Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili   Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir   ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa
Reklam
Maddedışılık kavramı esasen gerçekliği dışlamasa da, cahilce yaklaşımlar gerçekliği maddesellikle bir tutmaktadır. Ruh ve madde aynı aşkın varoluşun biçimleri olsa gerek. Örneğin Tantristler maddenin Tanrı'nın düşüncelerinin somutlaşmasından başka bir şey olmadığını söylerken aynı derecede haklıdırlar.
Son araştırmalar, yaşamda uğruna mücadele etmeye değer bazı şeylerin önemli olduğuna işaret ediyor: Hayatta size kalıcı mutluluğu sağlayacak yaşam koşulları mevcuttur. Bu koşullardan biri başkaları ile kurduğumuz ve kurma ihtiyacı duyduğumuz bağlar olan ilişkililiktir. Sevginin nereden geldiğini, tutkulu aşkın neden bir zaman sonra söndüğünü ve hangi aşkın “gerçek” aşk olduğunu gösteren araştırmalar sunacağım. Buda ve Stoikler tarafından sunulan mutluluk varsayımının değiştirilmesi gerektiğini önereceğim: Mutluluk hem içeriden hem de dışarıdan gelir. Dengeyi doğru tutturmak için hem kadim bilgeliğin hem de modern bilimin rehberliğine ihtiyaç duyarız.
Sayfa 13
Aşkın gerçekliği öyle bir muhabbettir ki her şeyin çekirdeği ve özü haline geliyor.
Önce sevmekle âşık olmak arasındaki farkı öğrenmeli. Sevgi bir yakınlık, aşk bir tutkudur. Severek bir oluşuma katılır, sevdiğimizi kendimize yakın kılmayı amaçlarız. Yaptığımız seven sevilen ayrımı aradaki ilgiyi ve ilişkiyi dünya şartlarına uyarlar. Âşık olunduğu zaman ise dünya şartlarının aradaki ilişki karşısında lağvına (aufhebung) varan bir tutum içine girilir. Onun için "aşkın gözü kördür" derler. Burada göz neyi görmüyorsa o dünyadır. Görülmeyen şey görülebilirlik yolu açılan "maşuk" yani gerçek yüzündendir. Böylesi bir aşkın (müteâl) gerçekliği konu dışı bırakan modern Batı felsefesi bütün tutkuları olumsuzladığı gibi varoluşa açılan tutkuyu yani aşkı da hesaba katmaksızın bir çerçeve çizmiştir. Yalnız dindar filozoflar dolambaçlı bir yoldan aşkı ima eden bir konuma yakın durmuşlardır. Sevgi dünyada sakin kalınabilir bir ilişki kurar; aşk sükûneti bozar, insanı varoluş eylemine fırlatır. Aşkın tezahürü bir oluşumun hem öncesinde ve hem de ertesindedir. Bir oluşumun öncesindedir, çünkü âşıkın önünde varoluş amacı bulunmaktadır. Bir oluşumun ertesindedir, çünkü sevgiyle başlayan yakınlaşma duygusu kendi başına bir eylem potansiyeli katına yükselerek aşka dönüşmüştür. Sevgi aşka dönüşebilir, fakat aşkın gerileyerek sevgi basamağına inmesi sözkonusu değildir.
Reklam
Sufi yazarlar arasında Muhyiddin ibn Arabî, Ahmed ibn el-Arif, Sühreverdî (Hâlepli), Cüneyd ve Ebul Haşan eş-Şazilî gibi bazıları son derece entellektüel bir tavır gösterirler, ilahî Gerçekliği her cesit bilginin tümel aslı gibi düşünürler. Hallac-ı Mansur ve Mevlana Celaleddin Rumî gibi diğer bazıları da aşkın dilini kullanırlar. Onlara göre ilahi gerçeklik her şeyden önce, zevkin sınırsız konusudur (objet) Ama tavır almadaki çeşitlilik, bazılarının sandığı gibi, tasavvuf okulları arasında herhangi bir anlaşmazlığa yol açmış değildir. Böyle sananlara göre, akılcı bir dil kullanan sufiler, örneğin Yeni Eflatunculuk gibi İslam'a yabancı doktrinlerin etkisinde kalabilirlermiş ve ancak, heyecansal (emotiv) bir tavrın temsilcileri Tevhidci bir görüşten kaynaklanan gerçek tasavvufun sözcüleri olabilirmiş. Aslında burada sözkonusu olan çeşitlilik, doğuştan gelen eğilimlerin çeşitliliğine tekabül etmektedir. Yaratılışın bu gereği, doğal olarak beşer dehasına eklenmekte ve gerçek tasavvuf çerçevesinde kendi yerini almaktadır. Akılcı tavır ile duygusal tavır arasındaki fark, bu alanda göı- ülebilecek farkların en önemli ve genel olanıdır, o kadar.
400 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.