Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
319 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
“Aşk kadar hastalığa - belki yakın, belki de ruhtaki muadili olduğu için- yakışan ihtiras yoktu“ “Ruhumun inkılapçısı olmak sevdasına düştü. Ve ben, yok olmaya hazır bütün şahsiyetimle onun gözlerinde erimeyi benzersiz bir haz gibi duyacak kadar kendimden geçtim.” “Belki de aşk bir yorgunluktu...” Peyami Safa okumayı, psikolojik
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,6bin okunma
235 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Buram buram eskilerin naifliği ve aşkın tarifi kokuyor... Bahri hocamızın şiirlerini okurken özellikle tarihlerin 80'ler, 90'lar ve 2000'li yıllara dayanmış olması o naifliği fazlasıyla hissettiriyor. Duygularını şiirlere o kadar güzel işlemiş ki, gerçekliği de aslında ön plana çıkardığını söyleyebilirim. İçinden gelerek yazmış
Daha B/aşka Dünyalar
Daha B/aşka DünyalarBahri Karapıçak · FGK Yayınları · 20233 okunma
Reklam
50 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. (Rousseau)
Savaş karşıtı olarak yazılan Mecburiyet: savaştan kaçıp İsviçreye sığınan daha sonra bir mektup alıp savaşa çağrılan Ferdinand'ın, karısını dinleyip istemediği bir şeyi zorla yapması gerekmediğine mi, ya da adam öldürmek istememesine rağmen vatana hizmet için savaşmasına mecbur olduğuna mı, karar vermesi gerekiyordur. Özgür! Bugün kim özgür ki? (Syf 9) Özgür bir insan nasıl yaşamalıdır? Kendi değerleri için mi? varolduğumuzdan beri bize dayattırılan değerlere göre mi? Siz özgür bir insanı nasıl tanımlarsınız bilmiyorum ama ben; dinin, kültürün, ailesinin vs. istediği gibi yaşayıp kendi değerlerini yok sayan bir insanı özgür olarak göremem.Tam anlamıyla özgür değilizdir, doğduğumuzdan beri bize dayattırılan değerler, fikirlerimizi ve kararlarımızı istemesekte etkiler bu da özgürlüğümüz için en büyük engellerden biridir.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,7bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
SPOİLER Biraz garip hissediyorum. Bu okuduğum belki yirminci kitabı ve Poirot'a veda etmek inanılmaz sarsıcıydı. Bir an sayfayı ilerletemedim. Hatta ölmemiştir ya bile dedim. Yazarın Poirot ile son kitabı olduğunu biliyorum, zaten öldü. Ama ne bileyim. Öleceğini tahmin de etmiştim. Yine de! Derin bir nefes. Katili buldum bu defa. Sanırım bu ikinci kez oluyor Agatha'nın kitaplarında. Birisinde Miss Murple'ın anlattığı bir kitabıydı. Şimdi de bu. Katilin direkt olarak kendisinin öldürdüğünü ya da azlettirdiğini zaten herkes anlamıştır. Norton'un aşırı şüpheli tavırları vardı. Sürekli Hasting'e onu şüphelendirecek şeyler ima edip duruyordu. Diğerleri hakkında olanları da romantik olaylara bağladım ki bu da doğruydu zaten. Sadece Barbaranın kendisini öldürdüğünü anlayamadım. Norton'un da o gece Poirot ile konuştuktan sonra kendisini öldürdüğünü düşünmüştüm ama adam pişkin pişkin asla pişmanlık duymayan caniymiş. Gerçi ben suçlarını itiraf etmektense kendisini öldürmeyi Kabul etmiştir diye düşünmüştüm ama... Neyse. Poirot'ya böyle veda ettikten sonra kitapları çıkış sırasına göre okumadığım sevindim. Ona henüz elveda demeye hazır değilim açıkçası. Ah, Poirot! Benim bıyıklı dedektif yoldaşım.
Ve Perde İndi
Ve Perde İndiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20191,777 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Işık hızında ilerlemeyen, bütün karakterlerin 2 sayfada gözümüze sokulmadığı, kendi dünyası içinde tutarlı ve mantıklı bir fantastik kitap okumayalı herhalde on yıl falan olmuştu. Şükürler olsun ki fantastikten sonsuza dek tiksinmeden önce bu kitaba denk geldim. Olaylar, karakterler, mekan, masallar, betimleme ve dil -bu kitapla ilgili her şey- mükemmeldi. İlk sayfadan itibaren Rusya'da orman diyarına ışınlandım ve kitap bittikten sonra bile çıkamadım. Acaba sadece ben mi böyle hissettim dediğim bir şey var, kitaptaki hiçbir karakterden nefret edemedim. Anna'dan bile... Her karakterin iç dünyası, düşünceleri öyle güzel anlatılmıştı ki kötüleri bile anladım. İlk kitabı okur, diğer kitaplara başlamam diyordum ama belli ki öyle olmayacak. Kitaptaki asıl olay çözümlense bile merak ettiğim pek çok şey var. Diğer kitapların gerçek tarihle birleşecek olması da heyecan verici.
Bir Kış Gecesi Masalı
Bir Kış Gecesi MasalıKatherine Arden · Ephesus Yayınları · 2021642 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bir gün bebeğim, yaşlanıp saçlarımız ağardığında, verandada otururken sana bakıp bu gözyaşlarının nasıl boşa gittiğini anlatacağım." Hadley, hamile, bekar bir anne. Elijah, kaba, kibirli, yetenekli bir dövme sanatçısı. Bu dünyada Elijah gibi bir adamın Hadley gibi masum bir çiçeğe aşık olmasına imkan yok. İtiraf etmeliyim ki, ilk
Senden Bir Parça
Senden Bir ParçaMichelle Gross · Ren Kitap · 2024416 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Canistan
Canistan
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan
okuduğum ikinci kitabı , benim için, çok keyifliydi okumak çok hüzünlendim bazı yerlerde ama yine de keyifliydi. Yazarın hem Manisalı oluşu , konuların üzüm bağlarında geçmesi, o yörenin insanlarının şivesi , benimde çocukluğumun geçtiği üzüm bağlarını anımsatması sanırım keyif almamda ki sebep. Yazar kitabın son bölümünü bitirmeden vefat etmesi üzücü elbette fakat kitap bittiğinde o eksikliği hiç anlamıyorsunuz o kadar iyi bir kalemden çıkmış ki ,fark edilmiyor bile . Ben keyifle okudum . İyi okumak isteyenlere tavsiyemdir. Keyifli okumalar . Arka kapaktan.  "Benim yazarlığımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır" diyen ve "çok az" yapıt verdiği kabul edilen Yusuf Atılgan, uzun zamandır yayımlanması beklenen son romanı Canistan ile yazarlık serüvenini tamamlıyor. Yusuf Atılgan, önce "İşkence" adını koyduğu ve "Duruşma", "Yargıç", "Tanık", "Sanık" bölümlerinden oluşmasını tasarladığı bu romanının "Sanık" bölümünü vazamadan aramızdan ayrılmıştı. Ancak elinizdeki kitaba "yarım kalmış bir roman" demek de oldukça zor... Yusuf Atılgan bu yapıtında da yine kalemini sivriltiyor ve insan ruhunun kötücül tohumlarını büyük bir ustalıkla deşiyor. İkinci Meşrutiyet ve Milli Mücadele yıllarında Manisa köylerinde yaşanan trajik bir dostluk ve aşk öyküsü Canistan...
Canistan
CanistanYusuf Atılgan · Can Yayınları · 20174,339 okunma
400 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Ben kimsenin kraliçesi değilim. Ben o tacı yakacak olan kişiyim." Arka kapağı okuduktan sonra bazı büyük beklentilerim vardı, çok keyifliydi ve çok hızlı okundu, ancak aradığım kıvılcımı bulamadım. Özellikle bu kitap aslında kötü adamın kızı yakaladığı hikayesini konu aldığı için. Tristan ve Sara'nın esprili şakaları ve bu kitaptaki enfes baharatlı sahneler tüm bunları telafi ediyordu. Birlikte çok ateşli olduklarını itiraf etmeliyim. Yasak aşk ve karanlık aşk gibi kinayeleri tarihi ve kraliyet esintileriyle yeniden anlatan bir başka karanlık fantazi. Tristan, kelimenin tam anlamıyla “senin için dünyayı yakacağım”ın vücut bulmuş haliydi. Bu serinin en sevdiğim kitabı kesinlikle üçüncü kitaptı.
Yaralı
YaralıEmily McIntire · Ren Kitap · 2023315 okunma
408 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Otuzum bitmek üzere ve ben hâlâ ateşli mafya kitapları okuyup iç çekiyorum. Beynimde doğru olmayan bir șeyler olduğunu anlamak için bu cümle yeterli sanırım. Ronan... Mermili kekim <3
The Darkest Temptation
The Darkest TemptationDanielle Lori · Independently published · 20201,177 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
Selammm.Bugün sizlere bir
Gülseren Alkan
Gülseren Alkan
güzelliği ile geldim.Bu kez kitabımız bir bilim-kurgu.Fakat sadece bunla da sınırlı değil gizem ve gerilimin de eksik olmadığı bir kitap.Daha ilk sayfasından kitap sizi içine çekiyor.Her sayfada acaba neler olacak diye okunuyor.Çok akıcı bir kitaptı.Bu türde benim favorim kitaplarımın arasına girdi.Hem olay
Hayatın Ölçüsü
Hayatın ÖlçüsüNikki Erlick · Ren Kitap · 20236 okunma
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
Jean-Louis Fournier'den ilk okuduğum kitap, 'Nereye Gidiyoruz Baba?' ve aynı zamanda ne acıdır ki çocuklarının diyebildiği tek cümledir. Engelli iki erkek evlada sahip bir babanın yaşadıkları ve anlattıklarına şahit oluyoruz.Çocuklarına dair hisleri,babalık görevini yapmaya çalışırken bocalamaları,eşiyle yaşadığı ilişki;hayal kırıklıkları,toplumun kendi ve çocuklarına olan bakış açısı.Bizlere en basit sıradan gelen;sohbet etme,hediye almak,kitap okumak,yazı yazmak,doğayı izlemek,müzik dinlemek vs.gibi aktiviteleri çocuklarıyla yapamamanın üzüntüsünü, en şeffaf en derin haliyle okuyucuya hissetirirken kendimizi sorgulamamızı,empati,şükür gibi kavramları düşündürmeye sevk ediyor.Çocuklarının normal bir birey olsaydılar eğer nerede neler yapıyor olabileceklerini,hangi meslekleri yapıyor olabileceklerini,onlara dair hayallerini vs.biraz mizahi daha çok hüzünsel şekilde yansıtmış. Kısa ama etkisi yoğun, boğazınız düğüm düğüm olacak, bir çırpıda okunabilir bir kitap.Ben severek okudum,tavsiye ile.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,965 okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Mutluluk- İnceleme
Aslında bu kitaba daha önce başlamıştım hatta 135. sayfaya kadar da okumuştum ama sonra hem yazarın olayları yaşıyormuşsunuz gibi etkileyici anlatımı( etkileyici anlatımı tabii ki iyi ama olayları yaşıyor gibi hissetmek kötüydü)hem konunun ağır olması nedeniyle devam edememiştim ve bırakmıştım. Sonra yarım kalan kitaplarımı tekrar okuma ve bitirme
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,1bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.