Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dinin en çok önem verdiği yoksulluk, akıl yoksulluğudur. Her dinin esas erdemi, yani din göstericilerinin en çok işlerine yarayan erdem, imandır. İman, tanrısallığın tercümanlarının yararı olan şeye incelemeden körü körüne inandıran sınırsız bir bönlükten ibarettir. Bu erdemin yardımıyla, rahipler, doğrunun ve batılın, iyiliğin ve kötülüğün hakemi oldular.
Bilemezsin bugün en yakının yarın yabancın... Bugün mutluluğun yarın kaçtığın Bugün kavuştuğun yarın hasretin Bugün sevdiğin yarın uzaklaştığın Bugün yaranı saranın yarın canını acıtanın... En iyisi Bugunü sev, Bugüne sarıl, bugunü sahiplen ama yarını da çok düşünme, yarınından korkma, yarının için evhamlanma... Çünkü yarının yazılmış ve sen kaçamazsın... Yarının bugün oldugunda, ben begenmedim istemiyorum diyemezsin, üzse de canını da acıtsa olduysa yarının bugünün, başının üzerinde ağırlayacaksın... Sabrederek️ Hamdederek️
Reklam
İnsan Kalabilmek
Cemşid'in, memleketinden ilk ayrılışıydı. Lise ikiye kadar okumuş, buna rağmen liseden mezun edilmişti. Son sınıfa geçtiğinde ilçede aylarca süren sokağa çıkma yasakları ve çatışmalar yaşanmış, okula gidemeyen öğrencilere, sokağa çıkma yasağı kalktığında diplomaları verilmişti. Neredeyse hepsinden bir an önce kurtulmak istermiş gibi, bütün son
Sayfa 131Kitabı okudu
Köleliğin Kaldırılması
Sıcak ülkelerin eski sömürge sistemi, yalnız sömürgenin metropole sıkı sıkıya bağlılığına değil, başka renkten insanların el emeğinin sömürülmesine de dayanıyordu ve toprakları değerlendirecek tek emeğin de onlarınki olabileceği düşünülüyordu. Ne var ki, köleliğe karşı XVIII. yüzyılda iki akım belirmişti: Bir yandan, Aydınlıkçı filozoflar insan
Rabbim! Mülkün sahibi sensin.Neyim var ki vereceğim. Evvelim de sen, âhirim de; zâhirim de sen, bâtınım da.Beden denilen kaba,vehmen varlık vermişim. " Ganiyy" olan sensin " fakir" olan ben. şu "ben" sözü varya Rabbim , onu bile söylerken utanıyorum.
Tavernalar ve hanlar gibi ticari işletmeler çok büyük olasılıkla hem yerli halka hem de bölgede konuşlanan Hitit askerlerine hizmet veriyordu Ancak bu yerler hakkında başka bilgi olmadığından kesin konuşamıyoruz. O halde yeme-içme, müzik ve eğlence ve 'geceleme' yerleri olan arzana evleri neydi? Bu evlerden biri, KAR.KID logogramıyla belirtilen bir grup kadınla ilgiliydi. Hitit Yasaları'nda beklenmedik bir anda ortaya çıkan bu terimin uzun süre fahişelerle ilgili olduğu sanıldı. Metinde bir arzana evinde bahsedilirken, veliaht prensin de orada bulunduğu ve ilginç bir ayin düzenlediği yazılıdır. Prens, ekmek, kek, lapa, süt, bira ve marnuvan adlı bir içecekten oluşan yemeğini yer. Yemekte kendisine 1 3 KAR. KID kadını eşlik eder. Prens o gece uzanır ve rahipler prensin başının ve ayaklarının iki yanına ekmek somunları yerleştirir ve bedeninin çevresine bira döker. Ardından KAR.KID kadınları getirilir. Kadınlar, öne sürüldüğü gibi prensi ergenlik çağının zevklerine mi hazırlıyorlardı? Ne yazık ki konuyla ilgili bilgi içeren ilk tablet burada sona erer. Olayın devamını anlatan tablet ise henüz bulunamamıştır. O halde daha sonra ne olmuştu? İlk olarak KAR.KID kadınlarının fahişe olmadıklarını kesin olarak söyleyebiliriz.
Reklam
Arzana Evinde Ne Olurdu? Bu bölümü sonlandırırken, kısa süreliğine dikkatimizi arzana evi adı verilen bir kuruma verelim. Metinlerde bu tür kurumlara yapılan az sayıdaki atıf, bu yerlerin müzik ve eğlencenin bulunduğu, yiyecek ve içecek servis edilen ve konukların gecelediği mekanlar olduğunu gösterir. Bu yerlerin müşterileri kimlerdi?
LÜTFEN SEKS YAPMAYALIM, BİZ HİTİTİZ Elbette bu bölümün başlığı sözcük anlamıyla değerlendirilme­melidir. Eğer bu başlık gerçekten doğru olsaydı Hitit Krallığı, bırakın 500 yıl sürmeyi, asla var olamazdı. Ancak Hitit dünyasında bir dizi cinsel ilişki türü kesin olarak yasaklanmıştı. Cinsel ilişkilerin bir kısmına ise ancak özel durumlarda izin
Yazılıkaya Charles Texier 1834'te Yazılıkaya'yı ziyaret ettiğinde gördüklerinden tam anlamıyla büyülenmişti. Bugün bile Texier'in Yazılıkaya ve ait ol­duğu uygarlık hakkında bildiklerinden çok fazlasını (aslında o pek bir şey bilmiyordu) bilsek de, hala onun hiyeroglif simgeler ve bir dizi ka­bartma figürle dolu üstü açık odalardan geçerken,
Grek düşüncesi, ilk başta dramanın kök saldığı mitik-dini ilk temellerden kademeli ayrılma sürecini yaşamakla kalmaz, bu sürece gerçek yerini de verir. Başlangıçta Grek felsefesi, tıpkı doğu dinleri gibi, zaman düzenini fiziksel ve aynı zamanda ahaki düzen olarak kavrar; zamana, ahlaki bir hukuk düzeninin uygulanışı ve gerçekleşmesi olarak bakar.
Reklam
Demokrasinin çulsuza verdiği hakla seckine verdiği hak aynı mı? Hayır diyor Fransız tarihçi batının esitligi nispidir Aslında her alana müthiş bir eşitsizlik hâkimdir ülkemi( Fransa) ele alacak olursak evvela asiller ve rahipler sınıfını görürüz Onların alt katında 3 sınıf daha var Burjuva Vilen Serf (esir ya da köle) asillerle rahipler eski dönem boyunca tüm haklardan ve nimetlerden yararlandilar yeni dönem gelince Demokrasi yine bu zümrelere çalıştı Çünkü mekanizmaya hakimdiler geçişi diledikleri gibi ayarlayıp mekanizmayı istedikleri gibi işlettiler Alt tabakaların başarı şansları istisnalar hariç hiç olmadı
Sayfa 114Kitabı okudu
Rahipler gerçekten evlendikleri zaman, evlilik bağının aslında kanuna aykırı olduğunu bildiklerinden, karılarını kolayca aldatabiliyorlardı.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.