Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mezar Şarkısı
Hep en arsız dilencileri gönderdiniz yufka yürekliliğimin önüne; ve hep en iflah olmaz edepsizleri saldınız merhametimin üzerine. Böyle zedelediniz erdemimin inancını. Üstelik en kutsal saydığım şeyi de kurban ettiğimde: sizin “dindarlığınız” daha besili kurbanlar koydu hemencecik yanıma: sizin yağınızın dumanında boğuldu benim en kutsalım da. Ve bir zamanlar dans etmek istemiştim: tüm göklerin üzerinde dans etmek istemiştim daha önce hiç yapmadığım gibi. Bunun üzerine kandırdınız benim en sevgili şarkıcımı. Ve tüyler ürpertici, kasvetli bir ezgiye başladı o da; ah, dertli bir kaval gibi çınlıyor kulaklarımda! Katil şarkıcı, kötülüğün aleti, en masum kişi! Hazırdım en iyi dansa: seslerinle öldürdün cezbemi! Sadece dans ederken söyleyebilirim en yüce şeylere ilişkin benzetmeleri: şimdi benim en yüce benzetmem söylenmeden kaldı kollarımda, bacaklarımda! Söylenmemiş ve gerçekleşmemiş kaldı en yüce umudum! Ve gençliğimin tüm hayalleri ve tesellileri öldü! Nasıl katlandım buna? Nasıl iyileştim, nasıl atlattım böylesi yaraları? Nasıl kalktı ruhum yeniden bu mezarlardan? Evet, yara almaz, gömülmez, kayaları parçalayan bir şey var bende: benim istemimdir bunun adı. Sessizce ve değişmeden yürür yıllar boyunca. Kendi yolunu yürümek ister benim ayaklarımla benim yaşlı istemim; yaradılışı taş yürekli ve yaralanmazdır. Yara almaz tek yerim topuğumdur benim. Hâlâ orada yaşıyorsun ve hep aynısın, ey en sabırlı olan! Hâlâ kalkıp çıkarsın tüm mezarlardan!
Sayfa 109 - iş bankası
Sonrasını biliyorsun. SEN GELDİN. Kimselere kendi adıma kinim, nefretim yok. Sade insanoğlunun niçin bu kadar alçaldığını, , niçin bu kadar budala olduğunu hâlâ anlayamadığıma yanıyorum. Tesellim, umudum sendeyse bunda benim bir günahım yok. Senin o benzersiz güzel yüzün -sol yanağın çizikli- bütün irinli, frengili, içten pazarlıklı, hayın yüzleri unutturur. Onlar yoktur. Senin o anlatılması imkansız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur...
Reklam
Benim Hala Umudum Var
... Büyük insanlığın toprağında gölge yok sokağında fener penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın umutsuz yaşanmıyor.
Sayfa 20 - Yapı Kredi / İş Kültür Yayınları
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
Hem benim hala umudum var. Sızlanıp yakındığıma bakma.
Sayfa 98
Reklam
"Gözlerimin renginin içinde saklanan hüznün gizlenmesi için kocaman gülümsemelerim var benim. Silmeyin gülüşlerimi. İnsanların hala var olduğuna dair gülüşlerimde umutlarım var. Silmeyin umutlarımı. Umutlarımın içinde sevişlerim var benim. Sevilme umudum ile umutlu sevmelerim.. Silmeyin gülüşlerimi. Gülüşlerim ile dokunup renklendirdiğim insanlarım var benim. İnsanlığımı soldurmayın. Soldurmayın renklerimi. Yoldurmayın her gün suladığım hayal çiçeklerimi. Hayaller yoksa umut yok, umut yoksa inanç, inanç yoksa insan.. Silmeyin gülüşlerimi. Gülüşlerim renklendirir gözlerimi. Körleştirmeyin beni ve kararmasın dünya. Karanlıktan korkularım var. Ölü bir insan olarak yaşamak istemiyorum.."
155 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.