Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babaların öğütleri
Babam akşamüzerleri eve kimselere görünmeden dönüp de koltuğuna oturduğu zaman, artık evimizin içine temelli yerleşmiş öğütler de kalkıp ortalıkta dolaşmaya başlardı.
Babanın, "babamın", babaların öğütleri uyalım lütfen
Çalışma masasının karşısındaki duvara baba öğütlerini asıyor: Yavrularım: 1. Işık soldan gelmeli. 2. Kitap gözünüzden 30-45 cm uzaklıkta durmalı. 3. Çalışma biter bitmez ışıklar kapatılmalı vb...... Bu vatana hayırlı evlatlar olmanız isteği ile başarılar dilerim. Sevgili ve cefakâr babanız. Ad. Soyadı. İmza.
Reklam
Anne babalar ve büyükler çocuklara sürekli olarak ‘Yalan söyleme, kimseyi aldatma, böyle yapmak iyi değil, bu yaptığın günah diyorlar. Çocuklara bu öğütleri verenler bunlara kendileri uymuyor; yalan söyleyip, insanları aldatıyorlar. Çocuklara nazik ve terbiyeli olun diyenler başka insanlara karşı kaba ve nezaketsiz davranıyorlar. Çocuklar aldatıldıklarının çabuk farkına varırlar. İlk önce şaşırırlar, ebeveynlerinin kendilerine kötü ve günah diye gösterdikleri şeyleri nasıl olup da kendilerinin yaptıklarını anlayamazlar. Ardından ‘Anne ve babaların söyledikleriyle yaptıkları farklı’ fikrine varırlar. Bundan dolayı da ebeveynlerinin söylediklerine güvenleri kalmaz ve artık onların dediklerine kulak asmamaya başlarlar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Bazı ana-babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, yine de çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilecek davranışlarda bulunabilirler. Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur. Çekişmelerini boşandıktan sonra da sürdüren çiftlerin çocukları için durum daha da karmaşıktır. Çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimlerinde karşılaştığı güçlükler de kaygı duygularının yerleşmesine neden olabilir. Çocuk, kendi yaşıtlarıyla da baş edebilmek için bazı yöntemler geliştirmek zorundadır. Arkadaş ilişkilerinde karşılaştığı itici ve küçük düşürücü davranışlar, özellikle evde de benzer tepkilerle karşılaşıyorsa, çocukta yıkıcı izler bırakabilir.
Remzi
Babaların hepsi öyle
Herkese durmadan para biriktirme öğütleri veren babası, anlaşılan kendisi hiç tutmamıştı öğüdünü.
Bazı ana-babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, yine de çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilecek davranışlarda bulunabilirler. Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur.
Reklam
Analar
Anadolu insanı gerçekten dünyaya ananın eli, gözü ve sözüyle açılır. Duyarlığını, alt bilincini ana besler. O ana ki, çok yerde hâlâ kölelikten kurtulmuş değildir, babadan çok daha az açılmıştır dünyaya. Masalları, türküleri, öğütleri, avutmaları, kışkırtmaları, yakınmaları, hınçları, özlemleriyle o emzirir çocuğun ilk düşüncesini. Baba sözde başıdır ev halkının. Kaldı ki birçok köylerde erkeklerin, muhtarın, imamın, hatta bazen ağaların sözlerini ağızlarına tıkayan analar da vardır. Yaşar Kemal'in, Fakir Baykurt'un romanlarında köy gerçeğinin gürbüz bir yanı, diri bir rengi olarak görüyoruz onları. Anadolu'nun ilk ana Tanrıçalarının mutsuz kalıntılarını andıran bu kadınlar, yüzyıllardır birikmiş dertlerin, öfkelerin sözcüsü olurlar zaman zaman ve köyde umulmadık yaşama rüzgârı estiriverirler. Ama çok sürmez bu rüzgâr! Bir an yerinden oynattığı köy yine erkeklerin sürdüğü uyuşuk düzene gömülür. Analar, kızlar yeniden, eli tespihli babaların, dedelerin ardından, çocukları sırtlarında, gözleri önlerinde düzülürler yola.
Sayfa 59
"(...)Bazı ana-babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, yine de çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilecek davranışlarda bulunabilirler. Gerekli eğitim- ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düş­mesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur. Çekişmelerini boşandıktan sonra da sürdüren çiftlerin çocuklan için durum daha da karmaşıktır. Çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimlerinde karşılaştığı güçlükler de kaygı duyguları­nın yerleşmesine neden olabilir. Çocuk, kendi yaşıtlarıyla da baş edebilmek için bazı yöntemler geliştirmek zorundadır. Arkadaş ilişkilerinde karşılaştığı itici ve küçük dü­şürücü davranışlar, özellikle evde de benzer tepkilerle kar­şılaşıyorsa, çocukta yıkıcı izler bırakabilir.(...)" *Değersizlik Duygusu
Sayfa 88 - RemziKitabı okudu
Bazı ana-babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, yine de çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilecek davranışlarda bulu nabilirler. Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur. Çekişmelerini boşandıktan sonra da sürdüren çiftlerin çocukları için durum daha da karmaşıktır. Çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimlerinde karşılaştığı güçlükler de kaygı duygularının yerleşmesine neden olabilir. Çocuk, kendi yaşıtlarıyla da baş edebilmek için bazı yöntemler geliştirmek zorundadır. Arkadaş ilişkilerinde karşılaştığı itici ve küçük düşürücü davranışlar, özellikle evde de benzer tepkilerle karşıla şiyorsa, çocukta yıkıcı izler bırakabilir.
Anne babalar ve büyükler çocuklara sürekli olarak ‘Yalan söyleme, kimseyi aldatma, böyle yapmak iyi değil, bu yaptığın günah’ diyorlar. Çocuklara bu öğütleri verenler bunlara kendileri uymuyor; yalan söyleyip, insanları aldatıyorlar. Çocuklara nazik ve terbiyeli olun diyenler başka insanlara karşı kaba ve nezaketsiz davranıyorlar. Çocuklar aldatıldıklarının çabuk farkına varırlar. İlk önce şaşırırlar, ebeveynlerinin kendilerine kötü ve günah diye gösterdikleri şeyleri nasıl olup da kendilerinin yaptıklarını anlayamazlar. Ardından ‘Anne ve babaların söyledikleriyle yaptıkları farklı’ fikrine varırlar. Bundan dolayı da ebeveynlerinin söylediklerine güvenleri kalmaz ve artık onların dediklerine kulak asmamaya başlarlar.
Reklam
Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur.
Sayfa 89 - MetisKitabı okudu
Çocuğu eğit­ mekten çok kendi öfkesini yaşayan ya da yıkıcı istekleri­ ne doyum sağlamaya çalışan ana-baba, zaten çocuğu kor­kutmayı ve hırpalamayı amaçlamıştır. yetişkinlerin alaycı tutumları ergenin üzerinde yıkıcı et­kiler yaratır. Gerekli eğitim- ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düş­ mesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur. Çekişmele­rini boşandıktan sonra da sürdüren çiftlerin çocuklan için durum daha da karmaşıktır. Çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimlerinde karşılaştığı güçlükler de kaygı duyguları­ nın yerleşmesine neden olabilir. Çocuk, kendi yaşıtlarıyla da baş edebilmek için bazı yöntemler geliştirmek zorun­dadır. Arkadaş ilişkilerinde karşılaştığı itici ve küçük dü­şürücü davranışlar, özellikle evde de benzer tepkilerle karşılaşıyorsa, çocukta yıkıcı izler bırakabilir.
"Ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur."
Sayfa 89
Bazı ana-babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, yine de çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilecek davranışlarda bulunabilirler. Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.