Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kötü espri için üzgünüm ama yapmadan duramadım :D
Zaten oldum olası işe enerjik gelen insanları anlamamışımdır.Pazartesi günleri neşe ile uyanan birinin en fazla sevgilisinin adı Neşe olabilir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Celaleddin ismindeki d’ler gramer kaideleri değişince t ile yazılır oldu. babam “ben dinsiz Celal değilim” derdi ve ömrünün sonuna kadar d ile yazmak isterdi. isimlerdeki d yerine t yazmak manayı değiştirir. medine’de doktor arkadaşımızdan birini tanıştırdım; ismini sordu, Hayrettin deyince “incirin hayırlısı ne manasız isim, hiç böylesini de duymadım” demişti
Reklam
Ankara, o zamanlar avuç içi kadar bir yer. Yenişehir'in can damarı A tatürk Bulvarı. Bulvarı bir baştan bir başa yürüdünüz mü sağa sola selam vermekten yorulursunuz. Herkes, herkesi tanır. İşte o "herkes", Sakarya Caddesi'ndeki Laz bakkaldan ya da Bulvar'daki Trakya mezecisinden alışveriş yapar; çocukları Pekpak Pastanesi'nin
Sen patatessin ne işin olur Vit-C ile :d
Amerika kıtasından patates Avrupa'ya getirilerek üretilip tüketilmeye başlayınca skorbüt hastalığı da yok olmuştur.
Sayfa 237Kitabı okudu
:D
Okçular Vakfı bünyesinde Ali Vatansever ve Aysel Baba- gür tarafından hazırlanan Türk Okçuluk Tarihi ve Okçular Vakfı adlı kitapçıkta Okçular Vakfı'na ilahi bir mahiyet addedilmiş. Kitapçıkta "... Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı..." gibi ifadeler yer alıyor: "Okçuluk, Hz. Adem'in mirası, Hz. Muhammed'in sünneti, ecdadın hayat ve mücadele pratiği, günümüzün modern sporu, ruhumuza meditasyon vasıtasıdır. Estetik, teknik ve tabiat okçuluk için el ele vermiştir. Ağaç, metal ve insan emeği okçulukta yekvücut olmuştur. Okçu sadece oku atan bir savaşçı, sporcu ve zanaatkâr değildir. Şahsiyetini imbikten geçirmiş, ruhunu dinlendirmiş, nefsini terbiye etmiş bir derviştir. Başka bir ifade ile gerçek bir centilmendir.(!)"
Sayfa 266 - Kırmızı Kedi Yayınevi
O zamanlar kola ile katılan öğrenciler yokmuş :D
Yerli Malı Haftası, beden eğitimi dersleri nasıldı? Hayat Bilgisi dersinin programları içindeydi. “Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı” dersi yapılırdı.
Reklam
İnsan düşmanı
Gazali’nin İhyâu 'Ulûmi'd-dîn adlı kitabında şöyle yazılı: “Arap kavminde, şehvet gâalip olduğu için, sâlih olanları da (dinine bağlı olanları da) daha çok evlenme ihtiyacı duyarlar.... Kalbin huzurunu sağlamak ve zinayı önlemek için cariye ile evlenmek mübâh olmuştur. Hâlbuki doğan çocuk annesine tâbi olduğu için, köle oluyor. Bu, bir nevi çocuğu helâk etmektir... (Bununla beraber) çocuğun köle olması, dinin mahvolmasından ehvendir. Çünkü burada ancak bir müddet çocuğun yasayışını tedirgin etmek var. Fakat zina etmekle uzun müddet ahiret saadetini kaybetmek vardır.”
Klasik İslami dönemde dört büyük tarihçi Hz. Muhammed'in hayatını kaleme aldı. Muhammed b. İshak (151/ 767), Muhammed b. Sa'd (230/ 845), Ebu Cafer et-Taberi (310/923) ve Muhammed b. Ömer El-Vakıd1 (207/820). Bu tarihçiler, Hz. Peygamber'in askeri başarılarına odaklandılar. Bunlar, Hz. Muhammed'in yaşamıyla ilgili en önemli kaynaklar olduğundan,
Sayfa 62
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.