Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bakın, işte gözünüzle gördünüz! Diyor var, ama bir çıkarımın adını diyemiyor! Komünistlerin dediği de hep budur arkadaşlar! Hepsi yalan, hepsi safsata! Sömürme diyorlar, ağa diyorlar, birinin aslı yok. Ama ortalığı bulandı­rıyorlar." Kara Mehmet: "Onları da biliriz. Biliriz ama cahillik yü­zünden çıkamayız içinden. Senin karşında Alaydaki Doktor olacak da göreceksin nasıl bir bir döküyor bütün pisliklerini!" "Tabii döker!" dedi Hüseyin Bilgiç. "Çünkü komünistin teki o!" "Alaydaki Doktor aslan gibi adam! Siz işinize gelmeyen herkese komünist deyip karalıyorsunuz. Biz sizi de biliyoruz ama anlatamıyoruz. Neden? Çünkü zayıfız. Çünkü para gücüyle bizi eziyorsunuz. Cip tutup köyümüze adam satın almağa geliyorsunuz. Devletin bankasındaki paraları bizim Zağar gibi itlere dağıtıp onları kendinizden yana ürdürüyorsunuz. Gene de yıkacağız sizi! Karınca kanatlanıyor, haberin olsun!"
Sayfa 75 - Remzi Kitapevi, (Koyun Kredisi)Kitabı okudu
“Ne karınca zayıf olmakla aç kalır ne de Aslan pençesinin ve kuvvetinin zoruyla karnını doyurur.”
Reklam
Aslan bile olsanız düşmanınızı karınca olduğunuza inandırmalsınız.
Eğer bir savaşın ortasındaysaniz ,aslan bile olsaniz dusmanizi karınca olduğunuza inandirmalisiniz
Sayfa 21 - EphesusKitabı okudu
Tartışmalar bana bir psikoloji profesörünün şu hikayesini hatırlatır; Profesör bir test sorusu olarak öğrencilerinden bir karıncanın çevresindeki hayvanları nasıl ayırabileceğini düşünmelerini istemiştir. İşte sonuç: karınca hayvanlar alemini iki sınıfa ayırmaktadır ; 1- Aslan, kaplan ve çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar 2- Piliçler , ördek ve kazlar gibi yırtıcı hayvanlar Herşey sizin görüşünüze bağımlıdır. Jimmy Powers
Ah ah, of offf
"Bak, ustam," dedi. "Yiğit, yürekli, aslan ustam, filler hiç yenilir mi? Bu dünya dünya oldu olalı kim görmüş karıncaların filleri yendiğini? Bu dünya böyledir ve hem de bu dünya hiç değişmez. Fil fildir, karınca karınca... Filler yönetecek, onların işleri bu, karıncalar çalışacak, filler yan gelip yatacak, en güzel yiyecekleri onlar yiyecek, en güzel giyitleri onlar giyecek, en görkemli saraylarda onlar oturacak... Karıncalarsa, işte böyle, halleri duman, yıl on iki ay çalışıp sonunda ellerindeki avuçlarındakini fillere verecek, kendileri de açlıktan kırılacaklar. Doğanın yasası bu, insanların, o kendilerini doğanın kutsal yaratığı sanan o öğüngeç insanların da yasası bu. Bu dünya böyle gelmiş böyle gider. Düşün bir ustam, bir düşün kardeşim, şuraya bir dağ kadar karınca toplansak bir araya, bir tek fil saldırsa bize, ne oluruz?" ... "Haklısın ya bu karıncalar ki şu evrende en güçlü yaratıklardır. Filler daha da güçlü olsalar bile onların bu tutsaklığından kurtulmanın bir yolu bulunmalı. Ve hem de bulunacak!" "Ama bunun için de hiç bir şey yapmıyor, hiç bir eylemde bulunmuyoruz ki,"dedi başbuğ. "Eylem gerek, hiç olmazsa bizimkiler gibi savaşı sürdürmek gerek. Ben bizim filleri yenebileceğimizi bir kere olsun düşünmedim bile ya, ama savaş gerek. Yenmesek de savaşmalıyıız. Bir tek umut savaşta." Topal demirci de öyle düşünmüştü ya, bir sonuca varamamıştı. Bir tek umut savaştaydı ya, nasıl bir savaşta? Savaşın umutsuzu olur mu? Umutsuz girilmiş savaş, savaş değil, ölümdür, savaşın biçimi, türü var. Savaşa umutla girersin, yenilirsin o başka, ama umutla girersin.
Sayfa 120
Reklam
şu evrendeki konuşamayan tek papağan, yüzmekten korkan tek balık, zıplamaya üşenen tek kanguru, uçmaya yeltenmeyen tek kuş, kükremekten çekinen tek aslan, başını gömmekten ürken tek devekuşu, ışığını gösteremeyen tek ateş böceği, şans getirmeyen tek uğur böceği, ateş saçamayan tek ejderha, tünel kazamayan tek karınca olduğuma inandırılmıştım. kırılgan şeylerin şiddetini anlatacaktım. çünkü bunu yakından tanıyordum. geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu. biraz ölmemeyi, azıcık hayatta kalmayı, olduğu kadarıyla yaşamayı öğrendim.
Sayfa 16 - KarakargaKitabı okudu
Saadet ancak Allah'ın lütfu ile elde edilebilir. Kol kuvvetine güvenerek dövüşmek, vuruşmakla değil. Yüce felek istemezse devlet, kahramanlıkla kemende girmez. Ne karınca zavallı, åciz ve zayıf olmakla aç kalır; ne de aslan pençesi kuvvetli olduğu için her zaman karnını doyurabilir.
Sayfa 327Kitabı okudu
Vahdet anının sınırı yok Her ne desen onun ismi Her şeyde o nokta gizli Bazen esir bazen cihan Ölüm ve hayat onun kadehi Bazen güneş bazen ay Bazen yağmur bazen bulut Kendi ateş kendi akan yıldız Kendi gece kendi seher Bazen taş bazen bitki Bazen karınca bazen aslan Kendisi ruh kendisi ceset Kendi hayat kendi ölüm Zamanla Adem var olunca Kendini kendinde bulur Mutlak iken nokta olur Hakk'ın mazharı Adem'miş.
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Vay canına! Bak, aslan karınca yarı ölmüş bir sineği sürüklüyor. Sürükle kardeşim, sürükle! İnat etmesine bakma. Hayvan olarak durumundan faydalan. Sen acıma duygusunu duymayabilirsin, buna hakkın vardır. Bizim gibi kendi duygularını çiğneyen varlıklardan değilsin!
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.