Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alemlere rahmet olarak gönderilen nebiler serdarı, efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) dünyayı şereflendirdiği günde bana bir erkek evlâd vererek, ikinci defa baba olma bahtiyarlığı veren Rabbime, O'nun (c.c.) ilmince hamd-û sena olsun. Emanetine layıkıyla bakmayı, emaneti aldığında da verdiği gibi şükretmeyi nasip etsin... Rabbim sana imanlı bir yaşam ve imanlı bir ölüm nasip etsin oğul... Hamd alemlerin Rabbi olan Allahadır... Bolca dualarınızı bekleriz kardeşler...🌹
410 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sitare; göz ağrı, nefesi, herşeyi. Lakin yıldızı söndü, karanlıklara daldı, yolunu kaybetti, her an keder, her an sesine yüzüne kokusuna hasret. Evladı; Biri öldü diğeri hayal oldu ne oldu ne yapti aradı durdu. Buldu bulmasına amma nasıl buldu. Evlad ise anası toprak, babasi ise hayal oldu. Yıllar yılı babasının gelmesini hasretiyle yandı amma zaman ona kötü davrandı. O da babasına karşı nasıl his besliyor ve görse nasıl tepki verecek meçhul... Baba derviş girdi kapıya yıldızı asıl yıldiza katmaya. Katmayı öğrendi amma nasıl öğrendi, ne şekil öğrendi, neler neler çekti bu yoldaki muamma... Roman ama aşklı bir roman, aşık bir roman, aşkın kendisi olan hakkında bir öz roman. Belkide en sevdiğim roman. Okumaniz dileğiyle..
Od: Bir Yunus Romanı
Od: Bir Yunus Romanıİskender Pala · Kapı Yayınları · 201741,7bin okunma
Reklam
Ana, baba, zevc, zevce ve evlâd sevgileri, sahip olduğumuz maddî ve mânevî imkanlar ve benzeri dünyâ nîmetleri, Cenâb-ı Hakk'ın, kullarına büyük lutuf ve imkanlarıdır. Lakin bütün bu sevgiler, Hakk için ve Hakk yolunda vâsıta olmalıdırlar. Bunlara ve benzerlerine gönlümüz esir olmamalıdır. Çünkü "Hüsn-i Mutlaka (mutlak güzellik sahibi olan Allâh'a) âşık olanlar, cüzlere âşık olmazlar. Cüzlere gönül verenler de, bütünden mahrum kalırlar. Yâni dünyaya gönül verenler,Mevlâ aşkından mahrum kalırlar.
176 syf.
·
Puan vermedi
Mahzun bir adam: MAHZUNİ ŞERİF
*Biyografi kitabı olduğundan mütevelli üst düzey spoiler içerir ! Sevemiyorsan, dayanışmıyorsan, bir şiirden bir kitaptan, bir müzikten keyif alamıyorsan, türkü mırıldanmıyorsan, dostluk geliştiremiyorsan, canı yananların sesine sağır kesilmişsen, aklı başında olmanın ne manası var?" diyen Ali Şeriatı ile giriş yapmak istiyorum. Sizleri
Devr-i Mahzuni
Devr-i MahzuniAli Öztunç · Doğan Kitap · 201750 okunma
Hayri Baba(r.a), Şeyhi Hacı Muhammed Baba(r.a) hazretlerine: “Bana namazı öğretir misiniz?” demesi üzerine şu cevabı alır: “-Evlad! Evvela hakiki abdest al. Dışını su ile, içini tevbe ile temizle. Sonra seccadene var. Kabe’yi iki kaşının arasında, Azrail(a.s)’ı arkanda, cenneti sağ yanında, cehennemi sol yanında, sırat köprüsünü ayağının altında diye düşün. Gönlünü hepten Hakk’a ver ve hakkı bil. Azametle tekbir al. Korku ile otur. Heybetle Kur’an oku. Tazarru ile rüku eyle. Tevazu ile secde kıl. Zarılıkla tahiyyata otur. Allah’ı sevgiyle selamla ki, İnşallah namazın kabul olur.”
Uzun sözün kısası iyi olsun, kötü olsun, Müslüman bir çocuğun, mü'min olan anne ve babasına duası makbuldür. Anne baba, evlâdının duâsından ve diğer iyiliklerinden faydalanır. Çünkü evlâd, kendi kazancıdır. Ama isyânından muâheze, edilmez. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de: "Kimse kimsenin günâhını yüklenemez” buyrulmuştur.
Reklam
Bir gün, huzura gelen sahabiden bir zat Re­sul aleyhisselama (Ya Resulallah! Evlat üzerine ana hakkımı bü­yük, baba hakkı mı büyüktür?) diyerek sual eyledi. İki cihan serveri saadetle buyurdular : «Evlad üzerinde ana hakkı, baba hakkından büyüktür.) Bu sual üç defa tekrar olundu.Üç suale de cevaben: Ana hakkı, baba hakkından büyüktür.) buyurdular.Dördüncü sualde, (Baba hakkı büyüktür) dediler.O zat sordu: (Ya Resulallah!Neden anaya üç,babaya ise bir hak ver­diniz?)Cevaben: (Annen seni dokuz ay on gün karnında taşıdı,sonra doğurdu.Sonra senin için uykulanı terketti,seni emzir­di,üç sene seni kucağında taşıdı,altını temizledi.Yedi sene sır­tında taşıyıp,onsekiz sene senin çamaşırlarını yıkadı, yemeğini pişirdi önüne koydu,seni merak edip yollarını gözledi.Baban ise senin yiyeceğini getirmiş,giyeceğini temin etmiştir. Ana ile mu­kayeseye imkan var mıdır?) O sahabi yine, kelama devam edip: (Ben de ya Resulallah, anamın bana yaptığı yardımdan,hizmet­ten daha çok ona hizmet etsem acaba hakkını ödeyebilir miyim?) sualine, Resulullah: (Bir gecelik hakkını bile ödeyemezsin.) buyurdular. (Neden ya Resulallah, ben de senelerdir anamı sırtım­da taşıyor,onun altını temizliyor,yemeğini pişirip yediriyorum.Yaşarsa aynı hizmetlerine bakacağım) dediğinde: (Aranızda bir fark kalıyor ki, anan seni yaşasın diye baktı,sen ananın ölümü­nü bekliyorsun) buyurdular. Vay olsun onlara, azab olsun şu kimselere ki, analarını kırdılar,onları incittiler de,ateşe girmeye müstehak oldular.Müjdeler olsun, kutlu olsun şu zümreye ki, analarını hoş­nud edip,Allahı razı kıldılar,Cennete dahil oldular.
Sayfa 177Kitabı okudu
Adalet tarihinin önsözü, girizgâhı...
O şanlı Halife, adalet kılıcını bir çekti mi, ne evlâd tanırdı, ne baba... Allah, adalet ve insafı onunla tamamlamış...
Aile-yuva olmayı bilen, başarabilen kaç insan vardı şu dünyada?
Bir evlad düşünelim ki; "Hüznünden, yalnızlığından, umutsuzluğundan diyor ki; "Ölmek istiyorum"". Lakin bundan ailesi olduğunu zanneden iki organizma bihaber. Şimdi söyleyin bunlar mı anne baba? Anne baba olmak karın doyurmak değil, gönül doyurmak, insan etmek, yaşayabilme kabiliyeti kazandırmak ve doğru, emin, merhametli, müşfik, yetişkin, sabırlı, anlayışlı, okumayı seven, hürmetli ve evladının da razı olacağı bir kişiye emanet etmektir.
Atatürk’ün şeceresi
"Mustafa Kemal'in hem baba, hem de anne tarafından soyu "Evlad-ı Fatihan", yani Rumeli'nin fethinden sonra buraların Türkleştirilmesi için Anadolu'dan göçülerek, iskan edilen "Yörük" veya "Türkmenler"dendir. Baba soyu, Aydın/Söke'den gelerek Manastır Vilayeti'ne yerleştiler. Ali Rıza Efendi, Manastır Vilayeti'nin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Koçacık'ta (muhtemelen 1839'da) dünyaya gelmiştir. Aile sonradan Selânik'e gelerek yerleşmiştir. Anne soyu da Fatih Sultan Mehmet döneminde Konya, Karaman civarından Rumeli'ye göçürülüp, iskan edilmiş olan Yörüklerdendir. sebeple aileye "Konyarlar" da denilmektedir. Tamamen Türk olan Vodina Sancağı'na bağlı Sarıgöl Nahiyesi'ne yerleşen aile; sonradan Selânik yakınlarındaki Langaza'ya geçmiştir. Dedesi Ahmet ve dedesinin kardeşi Hafız Mehmet'in taşıdığı "Kızıl" lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan "Koçacık"ın da gösterdiği üzere; Mustafa Kemal'in baba tarafindan soyu, Anadolu'nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan "Kızıl Oğuz Türkmenleri'nden gelmektedir."
Sayfa 9 - Atatürk Araştırma Merkezi
136 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.