Kur'an'ı Anlama Eksenli okumanın Önemi
Kur'an'la ilgili bilgi ve kültürümüz genelde aile ve top umdan bizlere intikal etmekte ve oldukça sınırlı bir özellik ortaya koymaktadır. Çünkü büyük çoğunluğu itibariyle insanımız, Kur'an'ı doğrudan anlamaya yönelik bir çaba içerisinde bulunmamaktadır. İnsanlara gönderiliş gayesinin ayetleri üzerinde
"Şefaat mitolojisi dünyanın birçok dininde yaygın bir inançtır. Şefaat "ikilemek" anlamına gelir. Ancak Allah'ı yeterli görmeyenler bunu putlaştırdıkları peygamberler ve velilerin kendilerini Din Gününde Allah'ın mahkemesinde "kurtarma" veya "aracılık ile kayırma" olarak çarpıtmışlardır. Şeytan yani Sapkın, Muhammed’in tüm ümmeti için şefaat edeceği yalanını müslümanların inancına sokmuştur. Kuran bu sapkın inancı reddeder; Muhammed hiç kimseyi kurtaramaz. Muhammed’in şefaat ederek kendilerini Allah’tan kurtaracaklarına inananlar, Muhammed’in ahiretteki biricik şikayetine muhatap olacak ve umdukları şefaat tam tersine gerçekleşecek (25:30). Kuran’a göre şefaat, gerçeğe tanıklık etmekten ibarettir (20:109; 43:86; 78:38). Her gün namazlarında okudukları Açılış (Fatiha) suresiyle sadece Allah’tan yardım isteyeceğine söz veren sözde müslümanların, namazdan hemen sonra, kendilerini işitmeyen, kendisine bile yarar ve zarar vermekten aciz olan Muhammed’den (39:30 ve 16:20, 21) yardım dilemeleri ne büyük bir çelişkidir! Açılış suresinde geçen “Maliki yevmid-Din“; yani “Yargı gününün Sahibi“ ifadesi, konuyu tek başına açıklamaya yeter (82:17-19). Ayrıca 2:123,254; 3:80; 5:109; 6:51; 6:70,82,94; 7:53; 9:80; 10:3,18; 13:14-16; 19:87; 33:64-68; 34:23,41; 39:3,44; 43:86; 53:19-23; 74:48; 83:11 ayetlerine bakınız. "
Bakara, 82.Ayet
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidirler. Onlar (da) orada ebedî olarak kalıcıdırlar.(4)
4* “İnsan bir ni‘mete veya bir lezzete mazhar olduğu zaman, en evvel fikrini bozan ve insana vesvese veren, o ni‘metin veya o lezzetin devâm edip etmeyeceği düşüncesidir. Bu vesveseli düşünceye yer vermemek üzere, Kur’ân-ı Kerîm bu cümle ile onların eşleriyle, lezzetleriyle berâber Cennette devamlı kalacaklarını müjdelemekle, o kederli düşünceden kurtarmıştır.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 200)
Araf suresi 55. ayeti tebyini
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. 56.Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O’na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah’ın rahmeti, iyileştirenlere-güzelleştirenlere çok yakındır.
Tüm inananlara
"İman edip salih ameller işleyenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidirler. Onlar (da) orada ebedi olarak kalıcıdırlar." ** (Bakara, 82)
** İnsan bir nimete veya bir lezzete mazhar olduğu zaman, en evvel fikrini bozan ve insana vesvese veren, o nimetin veya o lezzetin devam edip etmeyeceği düşüncesidir. Bu vesveseli düşünceye yer kalmamak üzere, Kur'an-ı Kerim bu cümle ile onların eşleriyle, lezzetleriyle beraber Cennette devamlı kalacaklarını müjdelemekle, o kederli düşünceden kurtarmıştır. (İşaratü'l-İ'caz, 200)