Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kpss tayfası , bu yıl bunu soracaklar ... :q
İslamcılığın devlet politikası olmaktan çıkışı, 1912'de Balkan Savaşları'nın bitmesine denk düşer. O zaman iktidarda olan Ittihat ve Terakki Partisi, daha önce belirtilen milliyetçi akımların etkisiyle İttihad-ı Islam politikasından vazgeçmiş ve Türk milliyetçiliğine yönelmiştir.
320 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Muhammed İkbal, 20.y.y Hindistan'da yaşamış İslam,Hind ve Batı kültürlerinden etkilenmiş büyük ilim ve fikir adamı. Yaşadığı bölgenin sıkıntılarını,dertlerini dile getirmekle kalmayıp,İngiliz sömürgesi altında bulunan topraklarının özgürlüğüne kavuşması,insanlarının uyanmaları ve şahsiyetlerine kavuşması için büyük çaba sarfetmiştir. Hayatı boyunca müslümanların durgunluğunu ve tembelliğini İslam ile yokedileceğini savunmuş ve bir çok eserler bırakmıştır.
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy
ile aynı dönemde yaşadığını ancak tanışma fırsatı olmadığını yine bu eserden anlıyoruz.İkisininde şair ve ilim adamı olması, müslümanların durumlarını dert etmeleri,kurtuluşun İslam ile olacağı fikri birçok ortak noktalarından biridir. Ve beni en çok etkileyen olay da Osmanlı'ya Balkan savaşları sırasında, Hind müslümanlarının Muhammed İkbal sayesinde para yardımı yapmaları... Tarihe nam olmuş böyle şahsiyetli insanların değerinin anlaşılıp,gelecek nesillere örnek olarak olarak okutulması dileğiyle....
Büyük Müteffekir
Büyük MüteffekirCevdet Kılıç · Muradiye Vakfı · 20155 okunma
Reklam
Balkan Savaşları bizim tarihimizin en acı sayfalarındandır. ... Meselâ Atatürk, memleketini kaybetmiştir. O sırada Trablusgarp Cephesi'ndeydi ve Derne'den İstanbul'a gelince gözleri yaşlı Selanikli bazı asker arkadaşlarına "Selanik'i, o güzel yurdumuzu düşmana nasıl teslim ettiniz?" diye sitem etmiştir.
İkbal'in yazdığı "Şikva"isimli şiire Balkan savaşları sırasında yine kendisi bu şiire cevap niteliği taşıyan "Cevab-ı Şikva"isimli bir şiir yazarak Lahor'da akşam namazından sonra büyük bir kalabalığın toplandığı sırada okumuştur.Dinleyicileri oldukça çoşturan şiirin halka büyük tesir bırakması neticesinde aralarında yüzbinlerce rupya para toplayarak Balkanlarda gazilerin ve şehit ailelerin arasında dağıtılması için Osmanlı Devleti'ne gönderilmiştir.
297 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Tarafsız değil, işçi sınıfından taraf bir gazetecidir John Reed. 22 Ekim 1887 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nde dünyaya gelen yazar, çağı değiştiren gelişmelere kayıtsız kalmadı ve tarihi ileri götüren ne varsa omuz verdi. Tanık olduğu ne varsa kaleme alan, anlatan ve aktaran Reed,
John Reed
John Reed
bunu yaparken edebi olarak güçlü
John Reed'in Eğitimi
John Reed'in EğitimiJohn Reed · Pencere Yayınları · 20081 okunma
1948’deki Yahudi operasyonu, BM’nin 1990’ların Balkan Savaşları raporlarında geçen etnik temizlik tanımlarına uyuyor. Bu rapor etnik temizliği tanımlarken etnik temizlik fiillerinin şunları içerdiğini söylüyor: erkeklerin kadınlardan ayrılması, erkeklerin alıkonulması, evlerin tahrip edilmesi ve daha sonra başka bir etnik grubun yerleşimine açılması. Tüm bu fiiller 1948 savaşında Yahudi askerlerinin repertuarında yer almaktaydı.
Reklam
2. Meşrutiyet Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu'nda 2. Meşrutiyet, 1908 yılında II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine son vererek parlamento ile anayasal bir düzene geçişin gerçekleştiği dönemi ifade eder. II. Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk kez 1876-1878 yılları arasında ilan edilmiş olan Meşrutiyet'in yeniden hayata geçirilmesidir. 31 Mart Vakası ve Hareket Ordusu'nun baskısı sonucunda II. Abdülhamid, 23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'i yeniden ilan etmek zorunda kaldı. Yeniden tesis edilen Meşrutiyet, Osmanlı toplumunda büyük bir heyecan ve umut dalgası yarattı. Yeniden oluşturulan Meclis-i Mebusan, Osmanlı halkının seçilmiş temsilcilerini bir araya getirdi ve hükümetin yönetiminde daha büyük bir rol oynamalarına olanak tanıdı. Ancak, 2. Meşrutiyet dönemi, iç ve dış siyasi belirsizliklerle ve çatışmalarla dolu geçti. İttihat ve Terakki Partisi ile diğer siyasi gruplar arasındaki çekişmeler, siyasi istikrarsızlığa neden oldu. Ayrıca, Balkan Savaşları gibi dış olaylar, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını hızla kaybetmesine neden oldu. Sonuç olarak, 2. Meşrutiyet dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşümünde önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, çeşitli zorluklarla karşılaşması ve istikrarsızlık yaşaması, Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu hızlandıran faktörlerden biri oldu. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecindeki önemli bir aşamayı temsil eder.
Osmanlı İmparatorluğu imparatorluk olmaktan çıkmıştı artık. Balkan Savaşları, imparatorluğu Avrupa’daki topraklarından etmiş, Dünya Savaşı da bütün Arap eyaletlerini elinden almıştı. Bu yenilgi kendisine acı gelmekle beraber, Mustafa Kemal bu toprakların kaybına o kadar üzülmüyordu; bir bakıma bunun böyle olacağını öteden beri görmüştü. Bu onun, kanserli dış organlarını kesip atmış, atalarının bereketli toprağında yoğun ve sağlam bir beden halinde tekrar hayata kavuşmuş yeni bir Türkiye hayalini daha da elle tutulur hale getirmişti. Yabancı toprağı olan Suriye elden gitmişti. Ama Türk anayurdu Anadolu henüz yaşıyordu, yaşaması da gerekliydi. Ülkenin geçmişi ve geleceği, işte burada, şu sıradağların ardında yatıyordu.
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zaferden sonra!
Bu topraklarda var olmamızı sağlayan Milli Mücadelemizin romanı usta işi bir kurmaca ve tarihi gerçeklik dengesinde kaleme alınmış. Yazarın milli mücadeleyi anlatan belgesel roman serisinden sonra muazzam bir milli mücadele romanı ortaya çıkmış. Tarihi gerçeklik ve kurmaca sağlam bir üslup dahilinde ele alınmıştır. Romanın başkarakteri Ahmet Muhtar, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın travmasıyla inandığı bütün değerlere sırtını dönmüştür. İttihatçı olan Ahmet Muhtar savaştan sonra yurdu terk eden İttihadçı kadronun üst düzey yöneticilerine kırgındır hatta onlardan nefret etmektedir. Büyük savrulma yaşayan Ahmet Muhtar Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı bir görüşme sonunda çok ağır, taşıması çok güç bir vazife alır ve bu vazifesini gerçekleştirmek için İstanbul'a geri döner. Kasım 1918'den 1923 Ekim'ine kadar işgal altında bulunan İstanbul'da yaşananlar birçok tarihçi tarafından anlatılmak istenmemiştir. Tarihimizin bu utanç yıllarında yaşananları anlatan tarihi gerçekliğin şekillendirdiği bir çalışma olmuş. Anadolu'daki varlık- yokluk mücadelesine ışık tutuluyor. Bu topraklarda devlet olarak özgür bir ulus olarak yaşamımızı sağlayan milli mücadele gelecek kuşaklara aktarılmalı ve onlar tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu tür romanların yeni nesillerce okunmasının sağlanması yurtseverlerin en büyük görevidir.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023159 okunma
Balkan Savaşları
Bu bir korkunç bozgundu. Tarihte hiç bir ordu bu kadar kısa zamanda bu kadar kötü dağılmamıştı.
Sayfa 170 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
Mustafa Kemal’ de ilk başlarda ittihatçıydı. Ancak hemen bu gruptan soğumuş ve uzaklaşmıştı. İttihatçıların içerisinde yer alan Enver Paşa ile yıldızları bir türlü barışmamış, birbirlerinden haz edememişlerdi. Bir süre sonra 1911 yılında Trablusgarb savaşı baş gösterdi. Mustafa Kemal “Gazeteci Şerif” unvanı ile bu savaşa gönüllü olarak katılmıştı. Kendisi Trablus’da bulunurken önce Balkan savaşları ardından ise 1. Dünya savaşı başladı. 1. dünya savaşının bizim tarihimiz açısından kaderimizi değiştiren, toprakların hala bizim kalmasını sağlayan en önemli savaşlardan biri olarak görülüyor. Hem deniz’den savaşılmış hem de karadan savaşılmıştı. Kara da komutan Mustafa Kemal’di. Bundan sonra “Anafartalar Kahramanı” olarak anılmaya başlamıştı.
392 syf.
9/10 puan verdi
"Servet arıyorsan Hindistan'a git. Öğrenmek ve bilgi sahibi olmak istiyorsan Avrupa'ya git. Saray ihtişamı görmek istiyorsan Osmanlı İmparatorluğuna gel." Demiş yazar...Bir sonraki kitap 2. Dünya savaşında Türkiye isimli bir kitap.Kitap çok ilginç olaylar anlatıyor. Ama gerektiği gibi değerlendirilmediğini düşünüyorum. Döneme duyulan nefret yüzünden çok taraflı anlatılmış. Savaşta olabilecek herşey göz ardı edilerek... Nedense 1.Dünya savaşı için pek araştırmamız yok.Nadir kitaplardan birisi dönemi yaşayan yazar savaş sonrası kaleme almış... Savaşın getirdiği yıkım,ekonomik çöküntü,kayıplar,vs...bundan nemalanan bir kesim zengin...Ama hiçkimse bu isimleri zikretmez..mağdur kim? Savaş öncesi her ülke seferberlik ilan eder.Birçok iş alanında çalışan erkek olduğu için erkek nüfusta meydana gelen azalma üretimin düşmesine neden olur.dünyadaki diğer ülkeler bunun önüne kadınları istihdam ederek geçmiş..Biz bunu balkan savaşları ile acı bir şekilde tecrübe ettik.sosyolojik boyutta dağılan aileler,perişan kimsesiz çocuklar,vs.. bugün bir savaş olsa(Allah göstermesin) aynı hikayeler tekrar yaşanır.20 milyonluk istanbulu bugün doyurmak çok daha zor olurdu...Askerden kaçanlar için alınan tedbirler,fırsatçılar için alınan tedbirler,vs... ve daha nicesi yetersiz olabilir ama bunun sebebi ahlak yoksunu toplumun suçudur..
Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye
Birinci Dünya Savaşı’nda TürkiyeAhmet Emin Yalman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201829 okunma
dünyanın her ülkesinde milliyetçiliğin, milli kimliğin ortaya çıkışı ve kabul edilişi kendine özgü şartlarla, gelişmelerle olur. fransız'ın milli kimliği doğrudan doğruya fransa krallığı, fransa birliği, fransız ihtilali gibi olaylara bağlıdır. italya'nınki (irredantizm) birleşmedir. türk'ün milli kimliği ise imparatorluğun parçalanması sırasında kan, barut, ateş, ter ve gözyaşıdır. yani kaç asırdır oturduğu rumeli'nin köylerinden birkaç günün içersinde sökülüp atılması, perişan olması, yollarda ölmesi, mahvolmasıdır. kuşkusuz balkan muharebesi feci bir olaydır. biz söz konusu savaşları kitaplardan şöyle bir okuyup geçiyoruz. ama aslında sonuçları itibariyle tarihteki etkisi çok daha derindir. öyle ki daha öncede belirttiğim gibi balkan savaşlarıyla türkiye sadece imparatorluğu değil, anavatanının önemli bir parçasını kaybediyor
Sayfa 28 - 29-timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
'Paşam mademki sen buradasın… Başımızdasın… Öyleyse mesele yok'
Düşman 23. Alay'ın cephesini yarmıştı. 8. Tümen geri çekilmeliydi. Mustafa Kemal tümenin Tarkuş Hattı'na geri çekilmesini emretti. Tümen muntazam olarak emredilen hatta çekiliyordu. Daha sonra yaşananları Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatıyordu: "İşgal edilmekte olan ve düşmanın kesif piyade ateşi altına girmeye başlamış bulunan
Sayfa 81 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.334 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.