Bir Şehre Rengini Veren...
Bir yanda bodur minareli, kırma çatılı, alaturka kiremitli mescit. Mescidi gölgeleyen çınar veya ıhlamur ağaçları. Hazirede birkaç mezar taşı. Duvarından dışarıya taşan leylaklar, fulyalar, sarmaşıklar. Beri yanda ayna taşı parıldayan, kitabesi bir hat şaheseri çeşme. Onun dibinde bir başka ağaç. Çeşmeye komşu bir ahşap yapı... Hayır... İşte o sebeple sokak aralarındaki o küçük ayrıntıları titizlikle muhafaza ve ihya etmeliyiz. Onların hafızası, hikâyesi, menkıbesi, şiirı, rengi kokusu ayrıcalıktır. Bu şehre mâna katan onlardır. Elbette ki selatin camiler, Bozdoğan Kemeri, Sultanahmet Çeşmesi, saraylar, yalılar ilk elden sayılan örneklerdir. Ve bunlara hemen her zeminde vurgu yapılır. Zaten bunların varlığına elden gelen ihtimam gösteriliyor. Benim dikkat çekmek istediğim şey; sokağımıza ve semtimize mührünü basmış olan o küçük ayrıntılar.
Kinin taze tuttuğu berrak bir hafızası vardı. Hiçbir şeyi unutmuyor, tarihleri, kişileri, olayları, ayrıntıları bir bir hatırlıyordu. Sanki kimse kendisine yalan söyleyemesin, unuttuğu ayrıntılar nedeniyle kimseyi bağışlamak durumunda kalmasın diye her şeyi zalimce hatırlayan belleğinin gücüne yaslanarak ayakta kalabiliyordu.
Reklam
"Dünyaya gelmişim." Ne kadar garip insanın kendi doğumu hakkında konuşması. Upuzun ve daha başlamadan sıkıcı bir macera romanının tekdüze girizgâhı. Biricik olsun diye didinilen, ama çaresiz, her defasında daha çok herkesinkine benzeyen. Bir hayatı öbüründen ayıran pek bir şey de yok ya zaten. Âdem ile Havva'dan gelenler, birbirleri ardına doğarlar, yaşarlar ve inanmak istemeseler de illaki ölürler. Bundan ötesi, kimsenin hatırlamayacağı ayrıntılar. Bugün varlarsa, şüphesiz yarın yoklar.
Hayatta hiçbir şey birbirimiz kadar önemli değil. Bazen unutsak da, ber dakika ne kadar mühim biliyor musunuz? Değerini bilmediğimiz, daha da huzurla, daha da güzelleştirebileceğimiz yaşamımız kadar önemli değil küçük ayrıntılar. Sizce de öyle olduğunu biliyorum ama bunu her zaman batırlamak çok önemli. Farkında mısınız, o herkesin bayıldığı, üç kızkardeşli, çılgın anne babalı ailemiz artık yavaş yavaş sefere hazırlanıyor. Zamanı durduramayız aynı kalsın diye, ama bazı şeylerin değerini daha iyi anlamak bizim elimizde, öyle değil mi? Sizi seviyorum. 29 Ağustos 1993 Saat: 21.00
Sayfa 99
Her şey olup bittikten sonra neden bir de rüya görürüz? Karmaşanın, keşmekeşin, hayatın yorucu zenginliğinin içinde eksik kalan nedir ki, uykunun kuytusunda ille de tamamlanması gerekir? Rüyamızda, birbiriyle ilgisiz gibi görünen ayrıntıları, bilincimiz önden gürültülü bir lokomotif gibi çekip bir yere, örneğin bir anlama mı götürür? Yoksa o ayrıntılar bilincimizin balonuna batan iğneler midir?
+528
"Ayrıntılar çok önemli! Ayrıntılar mahveder her zaman her şeyi…"
Sayfa 4 - _dostoyevskiKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.