Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Bugün senin medeniyet, barışçılık, arılık, Adalet isteyen haktan gelir bağırmanla, Bugün senin tutumun, davranış, sükûnunla Kararlaşır olacaktır huzuru, bil, yarının! Senin düşüncen esen oldu muydu, hal düzelir! Güzel düşün, iyi duy, hiç yanılma, aldanma; Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma. Atıl ilerleyişe, birliğe, çalışmalara; Fakat unutma ki yol hep düzenli gitmekle Yakınlaşır, kısalır... Doğru at adımlarını; Düşün; bugünki adımlar hazırlıyor yarını!”
Sayfa 131Kitabı okudu
Ecdadımız, vaktiyle kararlarını bugünkü manasız barışçılık anlayışı içinde verseydi, şimdi elimizde bulunan milli toprağımızın üçte birine bile sahip olamayacaktık.
Reklam
Bütün medeniyet verici ırklar, içine daldıkları barışçılık prensibi ile yeni topraklar kazanmaktan vazgeçerek,dahili kolonizasyon ile yetindiklerinden meydan, değersiz milletlere kalmakta ve nüfusun iskan edebileceği yerler bunların eline geçmektedir. Yani sayıca çok olan milletler terazide ağır basacaklardır.
Aldanma...
Korkunç bir gerçek olarak gördük ki barışçılık savaşı körükleyen belli başlı etkenlerden biriymiş. Her düşündüğünü söyleme özgürlüğüne değil, zorbalığa yaramış ve yirmiyi aşkın ulusu susturmak bakımından özgürlük düşmanlarının ekmeğine yağ sürmüş. "İnsanlar birbirinin kardeşidir" diye kimseler istemeye istemeye, binlerde yıldır eşi görülmemiş bir kölelik düzenine girişe hizmet ettiler; zorbalığa karşı koyamama, milyonlarca insanın kesilip biçilmesine yol açtı.
Toprak
Bir milletin başka bir millete nispetle elli misli toprağa sahip olması Tanrı'nın iradesine de uygun düşmez. Bu görüşü sükunetle ve soğukkanlılıkla karşılamak gerek. Bu dünyada gerçekten herkese yetecek kadar yer varsa, bize de yaşamamız için zaruri olan toprağı versinler. Bunu elbette isteyerek yapmazlar. Fakat o zaman işe, herkesin yaşamak için mücadele hakkı karışır. Tatlılıkla istediğimiz zaman vermedikleri şeyi yumrukla almak mecburiyeti doğar. Atalarımız bugünkü gibi saçma biri barışçılık mantalitesi ile hareket etmiş olsaydılar, halen elimizde bulunan milli toprakların üçte birine sahip olamazdık.
Sayfa 203
İnsana yakıştırılan birbirine zıt pek çok özellik, örneğin kötülük ve iyilik, bencillik ve başkalarını da düşünme, cesaret ve korkaklık, savaşçılık ve barışçılık, cimrilik ve bonkörlük, vb. hep insanın içinde yaşadığı toplumun özellikleriyle belirlenir ve şekillenir.
Reklam
Yalnızca herhangi bir siyasi baskıyı kabul etmenin edebi ahlakla pek de bağdaşmadığını söylüyorum. Bu fikir, olağan siyasi çekişmelere bulaşmadığını iddia eden barışçılık ya da bireycilik gibi hareketler için de geçerlidir. Hakikaten de sonu "-izm" le biten her sözcük propaganda kokar.
Sayfa 92 - Kapra Yayıncılık
Nükleer soykırım tehlikesi barışçılığı tetikliyor, barışçılık yayılınca savaşlara azalıyor ve ticaret canlanıyor, ticaret de hem barışın kârlılığını hem de savaşın maliyetini artırıyor. Zamanla bu döngü, savaşa karşı belki de diğerlerinden de daha önemli bir engel yaratıyor.
Sayfa 368Kitabı okudu
-Sosyalizmin insan doğasına aykırı olduğunu söyleyenler var. -Sosyalizmin insan doğasına uygun olmadığını söy­leyenler, dolaylı yoldan insanın doğasına ancak kapi­talizmin uygun düşeceğini söylemek isterler. Ancak bunu yaparken, istemeyerek de olsa kapitalizmin kö­tülüklerine ve olumsuzluklarına işaret etmiş olurlar. Yani şunu demiş olurlar: İnsan bencil, hırslı, paragöz, hesapçı, sinsi, başkalarına üstün gelme, onları ezme güdüleriyle tanımlanan bir varlık olduğuna göre, ona en uygun düzen kapitalizmdir! Sosyalistler ise insana toplumsal ilişkilerin dışın­da ne iyi ne kötü, ne olumlu ne de olumsuz özellikler yakıştırır. Marksistler insanın içinde bu­lunduğu toplumsal koşulları önceleyen, tarihe ve top­lumsallığa aşkın, yani bunlarsız da tanımlanabilecek bir insan doğası olmadığını düşünürler. İnsana yakış­tırılan birbirine zıt pek çok özellik, örneğin kötülük ve iyilik, bencillik ve başkalarını da düşünme, cesaret ve korkaklık, savaşçılık ve barışçılık, cimrilik ve bonkör­lük, vb. hep insanın içinde yaşadığı toplumun özellik­leriyle belirlenir ve şekillenir.
Sonunda tatlılıkla çözümlenemeyen iş yumrukla halledilecektir. Ecdadımız, vaktiyle kararlarını bugünkü manasız barışçılık anlayışı içinde verseydi, şimdi elimizde bulunan milli toprağımızın üçte birine bile sahip olamayacaktık.
Reklam
Atatürk'ün söz, düşünce, tutum, davranış, eylem ve devrimlerinin tümünü birden değerlendirdiğimizde, O'nun tam bağımsızlık, anti-emperyalizm, özgürlükçülük, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, devrimcilik, akılcılık ve bilimsellik, çağdaşçılık ve barışçılık ilkelerinden oluşan, bu ilkelerden kaynaklanan ve adına Atatürkçülük, Kemalizm denilen kendine özgü bir dünya görüşünü, bir ideolojiyi benimsediğini, savunduğunu görüyoruz.
Sayfa 50 - Kişisel Yayınlar
İnsan sabit bir öz değildir.
İnsana yakıştırılan birbirine zıt pek çok özellik, örneğin kötülük ve iyilik, bencillik ve başkalarını da düşünme, cesaret ve korkaklık, savaşçılık ve barışcılık, cimrilik ve bonkörlük, vb. hep insanın içinde yaşadığı toplumun özellikleriyle belirlenir ve şekillenir.
Sayfa 60 - YordamKitabı okudu
açılım süreci
Bizim o ipe sapa gelmez devlet adamlarımız insanları ölüme sevkedebilmek için o manasız barışçılık sözleri ile sarhoş etmenin ve coşturmanın mümkün olacağını sanmışlardı.
Kadınlar Neden Savaşa Karşı
Sırf kadın olduğumuz için barışçı olmamız gerektiğine inanmak, bize atfedilen bütün bu özellikleri de gönül rahatlığıyla benimsemek demek. "Barışçılık" efsanesine kendimizi kaptırdığımızda, kendimiz için bir şeyler istemekten, hayatımızı ve çevremizi dönüştürmekten geri durmak bizi bekleyen bir tuzak.
Sayfa 230 - dipnot yayınlarıKitabı okudu
88 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.