Kitap hem mistik, hem polisiye hem de kendini buluşu anlatan bir roman. İçerisinde biraz da hayal ürünü unsurlar olduğunu, bir deyişle yazarın gerçekleri kurgulaştırırken mistik şeylere dönüştürdüğünü, kitabı bitirdikten sonra, düşünürken anlıyorsunuz. Ahmet Ümit, kurgusuyla okuyucuyu karakterle birleştiriyor ve size sürükleyici bir roman sunuyor. Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ bir araya geldiğinde zaman durur mekan durur. Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ. Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor. Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...