Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'Uslu kızım benim!' diye sever. Bu aslında, “Uslu ol ki seni sevmeye devam edeyim." demek gibi bir şey. Uslu olabilirim ama olmayabi­lirim de. Beni her hâlimle sevmesi gerekmez mi?
Temel bir nokta, benim içimi sana yeterince açamamamdı; ama bu (şimdi düşünüyorum) yalnızca benim kişiliğimden (...) kaynaklanan, bana özgü bir durum değildi: ilişkinin özünde vardı : ilişkideki iki kişi -sen ile ben kişi olmanın gereği olarak tam 'aça'mazlardı 'iç'lerini, ötekine - (...) Ya peki, bir 'uçurum' idiyse ilişki, bir olanaksızlığı mı deniyorduk; olmayacak birşeyi mi oldurmağa çalışıyorduk; dolayısıyla, en baştan, bunun 'yürü'meyeceğini, ya da, zamanı gelince, 'sona ere'ceğini biliyor muyduk - bu böyleyse de, böyle bir bilinçle, zaten, kuramaz idi miydik, ilişkimizi? Evet - önemli olan da buydu, işte : bu bilinçle; ama, ona karşın, gene de, kurmağa çalışmamız, ilişkiyi:- Ne kendimizi ne ötekini aldatmak - bilmek, ki bu amaçladığımız hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyecek; ama, buna karşın, gene, bilmek ki, bu, dünyanın en önemli şeyidir, ve bunu gerçekleştirmeğe çalışmak, zorundayız-
Reklam
Burada temel olan şu: Ben işimi yaparken senin beni beklediğini bilecektim; sen de, benim, işimi, senin beni beklediğini bilerek yaptığımı bilecektin. Beklediğini bilecektim. Bilerek bekleyecektin.
Bir gün, biryerde oturuyorduk. Ben gidecektim; işim vardı. Sen, "Sen gitsen, yapman gerekeni yapsan; ben de burada beklesem seni" dedin. İçim ışıldadı - ne güzel bir olanaktı bu:- Sen, beklerken, 'akıl gözü'nle benim yaptığım işi izleyecektin; ben de, işimi yaparken, sürekli, senin orada bekleyişini -beklediğini— 'göre'cektim. Ayrıyken, birlikte olacaktık.
En'âm 162: De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi, âlemlerin Rabbi Allah içindir.
"Her şey beni yoruyor, yormayan şeyler bile. Neşeyle acının tadı, benim için bir. Ne kadar da isterdim bir bahçedeki havuzda, kâğıt­tan gemilerini yüzdüren bir çocuk olmayı, bir de asma kameriyesi olsun üzerimde, kameriyenin kafesi sığ sular­daki koyu yansımaların arasında, ışıktan ve yeşil gölge­lerden bir dama tahtası çizsin. Hayada aramda ince bir cam var. Açıkça görmeme ve anlamama rağmen, dokunamıyorum hayata."
Reklam
Aradın, ama ben doğru-dürüst konuşamadım da birileri mi var?" diye sordun -"Etrafın- doğru bildin... Çünkü konuşma biçimim, senin ile benim, yanyana, baş- başa olduğumuzdaki biçim değildi. İlişkide öyle olur, biliyorsun: Gerçek, sahici, som bir ilişki oluşuyorsa iki kişi arasında, her birinin konuşma biçimi de ona uygun hâle gelir gerçek, sahici, som olur o da; başka hiçkimseyle konuşmadıkları bir biçimde, ama tam da kendi oldukları biçimde, konuşmağa başlarlar kişiler, biribirleriyle - dilin, yalnızca anlamını, ya da 'göstergeler düzeneği'ni (!) değil, biçimini bile belirlemeğe başlar ilişki. Hele, kişilerden biri (bazen ikisi birden), zor konuşan, zorlukla konuşan kişi(ler)se, ilişkinin ilerleyen aşamalarında, dillerine ket vuran, onu yapmacıklı kılan herşey bir kenara atılmış olacağından, bülbül kesilir(ler)!...
Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım veya hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim.
- Senin de benim üzerimde hükmün var ve beni yaralayabilirsin, bana sadık olmana ve dostça davranmana rağmen sana zayıf noktamı göstermeye cesaret edemiyorum, ya elimi kolumu bir anda bağlarsan diye.
Amazon Ormanları'ının bir kısmını satın alacaktım. Ve göğe değen bütün ağaçlar benim olacaktı.
Reklam
şu hayatta benim de bir yerim olduğuna inanmaya çalışmak, sağlak olduğum halde sol elle yazmaya kalkışmak gibi
Gurur
Yolun kenarında açmış masum bir çiçeğim, Ölümün ne olduğunu daha cemre düşmeden biliyordum. Yaşamın kıyısında kalmış olmanın verdiği acınası gafletten de haberim var; Saatin nasıl da yavaş geçtiğini olmayan dikenlerimden biliyorum, Gün gün ezilmenin verdiği bıkkınlık'la güneşi selamlıyorum. Biliyorum, güneşin umrunda hiç olmadım. Güneş için açacak çok tohum var. Ben sadece birisiyim ve ömrüm azalıyor bir gün beni görmesinin umuduyla kendimi pür pak ortaya atacağım. Ama bir kez ikinci kez yapamam benim de gururum var...
"Bu benim dönüşümüm ama kişisel bir dönüşüm değil, içimdeki ölümlünün ölümsüze dönüştüğü, benim ölümlü kabuğumdan kurtulup kendi yaşamına doğduğu, güneş arabasına binip belki beni de yanına aldığı bir dönüşüm."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.