Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitapların düşmanları insanlarınki ile aynidir: ateş, nem, zaman ve içindekiler.
Nevroz: Bir neolojizmdir. 1769'da İngiliz hekimi W. Cullen Edinburg Üniversitesi'nde çalışırken yayınladığı Synopsis no-soligene methodicae in usum studiosorum'da ilk kez "neuroses" terimi kullanılır. Cullen, Sydenham ve Willis'in miraçısıdır. Cullen bir organda lokalize olan bir bozuklukla sinir sisteminin bozulmasına genel olarak birbirinden ayırmak istemiştir. Metodolojik nozolojisinde Latince kökenli bir sözcük olan "neuroses" olarak adlandırdığı "sensitivite ve motorisitede ateş ve organ lokalizasyonu olmadan ortaya çıkan hastalık"lardır. Neuroses sözcüğü İngilizce "neurosis", Fransızca "névrose" veya "maladie nevreuse", Almanca "neurose" olarak kulanılmaya başlanmıştır.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
"İsimlerin hayatı tamamlandığına dair taşıdığım sarsılmaz inançla, hayat hakkı ihlâl edilmiş bir aşk olmasın benimki diye, onun ismini merak ettim. Bilmeyişimle merak ettim ben. İsmi koyulmuş fakat henüz sebepler âleminden mümkünler âlemine düşmemiş olanların arasından düşsün benim hakikatime diye, başka bir şeyi değil, onun ismini merak ettim."
Demek cehennem bu. Hiç aklıma getirmezdim böyle olacağını... Acı, ateş, kızgın ızgara hepsi sizsiniz demek... Ne gülünç şey! Kızgın ızgaranın ne gereği var: cehennem başkaları'dır.
"Sende bulduklarım değil sensiz kaybettiklerim" diye feryat eder aşk.
Derdi ki; "İnsan hayatının normal amacı, dört mevsimde de, yani hayatın dört çağında da, fazla hoplayıp zıplamadan yaşamak ve son güne kadar, hayat kadehinin tek damlasını bile israf etmemektir. Ağır ağır yanan bir ateş; ne kadar şiirsel olursa olsun, şiddetli bir yangından daha iyidir." En sonunda da şunu eklerdi; " Bütün bu düşündüklerimi gerçekleştirebilirsem mutlu olacağım, fakat fazla umudum da yok. Çünkü bunu gerçekleştirebilmek çok zor bir iş."
Reklam
Biliyor musun Andrey, benim içimde ne yakıcı, ne de kurtarıcı hiçbir ateş yanmadı. Hayatımda hiçbir zaman başkalarınki gibi gittikçe renklenen, parlak bir güne çevrilen bir sabah olmadı. Bir sabah ki, yakıcı öğle vakti geçtikten sonra yavaş yavaş solsun ve kendiliğinden akşama karışsın. Hayır, benim hayatım sönmüş başladı. Tuhaf, fakat böyle. Kendimi bilir bilmez sönmeye başladığımı hissettim. Sönüşüm dairede, evrak başında oturduğum zaman başladı. Sonra kitapları okuyup da, onlarda yaşamın içinde kullanamayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında bol dedikodular, alaycı tavırlar,soğuk, kötü ve boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz toplantılara katıldıkça, daha da kötü oldum.
Sayfa 203 - AlterKitabı okudu
Biz ince bel, elâ göz, sütun bacak için sevmedik güzelim, Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda. Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye! Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik ANLAYAMADILAR...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.