Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
455 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ne Yapmalı
Ali şeriati 'Ne Yapmalı' diyerek, yapılması gerekenleri kendince sıralıyor. Katılırız veya katılmayız ama kendi zamanında bunun mücadelesini vermiş bir insanın düşüncelerinin kağıda dökülmüş halini okuyacağız. Dolambaçlı söylemler, uzun, zor, anlaşılmaz kavramlar, kelimelerle dans etmek yok; herkese yönelik sade ve net konuşuyor, konuşuyor,
Ne Yapmalı
Ne YapmalıAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2009221 okunma
Bir kere şu “edebiyat” kelimesi halk ve aydınlar arasında korkunç bir mana taşımaktadır. “Edebiyat yapıyor” demek “saçma-sapan konuşuyor” demektir. Bugünün edebî eserleri ise saçma-sapanlığı da aşıp okuyanın yüreğine indirecek bir biçim, daha doğrusu biçimsizlik almaktadır. “Yazık oldu Süleyman efendiye” başlıklı pırlantadan başlıyarak “serbest vezin” denilen bolşevik ölçülü ve tabiî söğüşlü, küfürlü şiirlere(!), devrik cümle denilen palikarya ağzıyla yazılmış nesir şaheserlerine (!) kadar sıra sıra dizinlenen sanat harikaları, estetik seviyenin deniz seviyesinden kaç kilometre aşağıda olduğunu göstermektedir. Hele geçen yıl Cumhuriyet gazetesinin roman yarışmasında birinciliği kazanıp aynı gazetede tefrika olunan “Yılanların öcü” adlı bir şaheser vardı ki edebiyat hakkında fikri olmıyanlara vereceği ders bakımından cidden bulunmaz bir nesne, belki de “Acaib-i Seb’a Alem”in sekizincisi idi. Bu romanı birinci olarak seçen “BÜYÜK JÜRİ” arasında sayın Halide Edibin de bulunması çok garibime gitmişti. Ağıza alınmayan kelimelerin sık sık geçtiği bu romanı acaba sonuna kadar okumuş mu idi? Okudu ise...Pes... Başka sözüm yok...
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk, 'Nutuk'u Okumaya Başladı..
AFET İNAN BÜYÜK NUTUK'U ANLATIYOR.. Atatürk, Büyük Nutuk’u seslendirmeden önce 1927 yazında Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlediği akşam toplantılarında arkadaşlarına okumakta, onlarla tartışmaktadır. Yaz aylarının sıcak bir gününün gecesi, Atatürk’ün etrafında daha kalabalık bir aydınlar topluluğu vardı. O, arkadaşlarına adeta bir sürpriz
"Istanbulda yaşayan sivil ve asker tüm aydınlar, Mustafa Kemal Paşa'nn basına verdigi demeci konuşuyor sevgili Marsel. Ülkemde uygulanacak siyasal sistem için 'cumhuriyet' demiş Paşa verdigi bir beyanatta..."
"İstanbul'da yaşayan sivil ve asker tüm aydınlar, Mustafa Kemal Paşa'nın yabancı basına verdiği demeci konuşuyor sevgili Marcel. Ülkemde uygulanacak siyasal sistem için 'cumhuriyet' demiş Paşa verdiği bir beyanatta..."
Sayfa 307 - Destek YayınlarıKitabı okudu
İlhan, fazla konuşuyor belki, ama ne yapsın? Yurdunun afyonlanmış intelijansiyasını uyarmak için İsrafil'in sur'una sarılsa hakkı var. *intelijansiya: aydınlar topluluğu
Sayfa 30
Reklam
Bir kere şu “edebiyat” kelimesi halk ve aydınlar dilinde korkunç bir mânâ taşımaktadır. “Edebiyat yapıyor” demek “saçma-sapan konuşuyor” demektir. Bugünün edebî eserleri ise saçma-sapanlığı da aşıp okuyanın yüreğine indirecek bir biçim, daha doğrusu biçimsizlik almaktadır.
Sayfa 102 - Ötüken Neşriyat - 2. BasımKitabı okudu
O bildik belli kalıplar içinden çıkmadan konuşup tartışıyoruz. Resmi ideolojiye karşı olduğunu söyleyen aydınlar bile resmi ideolojinin argümanları ile konuşuyor. Gelin şu üzerimizdeki örtüyü kaldıralım, gerçeklerle yüzleşelim. Üçüncü dünya ülkelerine mahsus; karşısındakini düşmanı görme huyumuzdan da vazgeçelim.
Avam, kendi cehalet ve donukluğunda gün be gün sağlamlaşmakta! Halktan uzak aydınlar ise kapalı kule ve kalelerinde, fakülte sınıflarında, üst-düzey akademik dergilerinde, yeni şiir, edebiyat ve sanat yapıtlarıyla başbaşa; uzmanlık konferanslarında, teknik kitaplarında birbirlerine konuşuyor ve avamın cehaletine gülüşüyorlar. Çok derin eleştirileri, titiz incelemeleri, nükteli konuşmaları, filozofça tespitleriyle zevkleniyorlar ve vicdanen rahatladıklarını sanıyorlar. Çünkü, anti-dincidirler, bilimsel bakış açılı, çağdaş ve son moda görüş/düşünce sahibidirler. (!) Tıpatıp Rönesans ya da 19. yüzyıl Avrupa düşünür ve aydınları gibidirler. Hristiyanlığı ve dini inkâr ederek, Papa’nın gücünü yok ederek modern uygarlığı oluşturan Avrupalılar gibi. Galile, Kopernik, B. Giordano, J. J. Russeau ve diğerleri ayarında büyük ve ilerici düşünürlerdirler!? Çünkü dine karşıdırlar! Oysa bunların tümü, kendi kendilerine kabullendikleri birer ütopyadır.
Bir kere şu "edebiyat" kelimesi halk ve aydınlar dilinde korkunç bir manâ taşımaktadır. "Edebiyat yapıyor" demek "saçma-sapan konuşuyor" demektir. Bugünün edebî eserleri ise saçma-sapanlığı da aşıp okuyanın yüreğine indirecek bir biçim, daha doğrusu biçimsizlik almaktadır. "Yazık oldu Süleyman efendiye" başlıklı pırlantadan başlayarak "serbest vezin" denilen bolşevik ölçülü ve tabiî söğüşlü, küfürlü şiirlere (!), devrik cümle denilen palikarya ağziyle yazılmış nesir şaheserlerine (!) kadar sıra sıra dizilen sanat harikâları, estetik seviyenin deniz seviyesinden kaç kilometre aşağıda olduğunu göstermektedir.
Sayfa 102 - Ötüken yay., 2. Basım, Kendimi TanıtıyorumKitabı okudu
41 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.