Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yanan ile yakılanın da, yandıran ile yakanın da hep bir olduğunu o gün fark ettim. Herkes kendi kaderini yalnız başına yaşıyordu ve ömür bir yanıştan ibaretti. Aşklarını bir gömlek daha yükseltebilmek için kalplerini kor alevlerde yakacaklardı.
Reklam
Ne içindeyim zamanın  Ne de büsbütün dışında  Yekpare, geniş bir ânın  Parçalanmaz akışında
Pirinç tanelerine çizdiğimiz kral resimleri bizi kurtaramadı Ne de Babil'deki asma bahçeleri Hakkını veremedik alınterimizin suçluyuz Har vurup harman savurduk ömrümüzü Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik Şimdi bu kör dövüşünde yenildikse suç bizim Geç anladık zavallılığımızı Her şeyi bu sağır göklerden bekledik yıllardır Bizi kimseler inandıramadı ölüme Bize kimseler öğretmedi insanlığımızı
"Sevgili Leylâ!" dedim içimden "Yalnızca senin aşkınla yaşayacağım yeni bir hayat başlayacak az sonra! Aç kucağını bana ve derin bir barbarlık içine gömülmekte olan dünyada beni teselli et!"
Reklam
Bir şu’lesi var ki şem’-i cânın Fânûsuna sığmaz âsumânın | Şeyh Gâlib Can mumunun öyle bir alevi var ki gökkubbe denen fanusa sığmaz!..
Cihânın ni'metinden kendi âb u dânemiz yeğdir Elin kâşânesinden kûşe-i vîrânemiz yeğdir|Bâkî Dünya dolusu maldan, kendimize ait bir tas su ile bir lokma ekmeğimiz yeğdir. Başkasına ait saraylardansa köşesinde oturduğumuz viranemiz hoştur bize.
Sayfa 121Kitabı okudu
Antik YakınDoğu
Hitit ordularının saldırısı sonucunda (MÖ 1595) Babil hanedanı çökünce Assurlular, Mitanniler (Yukarı Suriye) ve Hititler (Orta ve Güney Anadolu) gibi çeşitli bölgesel devletler bu alan için birbiriyle rekabete girer; bu dönemde aralarındaki ilişkilere aracılık yapan bu krallıkların güçlü idari birimlerin oluşturduğu iktidar merkezleri, güçlü tören gelenekleri yoluyla özellikle ticari bağlantılar başta olmak üzere hassas uluslararası ilişkileri yönlendirir.
İnsanın bir niyet ve düşünce ile anlam kazandığını düşündüm. Demekki insanlar niyeylerine göre iyi veya kötü, çirkin veya güzel olabiliyorlar, eşyaya bakış açıları da buna göre oluşuyordu. Ruhlarını şeytana satanlar ile Rahmana adayanlar da bu ince çizgi ile birbirinden ayrılıyordu.Birileri zamanı çoğaltıyor diğerleri harcayıp tüketiyordu çünkü. Birileri iyi şeylerle hayata anlam katarken diğerleri hayatın kötülüklerine tapıyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Antik YakınDoğu
Akkadca, MÖ II ve I. binyıllarda, Arapçanın ve İbranicenin uzak akrabaları olan Babil ve Assur dillerinin türeyeceği temel diyalekti teşkil eder. Ön Hanedanlar döneminin tamamı boyunca özellikle Orta ve Kuzey Babil'de Sami soyundan halkların var olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle Babil'in güneyinde konuşulan Sümer dili MÖ III. binyıldan itibaren kaybolmaya başlayacak, ama Ortaçağ da Latincenin rolüne benzer şekilde Mezopotamya tarihinin tamamı boyunca kült ve kültür dili olarak varlığını sürdürecektir.
Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var Uçak var gök yok utanç var Ve kime karşı bütün bunlar Masûm insanlara karşı Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı Ve kim tarafından bütün bunlar Roma'nın, Babil'in, Asur'un ve Firavunların Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından Zalime olan öcünü mazlûmdan almak Zalim olmak ve en zalim olmak Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var Tersinden okunan Tevrat hükümleri Karaya boyanmış Mezmurlar
“Ben bunca zamandır Leylâ'mı arayıp dururken acaba hep Mevla'yı mı aramaktaydım?”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.