“Öldükten sonra da yaşamak istiyorum. Onun için Tanrı’ya bana bu vergiyi bağışladığı, kendimi geliştirmek, yazıyla kendimi, içimdekileri anlatmak kolaylığını verdiği için dualar ediyorum. Elime kalemi alınca hiçbir şey gözümde değil, üzüntülerim siliniyor, cesaretim artıyor. Ama bakalım gerçekten değerli bir şeyler yazabilecek miyim? Umudum var. Niye mi? Yazarken düşüncelerimi, düşlerimi, yaşadığım, istediğim şeyleri gözümün önünde canlandırabiliyorum.”
Oysa kara görünmüştü…
Çok uzakta değildi. Sanki kulaç atsam oradaydım, kıyada. Sanki tamamdı her şey, güneş tepede, rüzgar bizden yana… Ama fırtına beklemez körfeze girmeni.
Olsun. Kaç kez ulaştı bu yorgun gemi o kıyıya.
Yelkeni yırtık olsa da kaptanı bırakmaz dümeni…
“Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?”
“Niye?”
“Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor.”