Staj yaparken, İlk derste müfredatı işleyip ikinci ders sınav olacağı söylenmişti bana ve sınav iptal olmuştu. Ben ise soru sormuştum üniversite anılarınızı anlatın demişti öğrenciler. Fen lisesi talebeleri ve çok da zekiler bu temiz zihinlere üniversite anımı anlatıp zamanlarını öldürmek istemedim,ben ise tahtaya Risale-i Nurdan bir vecize " İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin gayesi ve hikmeti halıkı kâinatı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir" yazıp beraber sohbet havasında konuşmuştuk. O kadar etkilemişti ki onları 5 dakikalık teneffüslerine çıkmayıp derse devam etmemi istemişlerdi..
Bu metni konsere gidip enerjisiyle sizin de enerjinizi sömüren kitleye yönelik yazıyorum. Konserin tanımından başlayayım: Fransızca concert “1. birlikte müzik çalma veya şarkı söyleme anlamına gelir. Konser türleri vardır. Açık hava, festival, senfonik vb. Bir de konserlerin amacı vardır. Yardım kampanyasından tutun eğitim, şehrin tanıtımı vb. Bir
Merhaba Değerli Okurlar,
Bir David Graeber Klasiği bitirmiş olmanın sevinci var içimde. Bu kitap okuduğum birçok kitaptan ayrı bir konumda artık benim için.
Şaşırtıcı tarih bilgilendirmeleriyle kitap adete insanı içine çekiyor ve bu kadar bilgi dolu bir kitabın , insanı zihni olarak yormayan anlatımı ise yazarın ayrı bir yeteneği olarak
Bu kitabın yazılış amacı, okuyucusuna bireysel bir eğitim vererek bioenerji terapisti olması için ilk adımı atmasını sağlamaktır.Konu, en anlaşılır örneklerle okuyucusuna sunulmuştur. Eğer, içeriği pratiğe dökmek üzere okuyup uygulamaları adım adım takip ederseniz, kendi şifacınız olma yolunda büyük bir adım attınız demektir. Yakın çevrenizin, ailenizin ve kendinizin bioenerjisti olmanız mümkün.Prana (yaşam enerjisi) şifanızı nasıl kontrol edeceğinizi bilmenize yönelik her ayrıntıya, artık bu kitap ile sahipsiniz.Unutmayın, her insan kendi pranik enerji üretimine sahiptir. Bu enerjiyi yönlendirmeyi, doğru kullanmayı bilmeniz, yaşamınıza şahane bir motivasyon ile şifalanma kaynağı olarak yansıyacaktır. Ayrıca bu eser beş enerji katmanı ve bedenlerini anlaşılır bir dil ile okuyucusuna aktarmıştır. Bu kitabın içindeki öğretiler bütüncül şifadır! Ancak, asla fizikî beden rahatsızlıklarında hekimsiz işe yaramaz. Önceliğiniz her daim modern tıptan yana olmalıdır. Çünkü şifa terapileri, hastalıkların sadece motivasyon bölümünde rol alır. Beden sağlığı ile ilgili problemlerinizde tıp hekimlerinden yardım almayı tercih etmelisiniz.Kitap bilgilerle dolu gizli bir hazine gibi. Mucizeleri hayatına nasıl aktaracağını bilmeyenler için bir kılavuz niteliği taşıyor. Ben çok büyük bir keyif ve merakla okudum. Sadece kitaptaki “iptal ediyorum” cümlesinin yerine ben “tövbe ediyorum” demeyi daha çok tercih ederim. Benim inancıma daha uygun olacağına inanıyorum. Onun dışında güzel bir kitaptı tavsiye ediyorum.
Hosça kal! Değerin çok yüksek, tutamam seni,
Biliyorum kendine ne paha biçtiğini;
Özgürlüğe kavuştun alıp değer belgeni,
İptal ettik sendeki hakkımın senedini
Tanrı'nın düşünerek evreni var etmesi gibi, insan da düşünerek Tanrı'ya ulaşabilir. En nihayetinde Descartescı düşüncede, insanınTanrı'ya atfettiği mükemmellikler, gerçekte insanın sahip olduğu özel- liklerin büyütülerek ve sonsuz kılınarak, tekrar Tanrı'ya yüklenme- sinden başka bir şey değildir. Öte yandan sonsuz, yetkin ve mutlak anlamda güçlü olarak kabul edilen bir Tanrı, düşünceye geniş bir ufuk verir. Eğer bu özelliklerin atfedilebileceği bir Varlık iptal edilirse, doğal olarak onun aldatıcı olduğu şüphesinin de kapıyı çalmak üzere olduğu kabul edilmelidir. Tanrı bir aldatıcı olunca, doğal olarak insanın düşünen bir ben olması da riske girecektir. Çünkü düşünme ve varolma özdeşliğinin garantörü Tanrı'dır. İnsanın bir Tanrı tasavvur etmesi onun Var olması anlamına geldiğine göre, kendinin düşünen bir ben olduğunun idraki de varlığına götürür. Tersinden düşünürsek, Tanrı'nın mevcut olmayışı demek. Varlık ile düşüncenin aynı olmadığı anlamına gelir. Dahası insanın bir düşünce varlığı olduğu da temellendirilemez. Bu temel sarsılınca bilginin inşa edileceği dayanak da ortadan kaldırılmış olur. İster düşünceden ister Tanrı'dan isterse de Varlıktan hareket edilsin, bu üçlü saç ayağının iptal edilmesi mümkün değildir. Hareket noktası hangisi olursa olsun, diğer iki kanat zorunlu olarak onda içkindir.
ÇOCUKLARINIZI KİM EĞİTİYOR?
TAKİP EDİYOR MUSUNUZ?
1980 öncesine gidiyorum.
Ortaokul öğrencisiyim.
Babam bizim evimize de televizyon aldı.
Sadece TRT var ve yayınlar siyah beyaz.
Günün birinde Charlie Chaplin’i keşfettik.
Filmin başından sonuna katıla katıla kahkaha atarak izledik dört kardeş.
Bir hafta sonu yine Charlie Chaplin filmi vardı ve
Hoşça kal!Değerin çok yüksek, tutamam seni
Biliyorum kendine ne paha biçtiğini
Özgürlüğe kavuştun alıp değer belgeni
İptal ettik sendeki hakkımın senedini.
Nasıl tutarım seni, sağlamadan izini
Neyim var hak edecek senin zenginliğini
Bu eşsiz armağana kim layık görür beni?
Bana verilmiş berat, dönüp buldu vereni
Sen vermiştin kendini, bilmeden değerini
Ya da bana vermekle hata işlediğini
Bir yanlış anlamanın sonucu hediyeni
Ama, o yine buldu hatayı düzelteni.
Sen benimdin:
Rüyanın görkemleriyle doldum
Ben uykuda sultandım
Uyanınca hiç oldum
Eğer daha iyi bir adam olsaydım onu gönderir, nikahı iptal eder ve onu özgür bırakırdım. Sanırım ben kötü bir adamdım çünkü onu bırakmak gibi bir planım yoktu.
Bir şeye dertlendiysem; tüm dünya borsalarının o gün işlem durdurmasını, seyir halindeki taşıtların ani fren yapmasını, kurumsal dünyanın bütün toplantılarını iptal etmesini, afrika kıtasındaki çocukların yarını düşünmeden su içmesini (!), mahallemde kurşun sessizliği isterim. ve bana odaklanmalarını beklerim... ki bu hiç olmadı. ve ben zamanla tek başıma efkar geceleri düzenlemeyi kendime huy edindim. kendime sorular sordum, kendimden cevaplar aldım. bu cevaplar, çok boktandı. dünya tarihi için bir karşılığı yoktu. kendi eksenimde cümlelerle döndüm durdum. teletabiler gibi... anlamsız ve salakça.
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1)
Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Eğer daha iyi bir adam olsaydım onu gönderir, nikahı iptal eder ve onu özgür bırakırdım. Sanırım ben kötü bir adamdım çünkü onu bırakmak gibi bir planım yoktu.
''Yarışmaya başlayacakları gün birkaç ülkenin de ricasıyla yarışmanın ilk bölümlerini banttan yaynlanması kararı alındı. Yarışma yeraltında geçecekti, herkesin sorun yaşama ihtimali vardı. Bunu göze alarak hemen canlı yayına geçemezlerdi. Bu Taylan'ı fazlasıyla mutlu etti, çünkü daha
yarışmacıları bile oraya sokmadan sorun yaşamaya başlamıştı. Aşağının elektrikleri gidip geliyordu. Son dakikaya kadar ekipten ayrılanlardan öte Taylan'ın ekipten çıkardığı da birçok isim oldu. İşte ben onlardan biriyim. İşimizin buraya kadar olduğunu, küçük bir ekiple devam etmenin yeterli olacağını ve hatta belki de yarışmanın iptal
olacağını anlatarak bizimle yollarını ayırdı. Tutarsız konuşmaları vardı ama son dakika iptal olan projeler bu sektörde çok normal karşılanır. O yüzden kimseye çok da tuhaf gelmedi. Hatta 'Umarım iptal olur' dediğimi hatırlıyorum. Oranın yarışmacılar için tehlikeli olduğu fazlasıyla belliydi.''
Sonra Araz'a bir kağıt daha uzattı.
"Bu nedir?" diye sordu Araz.
"Bu benim projeden ayrıldığımı gösteren belge. Belki inanmazsınız diye..."
Araz onu da incelerken aklını kaybedecek gibiydi. Nefesi daralıyordu, tek istediği kardeşini bulmaktı.
"Benim projeyle yolumun ayrılması bu şekilde oldu. Ekipte tanıdığım kimse kalmadı, onlar yollarına küçük bir ekip olarak devam ediyorlardı. Yarışma ise hiçbir zaman
yayınlanmadı, iptal olduğunu düşündük. Ta ki ben telefonlar almaya başlayana kadar..."
dedi ve derin bir nefes aldı Seden.