Muhsin'i görmeden, Muhsin'i tanımadan, Muhsin'i sevmeden, Muhsin'in kadını olmadan evvel Celile yaşamış mıydı? Otuz beş sene yaşamış mıydı? Bu, inanılır bir şey değildi! . . Celile'ye, sanki hayatı Muhsin'le beraber başlıyor gibi geliyordu. Muhsin'i tanımadan evvelki hayatını, eğer mümkün olsa kara tahta üzerine tebeşirle yazılmış manasız sözler gibi siler ve atardı.