Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Işıkçeviren

Betül Işıkçeviren
@betulisikceviren
İlahiyat Fakültesi | Tasavvuf
Konya
Konya, 20 Temmuz
10 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
"Nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder. Evet niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalbeder. Maddiyata esbab hesabıyla bakılırsa cehalettir. Allah hesabıyla olursa, marifet-i İlahiyedir. "
Sayfa 44
Reklam
Artık hiçbir şey düşünmüyor, geçmişte kalanlar, geri döndürülemez olanlar hakkında kafa yormuyordu.
Sayfa 47
O sırada adam sessizce, neredeyse kendiyle konuşur gibi, "Peki, ya aşk?" diyor. Kadın onu duyuyor. Hafif bir tebessüm dolaşıyor dudaklarında. "Dünyaya açılırken beraberinizde taşıdığınız tüm ilkelerinize hâlâ sadık olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Her biri olduğu gibi, hasar görmeksizin hâlâ sizinle mi, yoksa bazıları öldüler, soldular mı? Yoksa sonunda onları göğsünüzden kaba kuvvetle söktüler ve dünyevi hedeflere yetişen faytonların binlerce tekeri altında par çalanmak üzere at pisliğinin içine mi attılar? Yoksa hâlâ hepsine sahip çıkıyor musunuz?"
Sayfa 37

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sizi, yani terk ettiğim bu genç kızı düşündüğümde üzüldüm. Sizin gibi gündelik hayata karşı ancak küçümseyen bir kinaye hisseden,kendine ve ilkelerine bağlı bir kadının nasıl olup da sıradan bir insanın eşi olabileceğini gözümün önünde canlandıramadığım için üzüldüm."
Sayfa 34
Kayıp destanlar gibi kalplerinde uzun süredir sessiz kalmış, toz bağlamış çanların yeniden canlanmasına sebep olan eski hikâyeler, yavaş, son derece yavaş biçimde üzücü, yorgun bir özlemle doldu; miadını doldurmuş gençlik aşklarının bitişi, sohbetlerine derin, neredeyse üzücü bir ciddiyet kattı.
Sayfa 33
Reklam
Neden sonra, acısını ameliyat eder gibi parçalarına ayırmaya koyulduğunda sakinleşmeye başladı. Acısını, yine elemlerin en derin olacağı, korkunç bir soğuklulukla kesip açtı. Yazgısıyla böylesine baş başa mıydı gerçekten de?
Sayfa 11
"Ah, bu bilinmeyenler, şimdi bana nasıl da işkence ediyorlar..."
Sayfa 47
"Fakat ben bütün hayatımı bir kenara atıp bilinmeze doğru koştum, tıpkı Amok koşucusu gibi..."
Sayfa 45
+ "Amok nedir bilir misiniz? " - " Amok mu? Hatırladığımı zannediyorum... Malezyalılarda görülen bir tür sarhoşluk..." + "Sarhoşluktan daha da öte... Bir tür delilik, insanın öfkeden gözünün dönmesi..."
Sayfa 43
"İnsan beynine kazıdığı bir avuç bilgiyle, başka birinin hayatını kurtarabilmek ister... Öyle ilâhi bir mutluluk ki bu!"
Sayfa 35
Reklam
Bütün gördüklerimiz, işittiklerimiz, sevdiklerimiz veya sevmediklerimiz birbirine bağlıydı. Bir üzüntünün sebebi, bir başka sevinçti.
Sayfa 40
Neden bilmem sinirlenmek gelmedi içimden. Sadece üzüldüm; Firuze'nin hâline, kendi hâlime.
Sayfa 28
"Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, aşık olduğumu sandım. Başka deyimle aptallık ettim." Albert Camus
Sayfa 8
"Benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir, yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar. "
Sayfa 7
İyi ya da kötü her şeyin geçecek oluşunun hem iyi hem de kötü oluşu.
Sayfa 14
Zarara rızâsıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.
Sayfa 141
Reklam
Merkez Efendi Hazretleri'nin mantığıyla söylersek, kâinatta her şey olması gerektiği gibidir, merkezindedir. Eksik, yanlış, kusur ve noksan gibi görülen her şeyin mükemmel hikmetleri vardır. Kusur, eserde değil, ona bakan bakışların darlığındadır.
Sayfa 57
Kullanılmayan maddi organlarımızın körelmesi gibi, işletilmeyen manevi yeteneklerimiz de heba olup gidecektir.
Sayfa 51
Cenab-ı Hakk şifasını yaratmadığı bir hastalık vermediği gibi, çözümünü kendi kudret elinde bulundurmadığı bir musibet de yaratmamıştır.
Sayfa 29
Ne sizi ve ne de dünyanızı beğenmiyorum. Fakat karışmıyorum. Çünkü ben başka maksattayım; başka noktalar benim kalbimi doldurmuş, başka şeyleri düşünmeye kalbimde yer bırakmamış. Sizin vazifeniz ele bakmaktır, kalbe bakmak değil!
Madem ki kader hakimdir ve o kader adildir. Ona müracaat ederim. Zahiri sebep ise zaten bahane nevinden şeyleri var.
Keşke düşünsen, hiçbir acı, hiçbir üzüntü, hiçbir keder bir gün sona erecek hayattan daha uzun süreli değildir. Nasıl ki dünya da misafirsek, sevinçler de kederler de bizde öyle misafir...
Reklam
"Bu hasar görmez mükemmel hayat fikri bizde yoktur." s. 45.