Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
272 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Psikoterapi tekniği olan psikanaliz, kişinin(hastanın) zihinsel süreçlerini bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Psikanalizin amacı kişinin yaşamını olumsuz etkileyen ruhsal rahatsızlıklarının altında yatan özgürlüğünü kısıtlayan ilişki kalıplarını analiz etmeye yarar. Freud hastalarının rahatsızlıklarını kültür tarafından kabul edilmeyen ve sonuç olarak bastırmasıyla bilinçdışı cinsel doğanın arzu ve fantazilerden kaynaklandığına vurgu yapmıştır. Psikanalizin ana metodu serbest çağrışımdır. Hastaya rahat bir şekilde aklına gelenleri söylemesii istennir. Buradaki hayaller umutlar beklentiler geçmiş aile yaşamının ve çocukluğunun birer yansımasıdır...
Psikanaliz Üzerine
Psikanaliz ÜzerineSigmund Freud · Say Yayınları · 20183,517 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
uyanisi olumlamayi oylesine cok istiyorum ki o muthis betimleme ve diliyle bana hissettirdigi o duygular icin fakat ne kadar yapabilecegim konusunda hic emin degilim. birkac kitabi beraberinde okurken beni en cok uzen uyanis oldu. cunku ismiyle bile oldukca ilgi cekici ve beklentiler es zamanli. bir ruyadan uyanma. edna karakterimiz ailesiyle
Uyanış
UyanışKate Chopin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,010 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Okurken insanı öyle bir tekdüzelik sarıyor ki kış günleri işten eve evden işe giden mutsuz, umutsuz milyonlarca insan geçiyor önünüzden. Bodrum katlarında, dört duvar arasında hapsolmuş işçiler, memurlar, beyaz yakalılar, mutluymuş gibi yapanlar dönüşüyor etrafınıza. Zaten yazar da bir yerden sonra kahramana söyletiyor buna benzer cümleler: "Bodrumdan yukarı çıkan merdivenin ilk basamağını çıktım ben. Kendi bodrumuna tıkılıp kalmış o kadar çok insan var ki, üstelik manzaranın geniş, büyük resmin anlamlı olduğu, gelecek ve bilinmeyen korkusunun beklentiye dönüşebileceği yer olan üst katlar boş dururken.” Beklentiler üzer bizi tabii ki ama hayattan hiçbir şey beklememek, hayata anlam katmamak, gerçekten sevmemek, hiç sevilmemek daha da üzer. Kahramanımız Elenior da bir dönüm noktasıyla sevgilisine, kardeşine, annesine, iş arkadaşına, işine öz hakiki anlamlar yüklemeye başlıyor. Bir günlük ve bir ölüm buna sebep oluyor buna. Ne gerçek hayatınızda, ne taklit? En hakikisi hangisi? En eskisi mi? Öz hakiki can dostunuzu hangi kriterlere göre belirlediniz? İşinizi gerçekten seviyor musunuz? Ya da eşinizi, sevgilinizi? Hangi noktada değişmeye karar verdiniz, yeniden kurdunuz hayatınızı? Hala kaçanlardan, bodrumda kalanlardan mısınız yoksa ? Çok basit görünen iç konuşmalardan oluşan metin aralarına sizi sarsan cümleler sıkıştırılmış. Başta Norveç gibi çok karamsar, bunalımlı olan cümleler zamanla umutla ışıldamaya başlıyor, çünkü kahramanımız artık gerçek anlamda yaşamaya başlıyor. Norveç edebiyatının güçlü sesi olan yazar hayatı ertelememeyi, yalnızlaşmaktan kaçınmayı, yabancılaşmamayı anlatıyor esasen.
Postane Günlükleri
Postane GünlükleriVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 2023324 okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
Mutluluk??? Mutluluk insanın hedeflediği zorlu ve bazen imkansız beklentiler olup bu beklentileri ulaşabilme umudu taşımasıdır. İnsan elde ettiği bir sonuç ile asla mutlu olamaz. İnsanı mutlu yapan o sonuca giden yoldur, onu asıl mutlu yapan bu süreçte geçtiği yollardan topladığı umut taneleridir. Maalesef sonuca ulaşıldığında artık doyum başlar ve bu doyum çok kısa sürer. Doyum tamamlandığında artık elde edilen sonuç hızlıca değer yitirmeye başlar .
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,7bin okunma
415 syf.
7/10 puan verdi
İki kişinin sohbeti, derin düşünceler, sanrılar ve düşsel olaylar. Tabiki hepimizin hayatında mevcut olan korkular, endişeler, beklentiler, heves ve arzular, ve nihayetinde hepimizin unutamadığı, hayatından asla çıkaramadığı, hep içinde, bir hamal gibi aklında taşıdığı, herkes den gizlediği mutlaka bir Bertha’nın varlığı! İşte o Bertha’lardan kurtulmak için onları değersizleştirmek gerekiyor diyor. Ama benim şahsi düşüncem Bertha’larımız hep içimizde yaşasınlar
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,1bin okunma
600 syf.
2/10 puan verdi
Sosyal medyada sürekli bu kitabı öven içeriklerle karşılaştığım için büyük beklentiler içinde başlamıştım, ama gerçekten hayal kırıklığına uğradım. Okurken sanki yazar sürekli felsefik bir şeyler yazmak için kendini zorlamış gibi hissettim. Ayrıca, olay örgüsünde herkesin bahsettiği gibi derin anlamlar olduğunu düşünmüyorum, sadece çarpık ilişkiler, aldatma ve seks. İkinci kitabını belki daha iyidir umuduyla okudum, ama pek bir farklılık yoktu. Belki yazarı pek sevmediğim için önyargılı bir şekilde okumuş olabilirim, ama abartılmış bir kitap bence.
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
Reklam
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Anna Karenina
Anna Karenina uzun zamandır okuduğum en güzel kitaplardan biri. Tolstoy’un her bir satırında incelikle işlediği insan yaşantısı, hayat, ve mutluluk arayışı kendi hayatıma ve düşüncelerime bir ayna tutmam gerektiğini bana hatırlattı. Karakterlerin hepsi gerçek karakterlerdi benim için, yapaylıktan uzak, bizlerin hissedeceği her şeyi hisseden ve yaşayan. Bize karakterlerin bu duygu düşünceleri berrakça gösterilerek hem karakterleri kendimize daha yakın hissetmemiz sağlanmış hem de uzun zamandır zihnimizin arkasına attığımız hayata dair bazı sorularla yüzleşmemiz hedef alınmış. Bunların yanı sıra, kitabın o dönem Rusyasına ait gündelik, sosyal ve siyasal konularda bir çok şey de tasavvur etmesi ile o dönemki daha toplumsal konulara da ilgi çekilmiş. Toplumda kadın ve erkeğin rolü, hakları, bu kadın ve erkekten beklentiler ve beklentilerin doğurduğu sonuçları da göz ardı etmek mümkün değil.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
148 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Gogol' un dediği gibi dünya kadar paran olacağına konuşup anlaşabileceğin bir dostunun olması daha iyidir... Bazı dostluklar özeldir insanoğlunun sevinç, hüzün gibi yaradılışsal duygu hengamesi ; paylaşma arzusu hep duygusal beklentiler yalnız olamayacak. Kadar gerçektir rastlantısal olarak bir insana ortak bir paydada dertleşmek paylaşmak sevinmek üzülmek, düşünmek, gülmek hep insanın varoluşsal sıkıntılarından kurtulmak günlük yaşamdan uzaklaşmak bazen bir kitaptan sanat ve edebiyattan bahsetmek ortak duygularda buluşmak büyük bir hazine Mihail den bitli ve yoksul olarak bahsedilsede kitap onun kalbinin ve duygularının dünyadaki en eşsiz zenğinlerilinklerinden daha üstün gören dostu Adrian gibi kişilerle tanışmak şansına Mazhar olabilmek .. insan yalnız olamayacak kadar karmaşık bir varlıktır ne kadar zengin ve dünyalar kadar mal ve mülk ne yarar bir kelam edemedikten sonrası okuyun OKUTTURUN...
Panait Istrati
Panait Istrati
Mihail
Mihail
Mihail
MihailPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,541 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Jules Verne
Jules Verne
yazar da okunmaz mı, okunur tabii. Beklenti yüksek olur mu, olur elbette. Bazen bu beklentiler hayal kırıklığı yaratır mı, yaratır ne yazık ki... Öncelikle kitabın güzel olduğunu söylemek isterim. Sürükleyici, bir çırpıda bitirirsiniz. Sonu da çok açık ama ilerleyiş merak uyandırıcı mı, bence evet. En azından "ne zaman olacak, hah
Wilhelm Storitz'in Sırrı
Wilhelm Storitz'in SırrıJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022228 okunma
70 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Hayatta duygularınla baş başa olduğunu ve en yakınındaki insanlara rağmen yalnız olduğunu tekrar gördüm. Utanç duygusunu korku duygusunun özel bir hali olduğu geçiyor kitapta. Diğer insanlara karşı olan sorumluluklar, verilen sözler, uyulması gereken kurallar, beklentiler.... Bunlarda bi aksama olunca ortaya çıkmasından ya da yüzleşmekten duyulan korku (utanç).
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,8bin okunma
Reklam
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Fransız üst sınıflarının gündelik hayatını anlatan roman; Marcel’in çocukluğundan başlayarak, birçok konuda kendisine benzer bir karaktere sahip olduğunu düşünen Swann’ı ve Odette’ye aşkını konu edinir. Marcel de bir süre sonra bu ikilinin kozları olan Gilbert e aşık olacaktır. İlk cilt olan bu kitap zamanın önlenemez ilerleyişi ve değişiklikler üzerine kurulmuştur. Marcel de Swann da takıntılıdır. Olay örgüsünün alt metinlerinde karşılanmamış beklentiler ve hüzünler işlenir. Birçok şeyi değiştiremediği için çaresizdir. Bu nedenle de ne kadar çabuk durumu kabullenip alışırsa o kadar az acı çeker. Ama bir yandan da alıştıkça acısına tutunur ve acısı giderek kronik bir hal alır. Geçmiş, hatıralar, unutma, unutamama, nesneler, mekanlar ve zaman… yaşadığı anın belirsizliğinde kaybolan iki karakter de (Marcel ve Swann ) kendi içinde yaşamaktadır. Romanda öne çıkan en önemli duygu da kıskançlıktır. Zaman süreklilik arz eden bir bütün değil bir yığın halindedir ve genel olarak geçmişe yönelmiştir.
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20044,214 okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Evet, Marias külliyatından bir kitap daha eksildi. Marias'tan bildiğimiz insan ilişkileri, bağlar, beklentiler üzerine kurulu hikayeye bu sefer önemli bir detay ekleniyor: Ölüm. Ölümle başlayan, ölümü sorgulatan, ölenlerin hayatımızdaki yerini anlamlandırmaya çalışan bir kitap olmuş. Kitabın başında birbirini seven bir çift (Luisa ve Deverne) ve onları her gün oturdukları kafede hayranlıkla izleyen bir kadın (Maria) var. Her gün aynı saatte aynı kafede denk geliyorlar. Derken bir gün Deverne otoparkta cinayete kurban gidiyor. Maria ikilinin aşkına o kadar hayrandı ki, çiftin ölümle ayrılışına çok üzülüyor. Bir süre sonra ölüm vesilesi ile Luisa ile konuşabiliyor. Aslında tüm hikaye Luisa ve Luisa'nın evinde tanıştığı karakterlerden sonra başlıyor diyebiliriz. Bu noktadan sonra ölen kişilerin hayatımızdaki yerleri veya hayatımızda daha ne kadar süre yer edebildikleri, şayet dönerlerse hayatımızda eskisi gibi yer edebilirler mi, geriye kalanların hayatını tekrar kurabilmeleri sorun mu, ölen kişiyi geride bırakarak yeni hayat kurmak bir ihanet, suçluluk sayılabilir mi gibi konuları Marias mükemmel cümleleriyle irdeliyor. Tüm bu irdelemeleri yaparken Balzac'ın Albay Chabert eseriyle de örneklemeler yapıyor. Gerçekten Marias'ın kendine has uzun, derin, anlamlı, sorgulatan cümlelerine bayılıyorum. Bana edebi şöleni yaşatan bu cümleler oluyor.
Karasevdalılar
KarasevdalılarJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2022744 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.