"Ettik o kadar ref'-i teayyün ki Neşati
Ayine-i pür-tab-ı mücellada nihanız"
(Maddeden sıyrılıp manaya inkılab etme işini öylesine ileriye götürdük ki, son derece parlak - cilalanmış aynada görünmez olduk.)
"İtdük o kadar ref-i taayyün ki Neşâtî
Âyîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız!"
---
Ey Neşati, görünürlüğü o kadar ortadan kaldırdık ki,
Pırıl pırıl cilalı aynada bile aksimiz sır olmuştur.
Ettik o kadar ref'-i taayün ki Neşâti
Âyine-i pürtâb-ı mücellâda nihanız
| Neşati
(Ey Neşâti! Kendimizi ruh iklimlerinde öylesine yitirdik ki, artık gönlün parlak aynalarında bile görünmez olduk.)
Ettik o kadar ref-i taayyün ki Neşâti
Âyine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız
-Neşati
(Ey Neşati! Ruhumuzun cismimizle olan münasebetini o derece kestik, cismimizi öyle yok edip sade ruh kaldık ki, parlak cilâlı aynada bile görünmez olduk.)
Ettik o kadar ref‟-i taayyün ki Neşatî
Ayîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihanız
Ey Neşâtî! Görünülürlüğü o derece ortadan kaldırdık ki cilâlanmış, parlak aynada sır olduk.”