Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elinde tek bir piyon kalmış olsa bitmez. Bir tarafta tek bir piyon ve şah varken, karşı tarafın bütün taşları duruyor olsa da, oyun devam eder. Sen bir piyon olsan da ki belki hepimiz öyleyiz piyonun en sihirli taş olduğunu asla unut mamalısın. Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle değildir. Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlar kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir. Senin tek yapman gereken, ilerlemeye devam etmenin bir yolunu bulmaktır. Her seferinde tek bir kare. Bu şekilde karşıya geçip bütün güçlere sahip olabilirsin
Bu insan, amacı olmayan, bürokratlar tarafından yönetilen, iyi beslenmiş, iyi giydirilmiş ve iyi bakılmış bir robot insan olacaktır. Böylesi kişilerden oluşan bir toplumda nesneler birinci sırayı alacaklar ve insan da psikolojik açıdan ölmüş olacaktır. Belki özgürlükten ve bireysellikten bahsedecektir ama hiçbir şey "olamayacaktır".
Reklam
Kim bilebilir, Bahmutov, bir kişiligin bir başka kişilige katıl­masının, onu etkilemesinin, o insanın yaşamını, yazgısını nasıl degiştireceğini? Aslında bu bizim bilemeyecegimiz sayısız giz­li yanları olan bütün bir hayatı ilgilendiren bir şey ... En iyi sat­ranç oyuncusunun bile ancak birkaç hamle ilerisini tasarlaya­bildigini söylerler. On oyun ötesini tasarlayabilen bir Fransız kumarbazdan, dahi diye söz ediyordu gazeteler. Bir de burada­ ki hamle olasıliklarinı, bilinemezlikleri düşünün ... Birine tohu­munuzu, 'sadaka'nızı atarken, yani her ne biçim altında olursa olsun birine bir iyilik yapılırken, kişiliğinizden bir şeyleri kar­şıya veriyor ve ondan da aynı şekilde bir şeyler alıyorsunuz de­mektir. Başka bir deyişle kişilikler birbirine katılmakta, birbiri­ne eklenmektedir. Biraz daha dikkat karşılığında ise en beklen­medik keşifler ve bunların size sunacagı bilgilerin ödülü bek­lemektedir sizi. Bir süre sonra, yaptıgınız bu işi bir bilim gibi görmeye başlarsınız ve sizin tüm yaşamınızı kaplar, içine alır bu bilim. Öbür yanda, düşünceleriniz cisimlenecek, yani saçtı­gınız -ve belki de sizin çoktan unuttugunuz-tohumlar yeşere­cek, gelişip büyüyecekler ve sizden başkalanna geçeceklerdir. Böylece kimbilir insanlıgın geleceğinin belirlenmesinde de bir rol oynamış olacaksınız? Bu ugraşınızın bilgisi ve bütün bu ya­şam, sonunda sizi devasa bir tohuma sahip olmak, yani dünya­ ya muazzam bir düşünsel miras bırakmak düzeyine getirir ve böylece ...
Ah kitaplar... :)
Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz.
"Anneciğim, son zamanlarda ne düşünüyorum biliyor musunuz? İnsanoğluyla hayvanları birbirinden ayırdığını söylediğimiz dil, bilgelik, düşünme yetisi, toplum düzeni gibi kavramlar-bir raddeye kadar değişse bile- diğer canlılarda da mevcut değil mi? Belki hayvanların kendi dinleri bile vardır. İnsanlar, var olan her şeyin önderiymiş gibi davranıyorlar ancak hayvanlardan çok da farklı değiller.
Sayfa 41 - OlvidoKitabı okuyor
Şemsiyeni bırak belki bu ıslandığın son yağmurdur.
Reklam
hayır sanmayın ki beni unuttular hâlâ ara sıra mektupları gelir. gerçek değildiler birer umuttular eski bir şarkı belki eski bir şiir.
ÜÇ FİDANA …
MAHUR BESTE şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı gittiler akşam olmadan ortalık karardı bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara simsiyah bir teselli olur belki kalanlara geceler uzar hazırlık sonbahara
Attila İlhan
Attila İlhan
Şayet bir şiir yazmak isterseniz iş gören bir kaleme ve kâğıda ihtiyacınız vardır, bir kadını kendinize âşık etmek isterseniz pek çok farklı ve kim bilir belki de tatsız şekilde hazırlanmanız icap eder, mesela ayak tırnaklarınızı kesmeniz gerekir.
Sayfa 34
"Belki de her şeyi umutsuzluktan yapmışımdır."
Reklam
Düşünüyorum da , benliğime ait ne varsa bu kadar çabuk inanmaktan kaybettim belki de.
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Mis gibi bir kitap. Kesinlikle öneririm. En sevdiğim şiir ektedir : Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sende hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen bayan Nihayet , sen ölümüm kalımım Ben artık adam olamam bu derde düşeli Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum orda oraya Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi Ve içim götürmez kenarından kesilmiş bir ekmeği Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda; Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu; Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri Raslaşmamak için elimden geleni yaparım Bu böyle pek de kolay değil gerçi Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya; Bunun verdiği mutluluk da az değil ki Çıkar giderim bu kentten olmazsa, Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki Inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem, Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri .
Sevda Sözleri
Sevda SözleriCemal Süreya · Can Yayınları · 199027,1bin okunma
Elbette, bu kitap ne bir yaşamöyküsü ne de bir roman, belki edebiyat, sosyoloji ve tarih arasında bir şey. Baskıcı bir çevrede doğan ve bu çevreden çıkmak istemeyen annemin tarihin bir parçası olması gerekiyordu ki dahil olmamı istediği, kelimeler ve fikirlerle yönetilen dünyada kendimi daha az yalnız, daha az yapay hissedebileyim. Artık sesini duymayacağım. Olduğum kadını, bir zamanlar olduğum çocukla bir araya getiren onun sesi, sözleri, elleri, tavırları gülüşü ve yürüyüşüydü. Geldiğim dünyayla adamdaki son bağ da koptu. -Şubat 1987-
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ümit Yalçın Doğan // Altı Üstü
Merhaba Sevgili Öyküseverler Bugün size “altı üstü” altı öyküden oluşan bir hikaye kitabı ile geldim: Ümit Yalçın Doğan’ın yazmış olduğu “ Altı Üstü” isimli öykü kitabı… Hikayelerin isimleri de şu şekilde : “Doğu Ekspresinde Cinayet”, “Yaban”, “Suç ve Ceza”, “İhtiyar Balıkçı”, “Aşk- Memnu”, “Kumarbaz”… Kitabı bitirince arka kapak yazısındaki; “Dünya küçük, hayat kısa.” lafını çok iyi anladım gerçekten. Eminim ki sizler de bu kitabı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Kitaptaki ilk hikayemiz, mecburi sebeplerle binilmiş bir tren yolculuğu ile başlıyor. Hikayeler bir trenin vagonu misali, bir sonraki hikayeye bağlanarak devam ediyor. Yani bu altı hikaye birbirinden bağımsız hikayeler değil. Son hikayeye gelindiğinde ise bir hayat, belki depremle değil ama hayal ve güven kırıklığı ile yıkılıyor. Bir trenle başlayan o yolculuk, perdesini tren raylarında mı kapatıyor? İşte orası da biraz meçhul… Bu arada kitapta 30 Ekim 2020 ‘de İzmir’de olan depremi de konu alan hikayeler vardı. Bu depremden bir gün önce de yeğenim Çınar doğmuştu. O depremi evde yalnız başıma yaşamış biri olarak , hikayeleri okudukça sanki o günü yaşadım. Ablamlar bu depremi bebek ile birlikte hastanede yaşadılar.Şükür ki hiç birimize bir şey olmasa da o korku hala üzerimizde. Aklıma gelmişken bu anımı da yazmak istedim.
Altı Üstü
Altı Üstü
Ümit Yalçın Doğan
Ümit Yalçın Doğan
Altı Üstü
Altı ÜstüÜmit Yalçın Doğan · Ayrıkotu Yayınları · 20244 okunma
Ben, kendisine yiyecek verilen aç bir insan gibiyim. Üşüyordur, giysileri yırtık pırtıktır, utanıyordur belki, ama mutsuz değildir. Ben mutsuz muyum? Hayır, işte benim mutluluğum...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.