Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Beyaz adamın yükü"(!)
"Medenîleştirme misyonu" duygusuyla hareket eden Avrupalılar, başka toplumları sömürmenin ve kendilerine benzetmenin (asimilasyon), "beyaz adamın yükü" olduğuna inanmışlardı. Bu tarihî misyon, evrensel bir düzenin kurulması için zorunlu görülüyordu.
Sayfa 128
"Medenileştirme misyonu" sloganıyla hareket eden Avrupalılar, başka toplumları sömürmenin ve kendilerine benzetmenin, "Beyaz Adamın Yükü” olduğuna inanmışlardı.
Sayfa 288 - Avrupa sömürgeciliği, seyyahlar ve oryantalizmKitabı okuyor
Reklam
Bu dönemde Batı sadece İslâm dünyasını değil, Kuzey ve Güney Amerika'yı, Çin'i, Hint dünyasını, Afrika'yı ve Uzakdoğu Asya'yı sömürgeleştirdi. Modern Batı'nın "öteki" algısı ve fizikalist evren anlayışı, "beyaz adamın yükü"nü, "medenîleştirme misyonu" olarak tanımlamasına imkân tanıyordu.
Bu dönemde Batı sadece İslâm dünyasını değil, Kuzey ve Güney Amerika'yı, Çin'i, Hint dünyasını, Afrika'yı ve Uzakdoğu Asya'yı sömürgeleştirdi. Modern Batı'nın "öteki" algısı ve fizikalist evren anlayışı, "beyaz adamın yükü"nü, "medenîleştirme misyonu" olarak tanımlamasına imkân tanıyordu.
Sonun Başlangıcı Coğrafi Keşifler
Coğrafi Keşifler, Avrupa'da olduğu gibi bütün dünyada ulaşımdan ticarete, savaşlardan ülke sınırlarına birçok meselede değişime ve yeni bir maceranın başlamasına neden olur. Öncelikle Amerika'ya ulaşan Avrupa bandıralı gemiler, çok geçmeden büyük kıtayı aşıp dünyanın başka ülkelerinde, Asya kıtasının durgun sularında kendilerine yer edinmeye çalıştılar. "Beyaz Adamın Yükü" parolasıyla çıktıkları sözde medeniyet yolunda, kendilerine ait olanları lütfeder bir eda ile gittikleri yerlerde bıraktılar. Ve onlardan hayatlarını, topraklarını ve paraya dönüştürebileceği her şeyi almayı görev addettiler kendilerine.
Beyaz Adamın YüküKitabı okudu
Tarih artık cinayetlerin tarihi olmaktan çıkıyor: Kızılderililerin soykırımı, "Amerika'nın keşfi" oluyor; zenci ve köle ticareti, "Yeni Dünya"nın uyanışı içinde basit bir olaydan ibaret kalıyor; afyon savaşı ve Hintli askerlerin yok edilmesi ise, "beyaz adamın ağır yükü"dür.
Reklam
medeniyet tek dişi kalmış canavar
En çok bilinen örnekten gidersek Doğu ile ilgili Batı'daki metin ve siyasi söylemleri inceleyen Edward Said, inşa edilen bir Doğu algısının nasıl emperyalizmle iç içe olduğunu göstermeyi başardı. Uysal, edilgen ve Batı'yı temsil eden erdemlerin tam tersi özelliklerle (tembellik, keyfilik, duygusallık, kadercilik) donanmışçasına resmedilen bir Doğu'nun Batılı devletlerin yardımına ihtiyacı vardı. Bilginin siyasi bir şekilde üretilmesiyle yaratılan önyargılar aslında pamuk, elmas, altın gibi metalar uğruna yapılanları bir anda ahlaki bir sorumluluk kisvesi altında yeniden paketlemeyi başarmıştı. Yüz elli yıl sonra Irak'a demokrasi götürmenin gerekmesi gibi, bu geri kalmış Doğululara da medeniyetin yararları öğretilmeliydi; silah ve kanla olsa bile. "Beyaz Adamın Yükü" (Ing. The White Man's Burden) büyüktü; para ve açgözlülüğün motorunu yağladığı emperyalizm âdeta bir sosyal sorumluluk projesine dönüşmüştü. Bu ikiyüzlü tavrın Mehmet Akif gibileri medeniyeti tek dişle kalmakla suçlamaya itmesi çok da şaşırtıcı değil takdir edersiniz.
Emperyalistler, imparatorlukların geniş koloni ağları değil, Avrupalı olmayan ırkların da iyiliği için kurulmuş iyi niyetli projeler olduğunu iddia ettiler. Bu halklar Rudyard Kipling'in meşhur sözüyle "Beyaz adamın yükü"ydüler ("The White Man's Burden") ve beyazlar tüm insanlığın iyiliği için onları daha ileriye, medeniyete taşıyordu. Elbette olgular bu efsaneyi yalanlıyor.
Sayfa 300Kitabı okudu
Beyaz adam savaştı biz öldük. (Beyaz Adamın Yükü; Beyaz Adam dünyayı medenileştirmekle yükümlüdür. Bunun için her türlü yol caizdir: Öldürür ve özgürleştirir. Ama, onun başkasına istediği özgürlük, kendisine istediği özgürlük gibi olamaz.)
Neticede "beyaz adamın yükü" Avrupalı olmayan toplumların asimile edilmesi -yani kendilerine benzetilmesi- ve sömürgeleştirilmesi sürecinin sembol ifadelerinden biri hâline geldi.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Kahverengi adamın yükü
Artır kahverengi adamın yükünü Beslemek için açgözlülüğünü Git , temizle kara adamları Yalnız,hiç müsamahan olmasın Yumuşak davranmanın alemi yok Yeni eline geçen o suratsızlar Yarı şeytan yarı çocuklar Artır kahverengi adamın yükünü Eğer sana nefret duyacak olursa Geri kalmış aklına hitap et Bugünün sözleriyle Top mermileriyle ve domdom kurşunları ile Şunu iyice sok kafasına Kahverengi adamın kaybı Beyaz adamın kazancı demektir
Sayfa 266 - Kronik yayıneviKitabı okudu
Avrupa toplumlarında gelişme, Avrupa merkezci "içkinlik mantığı" süreci aracılığıyla rasyonel kurumlarının bir sonucu olarak doğal ve kendili- ğinden ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak, bu düşünürler, küresel karşılıklı bağımlılığın önemini vurgulamakta ve bunu Avrupa'nın dünyayı kendi rasyonel-uygarlık imgesinde yeniden yaratması için bir fırsat olarak algılamaktadır. Ve "sosyal verimlilik" argümanıyla bağlantılı olarak, "küresel karşılıklı bağımlılığın yorucu koşullarının" Batı'nın "beyaz adamın yükü anlamına gelen bir şekilde "küresel insanlık adına" Doğu topraklarını ve kaynaklarını geliştirmesini gerektirdiği iddia edilmektedir.
Sayfa 34 - Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.Kitabı okudu
"Bugün bugün uzaktan baktığımızda, o savaşlarda dökülen kan gerçekliğini kaybedinceye kadar buharlaşıyor. Tarih artık cinayetlerin tarihi olmaktan çıkıyor: Kızılderililerin soykırımı, 'Amerika'nın keşfi' adını alıyor; zenci ve köle ticareti, 'Yeni Dünya' nın uyanışı içinde basit bir olaydan ibaret kalıyor; afyon savaşı ve Hintli askerlerin yok edilmesi ise, 'beyaz adamın ağır yükü'dür." Roger Garaudy
Emperyalistler, imparatorluklarının geniş koloni ağları değil, Avrupalı olmayan ırkların da iyiliği için kurulmuş iyi niyetli projeler olduğunu iddia ettiler. Bu halklar Rudyard Kipling'in meşhur sözüyle "Beyaz adamın yükü"ydüler ("The White Man's Burden") ve beyazlar tüm insanlığın iyiliği için onları daha ileriye, medeniyete taşıyordu.
Sayfa 300Kitabı okudu
1917 Balfour Deklarasyonu modern dönem İslam-Batı ilişkilerinde bir kırılma noktasıdır. Zira Filistinlilerin topraklarının, ilk kıblemiz olan Kudüs'ün Yahudi devletinin toprakları olarak ilan edilmesi, en Batıcı elitler arasında bile büyük bir tepkiye yol açmıştır. Ardından gelen işgal ve gasp politikaları, Batılı ülkelerin İsrail'in bu politikalarına kayıtsız şartsız destek vermesi yeni kırılmalara yol açmıştır. Bugün özellikle Arap Müslümanların ve Filistinlilerin popüler kültür araçları üzerinden bir öcü ve canavar gibi gösterilmesinin sebebi, 19. yüzyılda beyaz adamın yükü üzerinden yapılmak istenen şeyle aynıdır: İsrail'in işgal ve hukuksuzluk politikalarını meşrulaştırmak. Ama güneş balçıkla sıvanmaz.
Sayfa 180Kitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.