Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her zaman hayatın yüzüne bak. Ne olduğunu bilebilmek için, sonunu bilebilmek için, onu olduğu gibi sevebilmek için hayatın yüzüne bak."
Bak, orda Aziz Nesin var, görüyor musun? Elinde kelepçe! Cezaevinden yazı kaçırıyor ! Adaşımdır ama çok sosyalisttir!
Reklam
"Sınıra dayandık" dedim sana - "İlişkinin kurulabileceği en uca uçurumun kıyısına getirdi yol bizi: şimdi geldiğimiz noktada, bizi buraya getiren yolu yadsımadan da, uçuruma düşmeden de, yürümeyi öğrenmeliyiz." ('Uçurum' eğretilemesi hep yeniden çıkıyordu ortaya, değil mi ama bir bak şuna: 'uçmak' fiilinden geliyor; 'uçulacak' / [birşeyin] uçurulabileceği ('uçurtma'!) yer' gibi bir anlama geliyor, galiba; 'uçmak' fiili de, herhalde 'uç'tan 'ucuna' gelmek...) Bununla 'ara bir yol' bulalım, demek istemiyordum, biliyorsun: İlişkinin her bir ögesi yeterince kökten olmalıdır; 'ılımlılığa' yer yoktur ilişkide en küçük kaçınma, sapma, sulandırma öldürücüdür, ilişki için.
Her gün biraz daha ağaran saçlarına bak ... Görmüyor musun zamanın ne kısa , ömrün ne çabuk olduğunu ?
Topluma bak kalabalık halinde ne kadar güçlüler, sonra da içlerinden yüzler seç. Ve şunu düşün. Hangisinin sözü ahlakına değer biçecek kadar kıymetli olabilir? Kaderim deme, kaderinmiş gibi sahiplenme.
_ Vatanı imanla sev. Çünkü burası, senden öncekiler onu imanla sevdiği için, hala vatandır. _
Sayfa 111
Reklam
_ İnsanlar ancak bir toplum içinde bellek edinirler. _
Sayfa 107
_ Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır. Cemil Meriç _
Sayfa 96
_ Yaşadığımız çağla birlikte, dünyayı atalarımızım bildiğinden çok farklı biçimlerde bilmeye başladık. _
Sayfa 89
“ Bir gün gözlerimin ta içine bak: Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.. ”
Reklam
Gringotts
Gir bakalım, yabancı, ama dikkat et, sakın Kendini koyverip de hırsa kapılmayasın, Alın teri dökmeden köşe dönme hevesi Canına okur sonra, bak bizden söylemesi, Senin olmayan bir şey yürüteceksen unut Aklını başına al, sonra da kendini tut, Hırsızlığa kalkarsan, bir daha düşün yine, Başka şeyler bulursun çil altınlar yerine.
Kalk ey Ebû Tûrab
Sehl İbn Sa’d (radıyallahu anh) şöyle rivayet ediyor: “Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Fâtıma’nın (radıyallahu anhâ) evine gitti. O esnada Hz. Ali’yi (radıyallahu anh) evde bulamadı. Hz. Fâtıma’ya (radıyallahu anhâ): ‘Amcanın oğlu nerede?’ diye sordu. O da: ‘Onunla aramda bir tartışma oldu, bunun üzerine bana kızdı ve evden çıkıp gitti. Yanımda kaylule yapmadı.’ dedi. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) birine ‘Bak bakalım Ali nereye gitmiş?’ diye talimat verdi. Bir müddet sonra adam çıkageldi ve ‘Ey Allah’ın elçisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu anda Ali (radıyallahu anh) mescidde uyuyor.’ dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescide geldi. Bu esnada Hz. Ali (radıyallahu anh) uyuyordu. Ridasının bir kısmı açılmıştı. Bu yüzden vücudunun bir bölümü toprağa bulaşmıştı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yandan toprağı temizliyor bir yandan da ‘Kalk Ebu turâb! Kalk Ebu turâb!’ diyordu.”
_ Kendine iyi bak; ben burada kendimi hiç de iyi hissetmiyorum, konuşmak için ancak seni bulabildim, sen beni dinledin veya dinler gibi yaptın, ama olsun, telefonda birisiyle yüzüm kızarmadan, ellerim titremeden konuşabildim, bana ayırdığın sğre kısıtlı ve şimdi gidiyorsun ; kendine iyi bak ve bu üzgün, bu kırılgan kızı unutma... _
Sayfa 77
Geçmişine, yaşadığın güne, alabildiğine belirsiz geleceğine gözyaşı dökerdin. Bak, bugün ne geçmişin, ne geleceğin var. Adi bir pezev.nkin attığı tek kurşunun koyduğu noktayla bitti tüm korkuların.
Sayfa 126 - Eksik Parça YayınlarıKitabı okuyor
Kız babasına, “Neden ağlıyorsun? Bak, kızın telli duvaklı gidiyor” diye sorsanız, size cevap vermez. “İşte…” der, susar. Kim bilir yüreğinden neler geçiyordur. Babamın bir sözü vardır, “Kız babası olmayan, baba olduğunu anlayamaz” diye. Kız babalarını görünce bu sözün ne kadar güzel ve yerinde olduğunu anlıyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.