... siz fazla kitap okumaktan bu hale gelmişsiniz, beyninizi kitaplarla doldurmuşsunuz; biz köylüler halk dilinde buna okumaktan beyniniz sulanmış deriz...
Güya 2 tane biyografi okuyacaktım ama şu an itibariyle sayımız 8’e yükseldi.O gizli kalmış hayatlarınızı,beyninizi,tutkularınızı,koşuşturmanızı, varoluşunuzun arka mutfağında gezinmeyi hülasa sizinle derinleşmeyi çok seviyorum ya napayım!
Harika kitaplar hayal etti, insanı güldüren, ağlatan, ürperten, dans ettiren kitaplar! İnsanı dünyanın uzak köşelerine götüren kitaplar... Beyninizi okşayan, kalbinize dokunan ve ruhunuzu neşelendiren kitaplar...
“Olumsuz düşüncelerinizi yazıp, kağıdı yırtarak ve parçala rını atarak bunu bir adım daha ileri götürebilirsiniz. Eski bir koçum, antrenmanlarımıza başlamadan önce takımımıza bu egzersizi yaptırmıştı. Olumsuz düşüncelerimizi kağıda yazar, onları buruşturup top gibi yapar ve fiziksel olarak çöp kutu suna atardık. O zamanlar şüpheciydim, ancak bilim, koçumun tarafındaydı, çünkü sembolik eylem beyninizi sorunun halle dildiğine ikna ediyor gibi görünüyor.”
"Benim fikrime saygı duymuyorsun" cümlesi kadar ahmakça bir şey daha duymadım. Fikir senin olunca saygı duyulası bir fikir mi oluyor? Ampır ampır konuşup sonra bu benim fikrim diye kendinize özgürlük alanı açamazsınız. Kendinize gelin s*kmiyim beyninizi.