Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kemâleddin b. Yunus (v. 1251), (Bağdat)
Lakabı "Kemâleddin" dir. Musul'da doğdu. Bağdat'ta tahsilini yaptı, Seyyid es-Selâmisi'nin muîdi oldu. Musul'a dönerek kendi adıyla anılan Kemaliye Medresesi'nde ders verdi. Matematikte eşi benzeri yoktu. Hikmet, mantık, tabii ilimler, tıp, riyâziyyât hesap gibi ilimlerde söz sahibi biriydi. Fahreddin-i Râzi'nin (v. 1209) eserleri Musul'a geldiğinde, burada pek çok büyük âlim olmasına rağmen, Kemâleddin b. Yunus'tan başka bunların kullandığı terimleri anlayan çıkmamıştı.
Hâce Ali Râmitenî
Hâce Mahmud İncir-i Fağnevi'nin ikinci halifesidir. Hacegan silsilesinde Azizân lakabıyla meşhur olmuştur. Anlatıldığına göre, Hâce Mahmud hazretleri vefatı yaklaşınca hilâfet işini Hâce Azîzân'a havale eylemiş ve diğer müridlerini ona emanet etmiştir. Bahaeddin Nakşibend hazretlerinin nisbet silsilesi Mahmud İncir-i Fağnevî'nin halifelerinden iki vasıta ile ona erişir. Hâce Azizân hazretlerinin yüksek makamları ve hayret uyandıran kerametleri çoktur.
Reklam
HÂCE MAHMUD İNCÎR-İ FAĞNEVÎ
Hâce Arif'in bağlılarının en mükemmeli ve bu yolda cümlesinin en faziletlisidir. Onun sûfileri arasında hilafetle mümtaz olmuş ve halkı Hakk'a davet ve irşad hususunda en üst dereceye çıkmıştır. Hâce Mahmud hazretleri Eykenî'de ikamet etmiştir. Dülgerlik yaparak geçimini sağlamıştır. Mübarek kabri de oradadır. Hâce Arif hazretlerinden irşad yetkisi alıp halkı Hakk'a davete başladığında vaktin muktezasına ve tâliplerin durumlarına binaen açık zikre başlamıştı.
Gizli zikir
Hâce Abdülhâlik İmam Sadreddin'den tefsir okurken, "Rabbinize gönülden yalvarıp yakararak ve gizlice dua ediniz. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez" (A'raf 7/55) âyetine geldiklerinde üstada şöyle bir soru yöneltir: Bu gizliliğin hakikati ve gizli zikrin usulü nedir? Eğer zakir açık zikir yapsa veya zikrederken âzaları hareket etse başkaları onu farkedecek, yok eğer gizli zikir yapsa, bu sefer de, "Şeytan, kanın âdemoğlunun damarlarında aktığı gibi akar" hadisi gereğince şeytan ona vakıf olmayacak mı? İmam Sadreddin bu soruyu şöyle cevaplandırır: "Bu ilm-i ledündür. Bunu öğrenmen için Allah Teâlâ dilerse seni dostlarından birine eriştirir. O da, gizli zikri sana öğretir."
Abdulhâlik Gucdüvâni k.s.
Şerefli babasının adı Abdülcemil'dir. İmam Malik'in soyundan gelen Abdülcemil hazretleri zamanının imamı idi. Abdülcemil doğrudan Peygamber Efendimiz'den (sav) feyiz alırdı. Hızır (a.s) ona bir oğlunun olacağını müjdeledi ve adını Abdülhâlik koymasını işaret etti.
Demek sen aşkı, sinüs kosinüse çok görüyorsun. Soyut aşk kavramı sende henüz gelişmemiş. Sen ve senin gibiler, ancak beş elmayla on elmayı toplayabilen basit insanlarsınız. Elle tutulan şeylerle düşünebilir, elle tutulan şeyleri sevebilirsiniz yalnız. Siz A ve B' den değil, üç erkek ve beş kadından anlarsınız ancak.
Reklam
"Ebu Yahya Useyd b. Hudayr (R. A.) der ki: Ensar'dan biri Peygamberimize (S.A.S.) 《Ya Resulullah, falan kimse gibi beni de memurluğa tayin et》dedi. Peygamberimiz ona 《Hiç şüphesiz benden sonra adam kayırmalarla karşılaşacaksınız, fakat bunlara karşı sabredin ki Havz'ın başında benimle buluşasınız》diye cevap verdi. -Buhari, Müslim #hadisişerif
Bu Kötü Durumun Sebebi İslam'dır
B: ‘’ Bu kötü durumun sebebi İslam’dır.’’ Bu ciddi bir neden- sonuç iddiası olmasına rağmen neredeyse hiçbir dayanağı olmayan bir cümledir neden- sonuç göstermenin metodu bilinmektedir. Önce muhtemel nedenler ele alınır sonrasında eleme vb. Yöntemlerle muhtemel nedenler arasından gerçek neden tespit edilmeye çalışılır. Oysa’’ İslam dünyasının
Sayfa 38 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Nazarı Çağıran Sosyal Medya Paylaşımlarımız
Amir bin Rebia adındaki bir sahabi yakışıklı ve beyaz tenli birisi olan Sehl b. Huneyf'e bakıp: "Ben bunun gibi bir adam görmedim." deyince Sehl'i şiddetli bir karın ağrısı tutmuştu. Durumdan haberdar olan Efendimiz'in (s.a.s): "Sizden bir kimse ne diye kardeşini öldürmeye kalkışıyor? Niçin bârekallah demiyor? Şüphesiz nazar haktır." (Tirmizi) Buyurarak yaptığı uyarı, herhangi bir zaruret olmadığı halde sosyal medyaya fotoğraf servis ederken bir kez daha düşünmemizi gerektiren önemli bir uyarıdır
A'nın ne kadar sevdiğini B gösterir.
Sayfa 62 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kim ısıtır, kim sever beni daha? Sıcak eller uzatın bana! yürek-mangalları uzatın bana! Yere serilmiş, çırpma çırpma, can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan sarsılmışım, ah! bilinmeyen ateşlerle yana yana, titreyerek, sivri buzdan aklar kaşımda, sen peşimdesin, ey Düşünce! Adlandıralamaz! Açıklanamaz! iğrenç! Sen ey bulutların ardındaki
Sayfa 254
Ayaktakımı-keşmekeşi: her şey her bakımdan iç içe geçmiş tir orada, aziz ve üçkağıtçı, beyzade ve Yahudi, Nuh'un gemi sindeki her türlü hayvan. Terbiye! Her şey sahte ve çürüktür bizde. Saygı denen şey kalmadı kimsede: b u n d a n kaçıyoruz biz de işte. Tatlı sırnaşık köpekler bunlar, palmiye yapraklarını altıola kaplıyorlar.
Sayfa 247
Mutluluk - böyle gömülüp saklanmışlarda ve münzeviler de nasıl bulunabilir mutluluk! Son mutluluğu mutlu adalarda ve uzaklarda, unutulmuş denizierin arasında mı aramalıyım? Ama her şey aynı, her şey boş, hiçbir arayış işe yaramaz, artık mutlu adalar da yok ! " - - Bunun üzerine kahin iç çekti; son iç çekişindeyse Zerdüşt'ün yüzü yeniden aydınlandı ve kendine güveni geldi, tıpkı derin bir kuyudan ışığa çıkan biri gibi. "Hayır! Hayır! Üç kere ha yır! " diye bağırdı güçlü bir sesle ve sakalım sıvazladı. - "Ben b u n u daha iyi bilirim! Hala mutlu adalar var! Sen sus b u k o n u d a , seni inleyen keder çuvalı!
Sayfa 245
Şeyh Abdülkadir Geylânînin şeytana galip gelmesi;
Şeyh Abdülkadir Geylânî şöyle demektedir: "Bir keresinde ibâdet ediyordum. Üzerinde nur bulunan büyük bir arş gördüm. Bu nur bana seslendi: "Ey Abdülkadir! Ben senin Rabbinim, başkalarına haram kıldıklarımı sana helâl ettim." Cevap verdim: - Sen, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın öyle mi? Defol buradan ey Allah'ın düşmanı! Bunun üzerine bu nur darmadağın oldu ve kopkoyu bir zulmete dönüştü. Arkasından da şöyle seslendi: - Ey Abdülkadir, benden dinindeki fıkhın (kavrayışın), ilmin ve ulaştığın mertebeler sayesinde kurtuldun. İnan ki, ben aynı şeyle yetmiş kişiyi saptırdım. Abdülkadir Geylânî'ye soruldu: - Onun şeytan olduğunu nasıl bildin? Cevap verdi: - Bana "Başkalarına haram kıldığımı sana helâl ettim" demesinden... Çünkü biliyordum ki, Hz. Muhammed (s.a.v)'in şeriatı nesholunmaz ve değişmez. Bir de onun "Ben senin Rabbinim" deyip de "Ben, zâtımdan başka ilâh olmayan Allah'ım" diyememesinden..."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.