Stalin;
Pantolonun dizleri çizmelerinin üstüne taşacak kadar boldu. Sırtında dik yuvarlak yakalı, yaka ve göğüs düğmeleri yandan, siyah bir saten gömlek vardı ki, belden bir kayışla sıkılmıştı. Gömleğin etekleri pantolonun üstüne dökülüyordu. Ceketi yoktu. Sahneye girerken kasketi başındaydı. Bu siyah meşin kasket, başının üzerinde, gür saçlarını iyice toplayamayacak kadar küçük kalıyordu. Söze başlamadan önce kasketini çıkardı. Masanın kenarına koydu. Kalın kaşları, soğuk ablak yüzü, pos bıyıkları altındaki kısık dudaklarıyle bu orta boylu adam, partinin genel sekreteriydi. Az görülen, az konuşan, kapalı ve daima arka planda bir şahsiyetti. Rus ihtilálinin ön plana sürdüğü, isimleri ve resimleri sokakları dolduran canlı, hareketli, taşkın insanlardan başka bir tipti. Ağır, fakat tereddütsüz konuşuyordu. Çehresi asık, sesi alçak ve monotondu. Hatta arka sıralarda kalanlar, söylenenleri pek de iyi işitmiyor olacaklardı ki, Rusya'da bu gibi hallerde âdet olduğu gibi zaman zaman: -Gromçe! Gromçe! (daha yüksek, daha yüksek). diye bağırıyorlardı. O, sesinin tonunu değiştirmedi. Fakat arkadakilerin gürültüleri de uzayınca, gene sesini yükseltmeden: -Eğer susarsanız işitilir, dedi ve devam etti. Bu sözlerini de arkada sıralarda oturanlar galiba duymadılar ama, yavaş yavaş gürültüler sindi. Konferans başladığı gibi, sessizlik içinde bitti.
Sayfa 289 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Tarih
İngilizler, bu politikalarını gerçekleştirebilmek için Pan- Arabizm'i köpürtmeye başladı. Bu itibarla hilafet meselesi yanında, Araplara bağımsızlık vadederek onları Türklere karşı isyana davet edip kışkırtıyordu. Halbuki Pan-Arabizm'i savunan aydınların yüzde doksanı Hristiyandı. Görünüşte Arap milliyetçiliğini ön plana çıkartarak
Şeyma

Şeyma

@kustasiseyma
·
22s
Manidar..
1945 yılının 22 Martı'nda Arap Ülkeleri Birliği kuruldu. Bu fikir o zamanın İngiltere Başbakanı Eiden'den geliyordu.
Reklam
Hiçbir hikaye başladığı gibi bitmek zorunda değil, bir ihtimal daha var her zaman.Ne olur alışık olduğun ilişkiyi arama karşına her çıkanda .
"Başınıza gelebilecek felaketlerin en sonuna vardığınızda öyle bir an gelir ki orada artık yapayalnızsınızdır. Dünyanın sonudur bu. Hüzünden bile, size ait olan hüzünden, yanıt gelmiyordur, bu durumda artık gerisin geriye gitmesini bilmek gerek, insanların yanına, kim olursa olsun. Bu gibi durumlarda kimse müşkülpesent değildir, çünkü ağlayabilmek için dahi her şeyin yeniden başladığı noktaya geri dönmek gerek, onlarla birlikte geri gitmek gerek."
Acı aniden diner yağmurun dindiği gibi Bazen sadece tanrı öyle istediğinden Sadece bir mağarada resim çizerim belki Rüyaların büyük harfle başladığı bir ülkede Üstümden kaldırılmış bir ölü var Ahbap senin istediğin o mu?
Sayfa 113 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
“Birşeyler içmek için bir yere girdik. Babasından bahsetti orada. Babasının yüreğine verdiği sıkıntıyı anlattı. Annesine hep söylenirmiş babası. Kulakları bu homurdanmalarla doluydu. Bir gün aynaya bakmış: yeni bıyık bırakmaya başladığı sıralarda. Babasını görür gibi olmuş aynada: babasının gençlik resimlerini. Korkmuş. “Babama benzeyeceğim sonunda,’ diye sızlandı.”
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.