Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Menderes'in bir sözü, imar konusunda şehrin görkemli tarihini umursamayan bir bağnazlıkla sakatlanmış olduğunu kanıtlıyordu. Övündüğü davranışı, azınlık haklarına saygısıyla tanınan Fatih Sultan Mehmet'ten beş yüzyıl sonrakileri, mahcup olmanın da ötesinde utandıracak kadar çağdışıydı. Menderes diyordu ki: «Bir metre gâvur kaldırımı yapmadım.» İktidara geçişlerinde üç-beş gün sonrasında, Atatürk döneminde Türkçe okunmaya başlanmış ezanı Arapça'ya çevirtenler, imar işlerinde bile din ticaretini elden bırakmamışlardı. «Beyoğlu'na karşı İstanbul» sloganı ortaya atıldı. Bu deyim, 6-7 Eylül 1955 barbarlıklarının kalıntısıymış gibi gözüküyordu. «Vatan Cephesi» kurarak halkı bölmeye girişenler, şehrin semtlerini de birbiri karşısına getirmeye çalışmaktan çekinmiyorlardı.
Sayfa 173Kitabı okudu
1945 yılının ortalarında, hükümet, yeni havaya uyuyor görünmek için, Meclis'e bir Toprak Kanunu tasarısı getirmişti. Bu tasarı gereğince devlet elindeki topraklardan başka büyük toprak sahiplerinin toprakları da parayla köylüye dağıtılacaktı. Bir adam 500 dönümden fazla toprak sahibi olamayacak, bu ölçüden aşın toprağı olanların fazla toprakları kamulaştırdacak ve bedeli 10 yıl taksitle ödenmek üzere köylüye verilecekti. Bu tasarı, Meclis'te büyük toprak sahiplerinin protestolarıyla karşılandı. Bunların başında Adnan Menderes vardı. Adnan Menderes'in Aydın bölgesinde Menderes çayı üzerinde 10 bin dönümden fazla toprağı vardı. Bu kanun en çok onu zarara sokacaktı.
Reklam
Cumhuriyet hakikaten vatandaş toplumuna doğru bir adımdır. ''Efendim, vatandaşlık Demokrat Parti ile gelmiş!'' Peki o Demokrat Parti nereden gelmişti? CHP'nin içinden... O adamların hepsi Halk Partili... Serbest Fırka da oradan çıkıyor. Atatürk, Adnan Menderes'i Aydın'a haşlamak için çağırmıştı. O zamanlar Serbest Fırka'nın il başkanıydı. Ancak Menderes konuşmaya başlayınca Atatürk kendisine hayran oluyor. Sonra Adnan Menderes'i mebus yapıyor.
Sayfa 240
Yandaşlarının Batı Anadolu’ya yerleşmesi ve Hıristiyanlarla temasları açısından, kısa sürse de belirleyici bir nitelik taşıyan bu yolculuktan sonra, Bedreddin doğduğu topraklara, Trakya’ya dönmeye karar verir. Ancak Anadolu beyleri kendi aralarında savaştıklarından, denizyolu Saruhan’ın donanması tarafından kesilmiştir ve şeyh Edirne’ye dönmek
Babam ve Ben'de Aydın Menderes'in iktidarla ve darbeyle yüzleştiği anlara dair yaşanmış tanıklıklar bulacaksınız. Menderes, bu anları 1950'lerin Türkiye'sindeki gündelik hayatın izlerine sürerek anlattığı için kitap uzun bir roman özelliği de taşıyor.Türkiye'nin demokrasi ve demokratikleşme hikayesi hüzünlüdür... Her denemede oyuncağını kaybeden bir çocuk ortaya çıkar. Menderes bize bu çocuğu anlatıyor biraz da. Aydın Menderes'in anlattıklarında, eşsiz bir babayı kaybeden bir oğlun derin hüznü var. Aynı zamanda bu hüznü tevekkülle taşıyan bir annenin çelikleşmiş iradesinin serancamı... Ve hepsinden önemlisi, demokrasi virajında bir kadının ve çocuklarının trajedisinin kelimelere dökülmüş tanıklığı...Bununla birlikte, Türk siyasetinde iktidara kavuşmayı, gerdeğe girecek damatların heyecanıyla arzulayan birçok insanın hikayesini de gene bu kitapta bulacaksınız. 27 Mayıs'a gülenleri ve ağlayanları Aydın Menderes ile bir daha hatırlayacaksınız. Aydın Menderes'in gözünden Celal Bayar'ı, İsmet İnönü'yü, Süleyman Demirel'i, Sadettin Bilgiç'i, Fatin Rüştü Zorlu'yu ve Adnan Menderes'i okuyacaksınız.Türk demokrasi tarihini anlamak isteyenler için bu kitap, tarihe tanıklık ediyor...
Atatürk
Atatürk Aydın'a geldiği zaman "Burada" muhalif bir genç var. Serbest Fırka reisi ve hayli etkili" deniliyor. Kastettikleri o zaman daha "Menderes" olmayan Adnan Bey idi. Anlatılanlar üzerine çok sinirlenerek Adnan Bey'i çağırmıştır. Bunun üzerine Adnan Bey arza başlamıştır ki boş bir insan değildir, zira askerliğini yedek subay olarak yapmış, İstiklal madalyası almış ve Amerikan kolejini bitirmiştir. Memleketin halini, çiftçinin durumunu, ihmali, bürokrasinin tutumunu anlatıyor. O anda Atatürk'ün tavrı ve yüzü değişmeye başlıyor. "Sen bunları bana bir layiha halinde ver" diyor ve ondan sonraki dönemde onu Aydın'dan mebus yapıyor. Bu bir zihniyettir. Ancak Türk cemiyetinde bu tip liderler cok azdır.
Sayfa 66
Reklam
"Atatürk, İttihatçıların menfi taraflarından nefret ederdi. Kendisi de gençken yeminli İttihatçı olmasına rağmen, aşağı yukarı Hareket Ordusu macerasından sonra, binbaşılığından itibaren bu tavır ve hizipçilikten nefret edip, çatışarak kenara çekilmiştir. Bazı arkadaşları da öyleydi ve Halk Partisi'nin içinde de bu tarzı takip etmiştir. Mesela Aydın'a geldiği zaman 'Burada muhalif bir genç var. Serbest Fırka reisi ve hayli etkili' deniliyor. Kastettikleri o zaman daha 'Menderes' olmayan, Adnan Bey idi. Anlatılanlar üzerine çok sinirlenerek Adnan Bey'i çağırmıştır. Bunun üzerine Adnan Bey arza başlamıştır ki boş bir insan değildir, zira, askerliğini yedek subay olarak yapmış, İstiklâl Madalyası almış ve Amerikan Koleji'nde okumuştu. Memleketin halini, çiftçinin durumunu, ihmali, bürokrasinin tutumunu anlatıyor. O anda Atatürk'ün tavrı ve yüzü değişmeye başlıyor. 'Sen bunları bana bir layiha halinde ver' diyor ve ondan sonraki dönemde onu Aydın'dan mebus yapıyor. Bu bir zihniyettir. Ancak Türk cemiyetinde bu tip liderler çok azdır."
Sayfa 66 - Kronik Kitap, Ocak 2018.Kitabı okudu
Aydınlatmaya karşı direnç
Yurdumuzda aydınlığa karşı güçlü bir direnme vardır. Bunlar ortaya Atatürk gibi güçlü adamlar çıkınca sinsi sinsi yatıp uyur görünse de buldukları ilk fırsatta başlarını deliklerinden çıkarırlar. Anlattım: Halkevlerini, Halkodalarını öyle kolayca kapatıverdiler. Hele Köy Enstitülerini.Rahmetli İsmail Hakkı Tonguç'u düşünüyorum. O büyük adama kan kusturdular. Sana köyler için öğretmen yetiştiren Köy Enstitülerinin nasıl kapatıldığını anlatayım. Dinle bak ! Doğuda, Van İlinde köyler sahibi Kinyas Kartal ağa ile Batıda Aydın ilinde çiftlikler sahibi Adnan Menderes Ağa vardı. Bunlar seçimlerden önce gizlice anlaşıp birbirine söz verdi. Ağalar oyları Menderes'e küreyece, Menderes bu yoldan iktidara gelecek. Başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz Köy Enstitülerinin kapısına kilidi asacak. Kaldırın kolları; kaldırdılar. İndirin kolları ; indirdiler. Tamam,kapattılar enstitüleri.
Sayfa 92 - LiteratürKitabı okudu
Merhum Adnan Menderes, Fethi Okyar’ın partisinde Aydın il başkanıydı. Etrafta tutulan bir genç olduğundan, Atatürk görüşlerini dinlemek için kendisini çağırtıyor. Birinci Cihan Harbi’nde yedek subaylık yapmış, konuşmasını bilen, İstiklal madalyası sahibi biri söz konusu. O da anlatmaya başlıyor ve memleketin zenginlik istediğinden bahsediyor. İktisadi girişim hürriyeti istiyor ve bürokrasi ve hükümetin müdahalelerinden şikâyet ediyor. Anlattığı şeyler malum. Atatürk’ün de ne düşündüğü malum ama Atatürk ondan bunları yazmasını istiyor ve Menderes bir sonraki seçimde mebus olarak meclise giriyor.
Büyük Toprak Sahipleri
"Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu. İnönü ve Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatiboğlu'nun girişimleriyle hazırlanan bu yasanın 17. maddesine göre, topraksız ya da az topraklı çiftçiyi topraklandırmak için devlet, büyük toprak sahiplerinin topraklarını kamulaştırabilecekti. Kamulaştırma, gerekirse toprak sahibinde yalnızca 50 dönüm bırakacak kadar kapsamlı olabilecekti. Kamulaştırma bedelleri de gerçek değere göre değil, arazi vergisine matrah olarak beyan edilen değerden ödenecekti (md. 21). Bu hüküm toprak sahibi olan milletvekillerini çok rahatsız etti. Aydın'ın büyük toprak sahiplerinden olan Adnan Menderes, yasa görüşülürken ağır eleştiriler getiren milletvekillerinin başında geliyordu"
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
426 üyeden oluşan mecliste 17 Nisan 1940'ta kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri yasasına verilen kabul oyu 278 'dir ve karşı oy çıkmamışsa da oylamaya katılmayan 148 üyenin olması düşündürücüdür. Oy vermeyen milletvekillerinin arasında Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü de vardır. Bu isimlere ek olarak adları hemen sayılabilecek Emin Sazak, Kazım Karabekir, Tevfik İleri, R. Şemsettin Sirer gibi politikacılar ileriki tarihlerde yıkım sürecinin önemli şahsiyetleri olacaklardır.
Sayfa 104 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.