Hayal mi gerçek?
Gerçek mi hayal?
İkisi de mi gerçek?
İkisi de mi hayal? . . .
Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
“Esir Şehir” serisinin ikinci kitabı olan “Esir Şehrin Mahpusları”, kahramanımız Kamil Bey’in hapishane yıllarını anlatıyor. Fonda, işgal altındaki İstanbul’da saray ve zengin çevresi işgalci devletlerle iyi -ve bol akçeli- ilişkiler kurmaya çalışır, Kuvayi Milliyeciler Anadolu’da “Sarı Paşa”nın ardında Yunanlılarla savaşırken, Kamil Bey ise halkı
Tony Buzan'in da sık sık vurguladığı gibi beyin öz düzenlemeli bir aygıttır. kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgisine göre çalışır. “Türkün aklı tuvalette çalışır”a inanıyorsanız bunu doğrular!
günümüzden yaklaşık 100 yıl önce, 16 mart 1924 tarihinde ankarada I. meclis binasında saat 13:45te dönemin mebusları toplanır.
mebusların toplanma nedenlerinden birisi de seçilecek olan mebus adaylarının taşıması gereken vasıfları belirleyip karar verme hususudur.
bu hususta oturuma başkanlık eden tbmm reisi ali fethi (okyar) bey 10. ve 11.
'' Doğru olmasını istediğimiz şey ile gerçekten doğru olan şey arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz? ''
Michael Shermer'a göre kesinlikle => BİLİM
Öncelikle bu kitabı , inancın ne olduğunu ,nasıl geliştiğini , inançla gerçeklik arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz ya da anlayabilir miyiz gibi soruları soran , bunlara olası cevaplar arayan her
Aşk şarkıları ve şiirleri yazanlar maalesef yanlış biliyor, aşkın kaynağı kalp değil, beyin! Aşk bir beyin işlevidir. Ünlü beyin cerrahımız Gazi Yaşargil’in deyişiyle ‘sevginin kaynağı beyindir’. Aşk duygusu, beynimizdeki korteks ve limbik merkezde oluşur. Beynimizin emriyle salgılanan kimyasallar, kalbimizin etrafında hissedildiği için
Ah bu yağmur,
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak
Bir yağmurdayım bir yağmur ki nasıl desem bir bahar günü ansızın yağan ama mutluluğu geçici bir yağmur,bir yağmur ki en ketum aralık yağmuru başı sevinç ortası hayal kırıklığı sonu olmayan ve yüzüme
“Lujin Savunması”, orijinal ismi ile “Savunma”, Nabokov’un erken dönem eserlerinden. Yazarın 3. romanı olan ve 1930’da Nabokov Berlin’e göçtükten sonra Rus göçmen gazetelerinden birinde tefrika edilen bu roman, dünya çapında bir satranç oyuncusunun kendi dehası altında ezilmesini anlatırken bizi “sıra dışı” insanların dünyasında çarpıcı bir
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak