Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
—122 Şaban Şenol? — Efendim! — Sus ulan, satılmış! Efendilik kalktı!
Doğru! Dünyanın parası var İsviç­re'de. Bizimkilerin paraları bile orda!
Reklam
Artık anlamak zorundayız: Tüm liseler hababam sınıflarıyla doluyor ve suç kesinlikle çocuklarımızda değil.
107 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Hababam Sınıfı Baskında kitabı izlediğimiz Hababam Sınıfı’nın sadece bir kesiti gibi; tabi film hali biraz daha değiştirilmiş. İnek Şaban, Güdük Necmi, Kalem Şakir, Çolak Hamdi, Tulum Hayri ve diğer yandan Kel Mahmut ve Hafize Ana. Müdür Bey’in hakkından gelebilecekler mi? Göreceğiz. İyi okumalar dilerim herkese.
Hababam Sınıfı Baskında
Hababam Sınıfı BaskındaRıfat Ilgaz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014374 okunma
SUSAK CAFER 46 Toplam? (Kimseden ses çıkmaz. ) SUSAK CAFER Toplam? 46 Toplam? Nerde bu adam? GÜDÜK NECMİ Yerindedir hocam. SUSAK CAFER
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Simit mübarek bir nesnedir. Bu işe simitten başlamamızın tek gayesi, onun kutsallığından yararlanmanız içindir. Simit, hele susamlı kandil simidi, sembolümüzdür bizim. Bu kutsal halka çayla işbirliği ederek çok canlar kurtarmıştır. Bu yüzden, cankurtaran simidi tabiri dilimize ve edebiyatımıza geçmiştir çocuklarım. SOS iki es ortasında kocaman bir simittir.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Yörük Ali Efe-Demirci Mehmet Efe
Yörük Ali’yle Demirci Mehmet birbirlerini hiç sevmezlerdi. Aralarında liderlik rekabeti vardı.Ama, Yörük Ali’nin yeri zeybekler arasında bambaşkaydı. Çünkü, Demirci Mehmet çatışmalarda geride kalırdı.Öne atılmazdı. Yörük Ali ise, her baskında en önde vuruşurdu. Hem gözü karaydı.Hem de zeybeklerine öz kardeşi gibi sahip çıkardı. Demirci’nin zeybekleri bile Yörük’e öykünürdü.
Sayfa 77
80 syf.
4/10 puan verdi
cumhuriyet devrimi öncesi istanbulda, tek başına yaşayan dul bir kadın kendinden 10 yaş küçük bir erkekle kaçamak bir ilişkiye girişiyor. bu şartlarda, yalnız başına bir kadın osmanlı toplumunda nasıl ayakta durabilir bunu herkes bilmek isterdi. sevgilisinin yaşını kesin olarak biliyoruz ama kadın 30 civarlarında, 10 yıllık mutsuz bir evliliğin sonunda kocası tarafından aldatılmış ve terk edilmiş. çocukları olmuş mu, adam da mı kalmış, kalmışsa bu durum kadını ne kadar yıkmış bilmiyoruz. evde beraber yaşadığı ve arasıra ziyaret eden eş-dost dışında yapayalnız. nasıl bir ev, kendinin mi, kadının kökeni nedir, ne işle uğraşır, nasıl bir mahallede yaşar hiçbir bilgi yok. hakkında hiçbir şey bilmediğimiz hizmetçinin bile ismi, dolayısıyla bireysel bir kimliği var; kadının yok. yazar, kadının duygularını tarif etmekte o kadar yetersiz ki, kitabın başından beri belki 10-15 defa "yarabbi ona böyle noluyordu" ifadesini görüyoruz. 70 sayfalık romanın ancak 40ıncı sayfalarına gelindiğinde tiplerin aslında yaşayan karakterler olduğunu hissetmeye başlıyoruz, çünkü yazar ancak bu zaman karakterlerden bir dünya yaratmaya başlıyor. benim okuduğum baskında (iş kültür) selim ileri sonsöz yazısı yazmış ve yazarın romanı beykoz çayırı tasviri ile süslediğini ima etmiş. öyle ki, beykoz çayırındaki canlılık bile sanki sadece bizlere anlatılıyor, çünkü karakterlerin bu ortam ile kurduğu ilişki de zayıf. onlar gözlemlemiyorlar beykoz çayırını, yazar bize gözlettiriyor. konusu ve süpriz sonuyla ilgi çektiğini düşünüyorum. fakat bunlar maalesef bir romana sanatsal değer katmaya yeterli değil.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,323 okunma
406 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.