararsın”
Bir kadının evlerde eksildiği akşamlar
Baba sokaklarda ne kadar sevinçtir?
Ah ey mevsimsiz türküsü tenin
Gecikmiş olanak, talihsiz duygu
Çocuğuyla aynı yaşta bir adam için
Aşk bir kepazeliktir...
Sükut içinde çıkagelen ansızın, zarif ve ince mahperi. Pencere pervazına hafifçe tututan dirsekleri, pervasızca izlerdi gökyüzünü her gece. Çok elzem olmasa dahi her şey mecnun kalbini kafesinde telaşla çırpınan uçmaya hazır bir kuş kadar heyecanlandırırdı. Bir başınalığı severdi, kalabalıklarda gözleri mahzun bakardı; uzlete çekilmek için can atardı bazı bazı. Güneşi sevdiği kadar yağmuru da severdi, ıslanmayı sevdiği kadar üşümeyi.. Gülmeyi sevdiği kadar ağlamayı severdi, bu melâl halini hoyratça kucaklardı uçurumdan düşmekten kurtarırcasına. Yeşillikler arasındaki yalnız ağaçlar, buğulu gözlerinin altında silinip giderdi. Ayna karşısına geçtiğinde bir dilfiruzdur ki alır götürürdü ellerinden. Kendinden kendine kaçardı, kalbinin süveydasına ışık olurdu başını okşadığı sokak hayvanları. Bundandır aldığı her nefesine gönül vermişliği. Batan güneşin bir lahza ardından doğacağını bilirdi. Dudaklarında bitmek bilmeyen bir aşk türküsü, gözlerinde can bulan gökyüzü. Bir an için duraksayıp baktığında göğe, nihayet gördü ruhunun revasını. Mecruh çocukluğunu olanca şefkatiyle sarmaladı. Düğüm olmuş boğazı ilmek ilmek çözüldü yeniden. Belki sadece bugüne mahsus, tekrar ve tekrar..
annem benim güzel annem
bir solukluk izin ver
analık hakkınla bağlama beni
aşk dedim sevda dedim
barış dedim kavga dedim
elimde gençliğim vardı
onu verdim
neyleyim
beni burada arama anne
kapıda adımı sorma
saçlarına yıldız düşmüş
koparma anne
ağlama
kırıldıysa düşevinin kapısı
bütün kırık kapıların çağrılısıyım
kızların yanaklarında çukurlaşan
biten başlayan aşkların ortasındayım
her kavgada ölen benim
bayrak tutan çarpışan
her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni özlem benim kavga benim aşk benim
bekle beni anne
bir sabah çıkagelirim
-Durursam bir daha kurtulamam.
︎ziyanı yok Günışığı yeter bize
-Yüreğim kaydıysa günah mı?
︎Çamura saplansam yardıma gelir misin?
-Elini tutum sıcacıktı yüreği elindeymiş gibi.
︎Elinden tutuversem benimle gelir misin?
-Seninim işte alıp götürsene beni
Sanat dalları, birbirlerinden, birbirlerinin yöntemlerinden yararlanırlar. Selvi Boylum Al
Aşkını haykırmak ister insan.
Bağırmak, söylemek, duyurmak ister.
Haberdar olsun tüm şehir ve bu çığlıkla büyüsün aşkı ister.
Bunun içindir şarkılar, bunun içindir şiirler, bunun içindir nefesler.
Bunun içindir "Bir gözü sürmeli." türküsü...
Gelecek
O muhteşem gün gelecek
Bitecek kör sağır dilsiz sessizlik akıp gidecek kül renkli zaman
İşte o zaman gökyüzüne kuşlar salacağım
Çiçekler toplayacağım
Bir tek çocuklar için kavgalar vereceğim
Bir tek özgürlük için şafağı çağıracağım
Şiirler yazacağım ırmaklar çoğaltacağım
Yüreğimde aşklar büyüteceğim
Bir tek insan bir tek insanlar için
İşte o zaman Ey insanlar al size diyeceğim Al size kızıl bir şafak Bir daha hiç bırakmayın Al size ışıktan güzel düşler
Ay ışığı yaşam aşk ve ölüm Al size özgürlüğün türküsü İşte o zaman
Yeni bir yaşam başlayacak