Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni ne kadar çok seviyorsun değil mi Jale'm! Tıpkı benim seni sevdiğim gibi!.. Bu gerçeği bana yazmaktan çekinme. Her mektubunda bana beni sevdiğini yaz, her görüşünde bunu söyle İhsan
"Beni sevdiğini bir daha söyle, Deniz..." dedim ona, yalvarırcasına... "Hayır, sevgi söylendiği zaman yapaylaşıyor, karşı tarafa hak sahipliği veriyor ve beklentiye dönüşüyor. Sen de bana sevgini söyleme bir daha Cihan. Hayır, seni sevmiyorum. Aşk değil bu, eminim. Yine de muhteşem bir şey."
Reklam
Hem hayatının içinde olmak istiyorum, hem de büsbütün dışında. Bazen gözlerime bakıp, beni sevdiğini söyle istiyorum; bazende sensiz hayatıma devam etmek geliyor içimden... Bazen, nekadar yanlız olduğunu ve bana ihtiyaç duyduğunu hissediyor, yanıbaşında olmak için can atıyorum... Bazen benim yokluğumu hissetmediğin geliyor aklıma, yolundan çekilmek istiyorum. Bazen beni sevdiğine inandırmak istiyorum kendimi.. Sözlerini hatırlıyor, dediklerini tekrarlıyorum... Ve...istemeye istemeye senden gidiyorum. İstemeden senden gitmek ne demek bilir misin? İşte öyle gidiyorum
Sayfa 105 - (İnkılâp)
KIZILELMA Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı’dan başka Kimseler yok imiş, yakın zamanda (Bakû’)da milyoner bir kız var imiş; Türklüğü çok sever, yurda yâr imiş; Adı (Ay Hanım) mış, hanlar soyundan;
-“Etrafımdaki kişiler bir garipti. Kimi sevgisini dünyalar, kimi ise yıldızlarla ifade ediyordu. Yine en güzel sözü söylemek bana düşerken, onun kulağına şöyle fısıldadım: ‘Varlıklar kadar değil, yokluklar kadar seviyorum seni...” İster bir ekmeğin yokluğu, ister bir dünyanın yokluğu, isterse bir evrenin yokluğu yerine koysun. Nereye anlamlandırırsa anlamlandırsın, yine de o yokluk benim için kutsal olacaktı. Öyle ki herkes sonsuzluk kadar sevdiğini düşünür; ancak sonsuzluk nedir bilemezdi. Ben açıkladım işte, evrenin dışında ve zamanın ötesinde bile bir yokluk yatıyordu, işte sonsuzluk oradaydı. Her şey, hiç kimsenin bilmeye bile cesaret edemeyeceği kadar özeldi. Dünya üzerinde benimle aynı anlamları taşıyan biri vardı. Ellerine baktım bir gün, beynim beni zorladı ve kalemimden şunlar döküldü: “Bir kadının elleri, erkeğinin yazlık sinemasıdır. Öyle ki, tüm masum anlamları onu izleyerek bulabilir. Geçmişinde saklı kalmış ve pek de evden çıkmayan beynin, en derin hücreleri toplar neyi var neyi yoksa, alır eline gazoz yaptığı soğuk hasretini ve koşar onu izlemek için...” (syf.64/65)
Bir tek doğruyu söyle, beni yıllardır sevdiğini söyle, yeter. On sekiz yıl bekledim, bir o kadar daha beklerim. Bana bir kerecik, bir kerecik beni sevdiğini söyle. Peki, hiç olmazsa beni o zaman sevdiğini söyle, o zaman sevmiştim de, telefonu sonsuza kadar kapayacağım.
Sayfa 382Kitabı okudu
255 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.