Dilaver Cebeci;
"Benim kalemimden kan değil süt damlıyor, Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum."
"Görüyorum ki cennet beni ağır bir şekilde yargılıyor ama cesaretli olacağım! Hafif bir yürek her şeye katlanabilir. Hafif bir yürek! Kalemimden böyle sözlerin dökülmesi gülümsememe neden oluyor. Biraz daha hafif kalpli olsaydım bu benim güneşin altında yürümüş olan en mutlu varlık olmamı sağlayabilirdi. Ama yeteneklerim ve niteliklerim adına acı çekmem gerekirken başkalarının benden daha düşük olan yetenekleri neden kendimi tatmin etmem için yeterli oluyor ki? Bütün güçlerimi borçlu olduğum Yaratıcı, neden bu kutsamaların bazılarını bana vermeseydin de, onların yerine kendine güven ve tatmin hissi verseydin keşke."
Sayfa 91
Reklam
Düşüncelerimi dizginleme alışkanlığı geliştirdim. Dilimden ya da kalemimden düşünülmeden edilmiş bir söz hiç çıkmadı. De­neyimlerim bana sükunetin kendini gerçeğe adamış birinin ma­nevi disiplininin bir parçası olduğunu öğretti. Konuşmak için sabırsızlanan pek çok insan görüyoruz. Bütün bu konuşmala­rın dünyaya herhangi bir yararının olduğunu söylemek güç. Bu çok büyük bir zaman kaybı. Utangaçlığım benim zırhım ve kal­kanım oldu. Büyümeme imkan tanıdı. Gerçeği sezişimde bana yardım etti. Gandhi
Sayfa 258Kitabı okudu
Kaderin benim için ağır sınavlar öngördüğünü fark ediyorum. Fakat enseyi karartmamak gerek. Biraz vurdumduymazlık her şeyi yoluna koyar. Vurdumduymazlık mı? Bu sözcüğün benim kalemimden çıkması bana komik geliyor. Biraz serinkanlılık beni dünyanın en mutlu insanı yapardı. Nasıl yani! Başkaları birazcık güç ve ve yeteneğiyle kendini beğenmişlik içerisinde ortalıkta dolanırken, kendi gücümden ve yeteneklerimden kuşku mu duyacağım? Bütün bunları bana bağışlayan ulu Tanrım, neden yarısını benden esirgemeyip, onun yerine biraz özgüven ve kanaatkarlık vermedin?
Sana bu mektubu, evimin balkonunda yazıyorum Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne. Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde Bir yerinde demirden dağlar eriyor Atlas yelkenli gemileri unutmuş bir kaç levent Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor. İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum Üstünde Kâbe resmi ve anamın duaları var Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum. Yine biliyorsun ki, sevmedim ülküden başkasını Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları Bir de Çankaya yokuşunda rüzgâra tutulmuş saçlarını Önce Allah, sonra genlerim şâhit. Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından Parmakları fâhişelerin karanlık Saçlarında Benim kalemimden kan değil süt damlıyor Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını Bir de seni çok seviyorum.
Sayfa 220
"Benim kalemimden kan damlar."
Reklam
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.