Aşk; kaybedileceği kesin bir oyun ve ancak delilerin peşine düşeceği bir mutluluk.
"Şahsen ben mahzun olmakta bir kusur görmüyordum. Aksine, riya ve oyun insanları mutlu eder, hakikatleri bilmek ise ağırlaştırıp hüzünlendirdi. Şu hayatta daha çok şeyi bilen insanlar daha durgun daha dingin olurdu."
Reklam
Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. Seninle tanıştığımızdan beri aslında hep onu oynadık biz. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikayeler... Sonra ilk aşık olan kaybeder.
Şahsen ben mahzun olmakta bir kusur görmüyordum. Aksine, riya ve oyun insanları mutlu eder, hakikatleri bilmek ise ağırlaştırıp hüzünlendirdi. Şu hayatta daha çok şeyi bilen insanlar daha durgun daha dingin olurdu.
Duygusal Boşluğu Dolduran Aşklar
İlişkilerde her zaman iyi olan kazanamıyor, öyle değil mi? Aslında bilinçaltımızda oluşan açlıkları ve ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz birbirimizde. Bu öyle ilginç bir oyun ki, karşımızdaki kişinin korkularını bilmeden, çapkın olup olmadığını anlamadan, daha ilk görüşte iki insan arasında bir duygu akışı başlayıveriyor bazen. Yani bilinçaltımız, zihnimizden önce davranıyor. İlk birkaç hafta her şey muhteşem gidiyor. Her iki tarafın da ayakları yerden kesiliyor. Karşımızdakinin ne kadar da beyefendi ya da hanım hanımcık olduğuna fazla bakmıyoruz. Çok isterdik, ama mantığımız, bilinçaltımızdaki duygu ve isteklere söz geçiremiyor. Ve olmadık insanlara bir anda kendimizi aşık buluyoruz. Duygusal bir boşluğu dolduran aşklar, gerçek aşk değildir. Doymaya başladığımız an, karşımızdakinin eksik yönlerini görmeye başlar, ilişkiyi tüketmeye koyuluruz. Zaten yüreğimizde gerçek sevgi de yoktur. Muhtemelen o kalpten yayılan gerçek sevgi frekansını çoktan kapatmıştık.
Sayfa 65
Aşk tüm çirkin ve düşük özellikleri, Güzel ve yüksek özellikler olarak değiştirmektedir. Aşk gözlerle değil Eros’ un okuyla büyülediği kör bir akılla başlar. Aşkın aklı yargılama özelliğinden yoksundur. Bu şekilde gözleri olmayan aşk, aceleyle sevdiğine doğru kanatlanır. (İşte bu yüzden aşk, sabırsız çocuk gibidir.) Ve bu nedenle her zaman yanlış seçimler yapar. Çocukların oyun oynarken hile yaptıkları gibi, Aşk da hilebaz ve yalancıdır.
Reklam
"bir yarım, bir yitikseniz ensenizi burgu gibi oyan tamamlanmak arzusu sizi belki de cinsel eklenmelere itip duracak; her defasında ya daha başlamadan tiksineceksiniz ya sonraki yıkılışınız öncekilerden birkaç misli daha ağır olacak, bozulacaksınız. çünkü alkolün, yalnızlığın ve karanlığın krallığında, düpedüz aşk bile beşeri ve yüksek tamamlanma olmaktan çıkmış; adamın ayağını bütün bütün kaydıran yosunlu, kirli, hayasız bir oyun olmuştur:
Sayfa 73 - ..daha çok paranın, en çok alkolün, bilmem ne kadar züppeliğin ve gösterişin sırtında dönen yüzde seksen yalan, yüzde on aldatmaca, yüzde on kirletmece olan bir oyun.
O andan başlayarak seni sevdim. Biliyorum, kadınlar bu kelimeyl sana, senin gibi hep şımartılan bir erkeğe çok sık söylemişlerdir. Fakat Inan bana, seni kimse o kız kadar, yani benim kadar, olduğum ve senin için hep öyle kalan ben kadar köle gibi ve bir köpeğin sadakatiyle kendini adayarak sevmedi, çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir
"Onlara göre "canım" ve "sevgilim" lafları karşısındakini erkenden söylenemeyecek ölçüde mahrem olduğundan, çoğu çiftten farklı olarak bu tür aşk hitaplarıyla birbirlerinin duygularını etkilemeye çalışmadılar."
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
ilk aşk alıntı
"Onun bütün canlı ve güzel varlığında, kurnazlık ve ilgisizliğin, hile ile saflığın, kibarlık ile neşenin tuhaf bir biçimde büyüleyici bir karışımı vardı. Her yaptığı ve söylediği şeyde, her hareketinde, ince, zarif bir büyü vardı. Her şey onun içinde oynayan hayatın biricik, alışılmamış kuvvetini ifade ediyordu. Yüzü de sürekli değişiyordu. O da sanki hep oyun oynuyordu. Hemen hemen aynı anda alaycı, düşünceli ve tutkulu görünüyordu. Sonsuz çeşitlilikte duygular, hafif ve hızlı, rüzgârlı bir yaz gününde birbirini takip eden bulutların gölgeleri gibi gözlerinde ve dudaklarındaydı. Hayranlarının hiçbirini ihmal etmiyor, hepsini idare ediyordu, her birine ihtiyacı vardı..."
Sayfa 46 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.