The Horde: How the Mongols Changed the World
Marie Favereau'yu ayakta alkışlıyorum. Müthiş bir çalışma ile Moğolların kıta bazında ülkeleri nasıl etkilediğini, ticaret, din, köle, hayvancılık, mera yönetimi, yönetim şekilleri, posta teşkilatlanması vb gibi her biri bir kitap olacak konuları muazzam şekilde ele almış.
Araştırmasını (kitabını) resmi ülke arşiv verileriyle de destekliyor. Bir solukta 700 yıl öncesinde olan olaylarından başlayarak kronolojik sıra ile sanki oradaymışız gibi bize anlatıyor.
The Horde: How the Mongols Changed the World
Marie Favereau 'nun kitabıyla ilgili yorum videosu linkini buraya bırakıyorum.
youtu.be/273BFQgiv2c?si=...
"KATİ SURETTE DÜŞÜNÜLMEZ..."
Ağızım açık okudum, efsane bir kitap. Kitabı okuduktan sonra cidden bu zaman kadar halk arasında dolaşan aşk destanları da neymiş. Leyla ile Mecnun , Ferhan ile Şirin bu kitaptaki efsanenin yanında bir kenarda dursun . Sonunu ip ile çektim . Kitabı bittirdik'den sonra biraz kitap ile araştırma yaptım ama tam manası ile bir kitap'daki tabletlerin gerçek olduğu ya da kısman gerçek olduğuna dahil bir şey bulamadım ama kurgu dahi olsa bu kurguyu yapsa yapsa Ahmet ÜMİT yapar dedirttiriyor tek kelim ile énorme... Kitabın içine değinecek olursam; bana göre en başta da dediğim gibi günümüzdeki halk arasında dolaşan hikayelerden daha güzel tam anlamı ile Edebiyat ve Tarih kitap boyunca dans ediyor ve bu dans insanı büyülüyor.. Gündelik hayatta da Edebiyat ve Tarih zaten birbirinden ayrı düşünülmez ama bu kitap da tam olarak bunu kanıtı olmuş. Evet yer yer biraz ütopik olsa bile zaten kitabın tamamında tanrılardan bahsediyor o yüzden bu pek de göz önünde tutulacak bir şey değil ki Kadeş antlaşması zamanı , Hititler dönemi zaten insanların kendi eşyalarına bile bir şeyler takıştırıp tanrı dediği dönemdi, bu pek göz önünde bulundurulmamalı. Öbür yandan ise Ninatta'nın yaptığı pek edepli olmazsa da bunu sonradan tasdik eden Nuvanza ve arada kayıp giden iki hayat Manni ve Zitiş işte kitap tam analmıyla incroyable...Tarih ve Edebiyat ayrılığı: "Kati surette düşünülmez."... Ahmet ÜMİT'i ayakta alkışlıyorum Edebiyat ve Tarihin Efsanevi dansına bizi tanık ettirdiği için... 
Ahmet Ümit
Ben delirdim. Siz devam edin
Bugün ölüyorum sandım insan selinden. Bugün bir kere daha ikna oldum insanlar yüzlerinize gülerken kafalarında sizi asacakları urganı örerler. Bugün bir kez daha anladım insan insana yurt olmuyor. Bir gövde gösterisine dönüyor neredeyse bütün merasimler. Yapay sevgiler ve beklenti ve ihtiyaçların arzuların getirdiği lirik bir saygı gösterisi. Alkışlıyorum hepinizi ayakta yine yeniden hep. Bugün ayağının altındaki sandalyelerle kendini dev aynasında gören insanların kendilerini pazarladıklarını gördüm yeniden. Taptıkları şeyleri dağıtıyordu herkes ben daha zenginim ben daha büyüğüm demek için. Oysa kirlilik sebepleri de taptıklarıydı en başından beri
Onur Ünlü (Ah Muhsin Ünlü)
1'den 6'ya geçmiş... :)
Bir basım hatası, editör sansürü falan yoksa eğer, yazarın matematik bilgisini ayakta alkışlıyorum... 😆
Sizi Ayakta Alkışlıyorum
yeni nesil genç arkadaşlar ayakta alkışlanacak şiirlere, hikayelere, araştırma ve incelemelere imza atıyorlar.
Bütün bunlar değeri biçilemeyen bir hüner, bir maharet işidir. yoksa bir iki kelimeyi nazım ve imla kurallarına uydurarak yan yana yazmak değil....
onun için gerçekten bu yetenekte olan siz genç arkadaşlar , sizi ayakta alkışlıyorum
Sizin gibi şair, yazar ve araştırmacılara saygılarımla....
KK
Bilim Kugu eserlerinin Baş yapıtı
Sıvağı sıcağına incelemeyi yazma gereği duydum
Frank Herbert dayım sen nasıl bir vizyona sahipsin?
1957 yazdığı eser 1960 da yayınlanıyor. Ve 21bin yıl sonrasını nasıl hayal ettin.Bulunduğun yılda henüz bilgisayar,internet ve teknoloji nin 21yy ki verimliği olmadığı bir zaman da DUNE yi nasıl yazdın.Gerçekten ayakta alkışlıyorum kendisini.
DUNE metni; aradan binlerce yıllar da geçse, başka evrenlerde insanoğlu bir yaşam bulmuşta olsa. Herzaman bir çelişki,evrenin bizlere yetmediğini ve daha fazlasını ,güçlü olanların, aç gözlülerin hakimiyetlerinin sürdürmesini anlattıyor.
□ Baharat bizim dünyamızda petrol,altın üç kavramında olan bir ihtiyaç. DUNE dünyasında Baharat ile alışveriş komşu hanedan ve dünyalarla arasında yapılıyor. □
Frank Herbert inançı o kadar güzel bilim kurguya karıştırmışkı okuyunca anlayacaksınız.Gerçekten binlerce yıl sonra böyle bir olasılığı düşüne bilirmiyiz diye kendinizi sorguluya bilirsiniz.
Halen insanların bir Mehdi yi beklemesi bir kutuluş bir kahraman?
Kitaptan alıntı ---> Bununla Kuisatz Haderah arasındaki paralelliği görmek kolaydır. Rahibeler Birliği'nin dölleme programı yoluyla ulaşmaya çalıştığı Kuisatz Haderah "yolun kısaltılışı" veya "aynı anda iki yerde bulunabilen kişi" olarak yorumlanıyordu.
》 Alıntı da okuduğunuz gibi aynı anda bulunabilen kişi, bu cümle bana Paul Muad'Dib in yani baş kahramanımızın Hz.Zülkarney anımsatı, zaten DUNE romanında Incil,Kuran,Tevrat dan çok büyük alıntıların var olduğunu okuyunca anlayacaksınız.
Yani cümlelerle bu eserin mükemmeliğini anlatamıyorum sanırım Bilim Kugu eserlerinin Baş yapıtı diyebilirim.
dünya; çölleşmiş, hava kirliliği maksimum seviyelere çıkmış, nüfus bu sebeple günden güne azalmaktadır. durum günden güne kötüye giderken tek çare ise portal’dır.
wallace, eşini ve oğlunu organ yetmezliğinden kaybetmiştir. şimdiyse geride kalan çocuğu penny’de de organ yetmezliği vardır. wallace’nin tek çaresiyse n102 şirket aracılığıyla portal’a gitmek ve oradan antimadde getirmektir.
wallace, portal’a gittiğinde farklı türlerle tanışır ve burada başına türlü türlü olaylar gelir.
ihaneti, umutsuzluğu, dostluğu… birçok konuyu tecrübe ederken wallace neler yaşıyor öğrenmek için mutlaka bu kitabı okumalısınız.
ben konusundan önce kapak tasarımı nedeniyle kitabı okumak istedim. güncel türk yazarların fantastik, bilim-kurgu ve distopya türündeki kitapları için biraz önyargılıydım. başlarda ne olacak, nasıl olacak, nasıl bir evrendeyiz acaba sorgulamaları yaparak okudum. wallace, özellikle n102’ye gittikten sonra kitap beni içine çekti. okurken çok keyif aldım.
yazarın kalemi sade ve gereksiz uzatmalardan uzak, vermek istediği mesajlar net, anlatmak istediklerini kısa cümlelerle kafamızda canlandırıyor.
kitabın gidişatı ahenkliydi. heyecan her sayfada dozunu arttırarak devam ediyor. her sayfada merak edeceğiniz yeni bir olay gerçekleşiyor.
bu kitap benim önyargıma güzel bir tokat attı. yazarı ayakta alkışlıyorum. 
bir kare mavi 
Portal 
Abdurrahman Aydınlı
kitap sonunda aşırı şok oldum, sinirlendim, üzüldüm… devamını heyecan içinde bekliyorum.
