Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çinlilerin tarihteki en büyük denizciler olduğunu söylemenin bir sakıncası yoktur. Yaklaşık 2000 yıldır gemilere ve denizcilik tekniklerine sahipler, bu nedenle dünyanın geri kalanıyla kıyaslama yapmak rahatsızlık vericidir. Batı’nın nihayet Çin’i yakalaması, onların bulduklarını şu ya da bu şekilde uyarlayarak gerçekleşmişti. Tarihin büyük bir kısmında Avrupalılar Çinlilerin sahip olduklarından çok daha sıradan gemiler kullanmışlardır
Sayfa 70 - yapıkrediyayınları, çeviren: esra ermert, ıv. baskı, nisan 2015, beyoğlu
İnsan Kalabilmek
Cemşid'in, memleketinden ilk ayrılışıydı. Lise ikiye kadar okumuş, buna rağmen liseden mezun edilmişti. Son sınıfa geçtiğinde ilçede aylarca süren sokağa çıkma yasakları ve çatışmalar yaşanmış, okula gidemeyen öğrencilere, sokağa çıkma yasağı kalktığında diplomaları verilmişti. Neredeyse hepsinden bir an önce kurtulmak istermiş gibi, bütün son
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Rahipler gerçekten evlendikleri zaman, evlilik bağının aslında kanuna aykırı olduğunu bildiklerinden, karılarını kolayca aldatabiliyorlardı.
OKUNMALI
198] Bil ki Kur’ân üç açıdan huccettir: 1) Kur’ân’ın her sûresi fesâhat ve belâğat açısından huccettir. 2) İçindeki gaybî haberler açısından huccettir. 3) Aklî delillere dikkat çekmesi bakımından huccettir. [199] Çünkü Kur’ân, âdete muhâlif bir şekilde gelmiştir. Daha önce el-Misbâh’ta bu konudan sana biraz bahsetmiştik. Burada sana
Dinin en çok önem verdiği yoksulluk, akıl yoksulluğudur. Her dinin esas erdemi, yani din göstericilerinin en çok işlerine yarayan erdem, imandır. İman, Tanrısallığın tercümanlarının yararı olan şeye incelemeden körü körüne inandıran sınırsız bir bönlükten ibarettir. Bu erdemin yardımıyla, rahipler, doğrunun ve batılın, iyiliğin ve kötülüğün hakemi oldular; yarar sağlamak için, gerektiğinde cinayetler işletmek, onlar için çok kolay oldu. Örtülü iman (yani, kendiliğinden eylem ve uygulamaya dönüşen iman), yeryüzünde yapılmış en büyük suikastlerin kaynağı olmuştur.
Sayfa 334 - 12. Basım: Kaynak Yayınları, Eylül 2019Kitabı okudu
Fransız tarihçi Ch. Seignobos. Batının eşitliği nispidir. Aslında her alana müthiş bir eşitsizlik hakimdir. Ülkemi (Fransa) ele alacak olursa evvela asiller ve rahipler sınıfını görürüz. Onların alt katında üç sınıf daha var. Burjuva (Bourgeosie), Vilen (Vilain) ve Sarf (Serf yani esir, ya da köle). "Asillerle rahipler, eski dönem boyunca
Sayfa 141 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnanç ve ibadet temiz ahlâklı olmayı tıkıyor tezi
Batı’nın birçok ülkesinde bilimler ve eğitim , temiz bir ahlâka sa­hip olmak yönünde çok daha sağlam araçlar olarak bir işleve sahipler. Demek ki, burada inanç ve ibadetin zorunluluğu bütü­nüyle ortadan kalkıyor. Ama Asya’da bilimler ve (bilim sel -ç.n.) eğitim olmadığından ilk iki alanda (itikat ve ibadet) o kadar çok ve değişik kollar oluşmuş ki, dinin en temel koşulu olan ahlâk öteki iki koşul arasında bütünüyle unutulmuş ve bilimlerle eğitime gi­den yol bu iki koşul tarafından tamamen kapatılmıştır.
Çağdaş, modern Batının varoluşçuluk felsefesinin Jean Paul Sartre, Jaspers, Heidegger, Kierkegaard ve diğerlerinin felsefesinin varmış olduğu sonuç hayatın anlamsız olduğudur. Ve yatay düzlemde öyledir de. Çünkü o basitçe ıstıraptır ve acıdır ve hastalıktır ve bitkinliktir ve yaşlılıktır. Ve sen tüm evren kadar engin bir bilince sahipken küçücük bir bedende hapsedildin. Osho - Olgunluk
Ah S(B)iz Komünistler (!);
Babi’ye göre komünistlerin yaptığı (ya da en azından amaçladığı) tek doğru uygulama okullarda, onu kovdukları eğitim alanındaydı. Özellikle de, kadınların eğitimi konusunda yapılanları alkışlıyordu. Hükümet her yaştaki kadınlar için parasız okuma yazma sınıfları açmıştı. Babi’nin dediğine göre, Kabil Üniversitesi’ndeki öğrencilerin neredeyse üçte
Günümüzde devletler, halkın fikirlerini harekete geçiren çok büyük bir güce sahipler. Bu gücün ismi “Basın”. Basının rolü, ihtiyaçları zaruriymiş gibi göstermek, halkın şikayetlerini dile getirmek ve hoşnutsuzluk meydana getirmektir. İfade hürriyeti basın sayesinde vücut bulur. Fakat Yahudi olmayan devletler bu büyük gücü nasıl kullanacaklarını bilemediler ve bu muazzam güç bizim ellerimize geçti. Basın sayesinde kendimizi perde arkasına gizleyerek halkları etkileme gücüne kavuştuk. Her ne kadar okyanuslar gibi kan ve gözyaşı döktüysek ve birçok insanımızı kurban verdiysek de basın sayesinde altını elde ettik” daha az
Nilus, 2004
Reklam
Tavernalar ve hanlar gibi ticari işletmeler çok büyük olasılıkla hem yerli halka hem de bölgede konuşlanan Hitit askerlerine hizmet veriyordu Ancak bu yerler hakkında başka bilgi olmadığından kesin konuşamıyoruz. O halde yeme-içme, müzik ve eğlence ve 'geceleme' yerleri olan arzana evleri neydi? Bu evlerden biri, KAR.KID logogramıyla belirtilen bir grup kadınla ilgiliydi. Hitit Yasaları'nda beklenmedik bir anda ortaya çıkan bu terimin uzun süre fahişelerle ilgili olduğu sanıldı. Metinde bir arzana evinde bahsedilirken, veliaht prensin de orada bulunduğu ve ilginç bir ayin düzenlediği yazılıdır. Prens, ekmek, kek, lapa, süt, bira ve marnuvan adlı bir içecekten oluşan yemeğini yer. Yemekte kendisine 1 3 KAR. KID kadını eşlik eder. Prens o gece uzanır ve rahipler prensin başının ve ayaklarının iki yanına ekmek somunları yerleştirir ve bedeninin çevresine bira döker. Ardından KAR.KID kadınları getirilir. Kadınlar, öne sürüldüğü gibi prensi ergenlik çağının zevklerine mi hazırlıyorlardı? Ne yazık ki konuyla ilgili bilgi içeren ilk tablet burada sona erer. Olayın devamını anlatan tablet ise henüz bulunamamıştır. O halde daha sonra ne olmuştu? İlk olarak KAR.KID kadınlarının fahişe olmadıklarını kesin olarak söyleyebiliriz.
LÜTFEN SEKS YAPMAYALIM, BİZ HİTİTİZ Elbette bu bölümün başlığı sözcük anlamıyla değerlendirilme­melidir. Eğer bu başlık gerçekten doğru olsaydı Hitit Krallığı, bırakın 500 yıl sürmeyi, asla var olamazdı. Ancak Hitit dünyasında bir dizi cinsel ilişki türü kesin olarak yasaklanmıştı. Cinsel ilişkilerin bir kısmına ise ancak özel durumlarda izin
Yazılıkaya Charles Texier 1834'te Yazılıkaya'yı ziyaret ettiğinde gördüklerinden tam anlamıyla büyülenmişti. Bugün bile Texier'in Yazılıkaya ve ait ol­duğu uygarlık hakkında bildiklerinden çok fazlasını (aslında o pek bir şey bilmiyordu) bilsek de, hala onun hiyeroglif simgeler ve bir dizi ka­bartma figürle dolu üstü açık odalardan geçerken,
Dinin en çok önem verdiği yoksulluk, akıl yoksulluğudur. Her dinin esas erdemi, yani din göstericilerinin en çok işlerine yarayan erdem, imandır. İman, tanrısallığın tercümanlarının yararı olan şeye incelemeden körü körüne inandıran sınırsız bir bönlükten ibarettir. Bu erdemin yardımıyla, rahipler, doğrunun ve batılın, iyiliğin ve kötülüğün hakemi oldular.
Grek düşüncesi, ilk başta dramanın kök saldığı mitik-dini ilk temellerden kademeli ayrılma sürecini yaşamakla kalmaz, bu sürece gerçek yerini de verir. Başlangıçta Grek felsefesi, tıpkı doğu dinleri gibi, zaman düzenini fiziksel ve aynı zamanda ahaki düzen olarak kavrar; zamana, ahlaki bir hukuk düzeninin uygulanışı ve gerçekleşmesi olarak bakar.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.