O soğuk geceleri tarif ettiği kısımlar örneğin banyodan çıktıktan sonra direkt sobanın yanına koştuklarını anlattığında epey duygulandım. Hayatımın her günü değil ama çok küçükken köye yatılı kalmaya gittiğimiz günleri tam da öyleydi. O bir odanın sımsıcak, diğer odalarınsa buz gibi olduğu anlar tam da içime işlemiş. Mutfağa gittiğimizde bile koşarak içeri, sobanın olduğu odaya giderdim, belki de mutfak, dışarıdan daha soğuktu o günlerde :D Kaloriferli evlerde de benzer durum vardı aslında. Banyoya girmeden önce atletlerimizi, çoraplarımızı kazaklarımızı tek tek ve üst üste kaloriferin üzerine koyardık ısınsın da çıkınca sıcak sıcak giyelim diye. Ne yalan söyleyeyim banyodan çıkınca giydiğimiz o kıyafetlerin sıcaklığının verdiği hisler çok hoş ve eşsizdi, eşsiz... -hala yaparım- :D Dışarıda da lapa lapa yağan kar. Gökyüzü pespembe, demlikte çay ya da ıhlamur...
Yazarın bu soğuk geceleri tarif ettiği kısımlar beni de soğuk kış gecelerine götürdü ve çok etkiledi. Fakat kitabın diğer kısımlarını beni epey yanılttı. İsmine bakınca masum nitelikte çocuksu bir içeriğe sahip sanmıştım. Fakat öyle değilmiş. Cinsellikle alakalı konuları tüm çıplaklığıyla ve çok yerde ele almış yazar. Benim isminden hareketle oluşan tozpembelik tahminlerim suya düştü kitabı okurken. Ayrıca 18 yaş altının da okumaması gereken bir kitap bence. Yine de olumlu yorumları oldukça fazla olan bir kitap. O yüzden isteyen okuyabilir, inceleyebilir.