Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz yüzlerce yıl tek bir vücut halinde bedenlerimizin birbirine siper ettik.Çünkü bizi birbirimize İslam kardeşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine “Türküm,doğruyum,çalışkanım!” denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı “Ya öyle mi?Ben de Kürdüm,daha doğruyum,daha çalışkanım!”demeye başladı.Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı.Kendi milli ve dini değerlerimizi bırakıp inkarcı,ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi.Dil meselesi bunun en bariz örneğidir. Efendim Türkçe mi konuşulacak, Kürtçe mi? İnsanların kendi anane ve örflerine göre yaşaması en tabii insan hakkıdır.Ana dilini konuşur, ona göre çocuğuna öğretir.Bunları önlersiniz zalim olursunuz.
Sayfa 175
Biz yüzlerce yıl tek bir vücut hâlinde, bedenlerimizi birbirine siper ettik. Çünkü bizi birbirimize İslam kardeşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı; "Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı. Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir. Efendim Türkçe mi konuşulacak, Kürtçe mi? İnsanların, kendi anane ve örflerine göre yaşaması en tabii insan hakkıdır. Ana dilini konuşur, ona göre çocuğuna öğretir. Bunları önlerseniz zalim olursunuz.
Sayfa 175
Reklam
İthat terakki
Türk olmayan unsurları kati suretle Türkleştirmek veyahut cezri tasfiyeye tabi tutmak siyasetine matuftu (27) Bu sebeple Türk olmayan milletlere mensup gençler arasında Türk devletine karşı bir nefret ve itimatsızlık havası esmeye başlamıştı. Aynı siyasetin takibi biz Kürd gençleri arasında da büyük tepkiler husule getirmişti. O zamana ka- dar Kürdçülük zihniyeti taslamayan Kürd gençleri bile çok büyük bir heyecana kapılarak Türkleri düşman bilmeye başlamışlardı. İstanbul'da üniversite gençleri arasında artık bir milliyet kavga ve mücadelesi başgöstermişti. Mektepte teneffüshaneden dershaneye girdiğimizde, dershane büyük si- yah tahtasına tebeşirle pek büyük yazılarla "Ne Mutlu Türküm Diyene", "Yaşasın Türk" yazılmış olduğunu görmekteydik Bu vaziyet karşısında biz de teneffüs saatleri arasında ders. haneye girerek aynı tahtaya "Yaşasın Kürd ve Kürdistan", "Ne Mutlu Ben Kürdüm Diyene" yazılarını yazmaya mecbur olmuştuk. Aynı şekilde Arap, Çerkez, Arnavut, Ermeni vb Türk olmayan gençler arasında da milliyet kavgası artık bütün şiddetiyle başgöstermişti.
Elhamdülillah
Bu ümmet ne çektiyse; ben Türküm diyen Yahudilerden, ben kürdüm diyen Ermenilerden, ben Müslümanım diyen münafıklardan çekti. “Ben Müslimlerdenim” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (41/Fussilet, 33)
Biz yüzlerce yıl tek bir vücut hâlinde, bedenlerimizi birbirine siper ettik. Çünkü bizi birbirimize İslam kardeşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı; "Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı. Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir. Efendim Türkçe mi konuşulacak, Kürtçe mi? İnsanların, kendi anane ve örflerine göre yaşaması en tabii insan hakkıdır. Ana dilini konuşur, ona göre çocuğuna öğretir. Bunları önlerseniz zalim olursunuz.
Sayfa 175
Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir müslüman evladı; "ya öyle mi? Ben de kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
12 Eylül'e sitem
Kolum, kanadım diyordum. Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum Yurdum, felaketim oldu. Türküm! dedim, Türk'ü sevdim Öğünen bir koca devdim Volkandım, alev-alevdim
Biz yüzlerce yıl tek bir vücut hâlinde, bedenlerimizi birbirine siper ettik. Çünkü bizi birbirimize İslam kardeşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı, "Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı. Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir. Efendim Türkçe mi konuşulacak, Kürtçe mi? İnsanların, kendi anane ve örflerine göre yaşaması en tabii insan hakkıdır. Ana dilini konuşur, ona göre çocuğuna öğretir. Bunları önlerseniz zalim olursunuz.
- BENİM DÜNYAM -
Okumak lazım, okumadan konuşmamak lazım. Maalesef ülkemde böyleleri çok fazla, okumazlar, oradan buradan öğrendiği yalan yanlış bilgileri ortamda kullanırlar. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü "Ne Mutlu Kürdüm Diyene" yaparlar. Oysaki Atatürk'ün Türk-Kürt kardeşliğine inandığını ve emperyalizme karşı olduğunu bilmezler veya bilmezden gelirler. Atatürk'ün en yakın Dostu olan Diyap Ağayı bilmezler. Böyle insanları görünce bundan adam olmaz demiyorum, anlatmaya çalışıyorum. _______________________________________ Neyse şöyle bitireyim: "Hayatı macera ile, savaş alanlarında geçen bir insandı ama arazide geçen bu ömürde yüzlerce kitap okumayı da ihmal etmemiştir. Cephede bile kitap okumuştur. Çünkü Atatürk gerçek bir kitap tutkunu dur. 'BÜYÜK ADAM' vasfının en önemli yapı taşlarından biri işte bu özelliğidir." -
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
"Ben çocukken fakirdim, iki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım." -
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
SARI PAŞA
Mezarcı & Tayyip
Mezarcı, Tayyip gibi Batum’lu olduğunu vurguladığı konuşmasında şunları söylüyordu: “Atatürk milliyetçiliği ne demek? Herkes Türküm diyecek, ne yani, senin hatırın için ben anamı babamı inkâr edeyim. Ben senin atan gibi veled-i zina mıyım? Ben Batum’luyum benim köküm belli...” Tayyip de aynı tarihlerde Almanya’da yaptığı konuşma ile Mezarcı’ya adeta destek veriyordu: “Ne mutlu Türküm diyene ne demek? Sen ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ dersen, o da ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene’ der...”
Reklam
Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı; "Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı. Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir.
Sayfa 175Kitabı okudu
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.