Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza

159 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı lütfen okuyun.
Kitaba başlamadan önce pek bir beklentim yoktu. Zehra öğretmenin hayatını okuyacağımı düşünürken bir hatıra defteriyle bambaşka bir hayatın gerçeklerine ulaştım. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını etkileyici bir şekilde anlatıyor. En önemli duygulardan biri olan merhameti, acımayı öğretiyor. Ön yargıyla atılan her adımın aslında bizi nasıl kandırdığını hatırlatıyor.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,3bin okunma
Reklam
319 syf.
9/10 puan verdi
Okuduğunuz tüm psikolojik romanları unutun ve Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'nu okuyun. Bu kitabı yıllardır okumak istiyordum. Kütüphanede dolaşırken karşıma çıktı ve bir anda alıp okumaya başladım. Kitabı bitirince kütüphaneden ödünç aldığıma pişman oldum çünkü kendi kitaplığımda olmasını istediğim bir eser oldu. Peyami Safa'nın en beğendiği kitabı olan Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, benim de en sevdiğim kitaplar arasına girdi. Özellikle yazarın her kitabını okuma istediği uyandırdı içimde. Karakter tahlilleri, psikolojik analizler, felsefi söylemler, rüya-gerçek çatışması ve daha neler neler. Hepsini usta bir üslupla kaleme almış yazar. Kitabın üslubu kadar konusu da beni içine çekti. Okumayı bitirince iki ayrı eser okumuşum gibi bir tad bıraktı ama yine de tadına doyamadım.
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
•"Yapabileceğim tek şey, diye düşündüm, susmak, tahammül etmek ve soytarılığıma devam etmek." Dazai'nin bahsettiği soytarılık bana yüzümüze geçirdiğimiz maskeleri anımsattı. Herkesin yüzünde bir maske var aslında. Kimi maskeler hüznü gizleyip gülümsüyor. Kimi maskeler sadece kabul görmek için insani bir tavır takınıyor. Gerçek olmayan gerçeklikler yaratıyoruz kendimize. Hep bir şeyler ekleme çabasındayız. Biraz daha mutluluk, biraz daha etkileyicilik, biraz daha gösteriş... •"O ümitsiz 'memnun etme ihtiyacım' baş gösterdiğinde, aniden garip, zayıf, aptalca süslemeler ekliyorum gerçeğe." Aslında olduğumuz gibi olsak. Duyguları saklamak zorunda kalmasak. Ben buyum, ben böyle hissediyorum, ben sadece benim. •"Ben bir hiçim, rüzgârım, gökyüzüyüm."
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
416 syf.
8/10 puan verdi
Bir isim bir kitaba ancak bu kadar yakışır.
Gün olur asra bedel Romanda bir günde yaşananlar bir asırlık gibiydi. Bir cenazenin defnedilme sürecindeki olaylar, anılar, hikâyeler ve düşünceler bize yoldaş oluyordu. •"Ruhunun derinliklerinden çıkıp yüze vuran üzüntüler dayanılacak gibi değildi..." Kitapta bana en ilginç gelen kısım uzayda bir yaşam keşfedilmesi oldu. Yeryüzünde bir bozkırda acılar yaşanırken gökyüzünde bir gezegende yeni canlılar keşfediliyordu. Bu romandan beklentim daha farklı olduğu için beni şaşırttı. Okurken hep hüzünlü ve acı dolu hissettim. Yazarın bu duyguları iyi yansıttığını düşünüyorum. Genel olarak etkileyici bir kitaptı, okumanızı öneririm.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 201745,6bin okunma
429 syf.
9/10 puan verdi
Nefret, intikam ve aşk duygularının birbirine girdiği çok yoğun bir romandı. Öncelikle kurguyu çok beğendim. Olaylar çok akıcı ve merak uyandırıcı şekilde anlatılmış. Emily Brontë'nin ilk ve tek romanı olan Uğultulu Tepeler'i yazdıktan 1 yıl sonra ölmesi çok üzücü. Kim bilir ne şaheserler ortaya çıkaracaktı. Brontë kardeşlerin hayat hikâyesini mutlaka okumalısınız. Kendi hayatları bile çok sarsıcı bir roman gibi... Uğultulu Tepeler'de de bu hayat hikâyesinin etkilerini görüyoruz. Romanın başında beni en çok zorlayan karakterler oldu. Bazen kim kimdi diye geriye dönüp tekrar okudum. Sonra okurken kısa bir aile soy ağacı çıkararak bu karakter karmaşıklığını çözdüm. Kitaptaki nerdeyse her karaktere sinir oldum veya üzüldüm. Belki de ilk defa bir kitapta yaşıyorum bunu. Bence bu da kitabın başarısını gösterir. Okurken olaylara müdahele etmek istedim. Sayfaları hem ürkerek hem de heyecanla çevirdim. Beni hem duygusal olarak yoran hem de çok güzel bir deneyim yaşatan eşsiz bir romandı.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
Reklam
100 syf.
9/10 puan verdi
Mehmet Rauf'un harika anlatımıyla en sevdiğim Türk klasikleri arasına giren Genç Kız Kalbi eserinin yorumuyla geldim. Bir erkek yazarın kaleminden bir genç kızın duygularını böyle bir incelikle okumak çok güzeldi. Başkarakterimiz olan Pervin, İzmir'den İstanbul'a akrabalarına ziyarete gelmiştir. Büyük hayaller ve ümitlerle geldiği İstanbul'da genç kızı neler bekliyor, onu okuyoruz. Pervin'in günlüğündeki sayfalarından oluşan bu eserde; aşk, evlilik, arayışlar, umut, üzüntü, hayal kırıklığı ve birçok duygu derin bir anlatımla yazılmış. Tüm bunların yanında bu kısacık eserde kadın-erkek eşitliği, toplumsal değerler ve bireylerin eğitimi hakkında önemli eleştiriler de var. Kitabın sonunda çok şaşırdım. Bana sonu biraz eksik kalmış gibi geldi. Nolduğunu okumak isterken birden bitmesine üzüldüm açıkçası. Yazarın bundaki amacı başından beri bu muydu emin olamadım. Okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır umarım. Okumayı düşünenlerin de mutlaka okumasını öneririm. Bir seferde okuyacağınız, okurken hem duygudan duyguya sokan hem de sizi düşündüren akıcı bir eserdi.
Genç Kız Kalbi
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Jack London bu kitabında hayvanları o kadar doğal ve içten anlatıyor ki kendinizi onların yerine rahatlıkla koyabiliyorsunuz. Baş karakterimiz olan Buck isimli köpeğin macerasını okurken tam olarak bunu hissettim. Sanki Buck'la birlikte ben de bilmediğim bir ortama götürüldüm, hayat mücadelesi verdim ve vahşi hayatın şartlarına uyum sağlamaya çalıştım. Sanki gerçekten bir köpeğin ağzından kendi hikâyesini dinlemiş gibi oldum. Oldukça sürükleyici bir eserdi. Jack London'ın diğer eserlerini de okumayı düşünüyorum.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,2bin okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
Kitabın ilk cümleleri bana "Ben senden farklıyım." demişti. Son cümlesinde ise "Ben seninle aynıyım." dedi. Yazarın üslûbuna alışınca beni farklı düşüncelere götüren eşsiz bir eser olacağını anladım. Yusuf Atılgan'ı bu eserle tanımak beni mutlu etti. Oğuz Atay'ın Yusuf Atılgan'dan esinlenerek Tutunamayanlar'ı yazdığını öğrenince hem şaşırdım hem de doğal karşıladım. Not: Oğuz Atay Tutunamayanlar'ı, Aylak Adam'da geçen bir pasajdan esinlenerek yazmış. 10-15 cümlelik bir pasajdan, 700 sayfalık bir roman ortaya çıkmış. İşte o pasaj; “Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!” Aylak Adam üstüne çok konuşulacak bir eser. Buraya ne yazsam eksik olacağını biliyorum. Umarım keyifle okursunuz.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,8bin okunma
481 syf.
9/10 puan verdi
Serenad akıcı ve dolu dolu bir eserdi. Kitapta bahsedilen olayların birbiriyle bağlanış biçimi çok iyiydi. Eserin konusunun merak uyandırıcı olması ve yazarın basit bir dil kullanması eseri oldukça akıcılaştırmıştı. Kitabın en sevdiğim yanı beni araştırmaya teşvik etmesi oldu. Anlatılan her olayı araştırıp gerçekleri gördükçe daha çok etkilendim. Tek sevmediğim yanı ise anlatıcı olan Maya karakterine hiç ısınamadım. Ve çok sade bir dille anlatılması bu eşsiz hikâyenin hâk ettiği üslûbu alamadığını hissettirdi bana. Genel olarak çok güzel bir eserdi. Okumanızı öneririm.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,5bin okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
Gölgesi olmayanın kendisi olur mu? Gölgesizler var olma ile yok oluş arasında sıkışmış bir roman. Öncelikle kitabı okurken hem zorlandım hem de kolayca akıp gitti her şey. Bir dahaki okuyuşumda daha farklı anlamları yakalayabileceğimi düşünüyorum. Mutlaka tekrar okuyacağım bir eser. Kitapta iki farklı mekan var. Birisi şehirde bir berber dükkanı diğeri ise bir köy. Böyle kolaylıkla iki farklı mekan var dediğime bakmayın, aslında hangisi var hangisi yok belli değil. :) Zaman ve mekan kavramları birbirine girmiş durumda. Olaylar berberin çırağının jilet almak için gidip geri dönmemesiyle başlıyor. Köyde ise başka kayboluşlar yaşanıyor. Kaybolanlar nereye gidiyor, geri gelecekler mi, aslında kaybolanlar ne ve gerçekten tüm bunlar bir kaybolma mı? Romanı okurken hangisi gerçek, hangisi hayal karar veremedim. Yazar da bunu istemiş gibiydi zaten. Belki hepsi hayaldi, belki hepsi gerçek, belki de hepsi sadece bir belkiydi... Yazarın kelimelerle dans edişini izledim. Ne anlatıldığından daha çok nasıl anlatıldığının önemi ince ince işlenmiş bir eserdi. Hasan Ali Toptaş'ın diline, üslubuna, kurgusuna ve tarzına hayran olamamak elde değil. Kitabın gidişatı kadar sonu da beni çok etkiledi. Zaten başından beri sonunda tüm bunlar nasıl bağlanabilir ki diyerek okumuştum. Yazarımız aslında her şeyi anlatmış ama üstünü ince bir tülle örtmüş. Okurun o tülü kaldırmasına kalıyor her şey...
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
10 puanlık bir eser;
Öncelikle kitabın konusu ve önemini başka yazılardan okumanızı tavsiye ederim, ben sadece bana bıraktığı etkiyi anlatmak istiyorum. "Bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Yazar kendi ruhunu öyle aktarmış ki etkilenmemek mümkün değil. Kitabın başından sonuna kadar her bir kelime beni öyle etkiledi ki... Kaç cümlenin altını çizdim, kaç sayfayı hem hızlıca hem ürkekçe çevirdim, bitirince duygularım ve düşüncelerim birbirine nasıl dolandı bilmiyorum. Kendimden bir parça buldum sanırım. Hatta her karakterden ayrı ayrı parçalar zihnimde bütünleşip tamamlanmış gibi hissediyorum. Kitabı bitirince ne düşüneceğimi bilemeyip öylece kalakaldım. Etkisi daha uzun sürecek gibi. Uzun zamandır okuduğum en iyi romandı. Belki size abartı gelebilir ama dediğim gibi kendimle ilişkilendirdiğim için bu kadar çok sevdim. Beni allak bullak etti ama buna bayıldım. ️
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Canım Aliye, Ruhum Filiz en sevdiğim kitaplar arasına girdi. Sabahattin Ali'nin mektuplarını okurken yüzümde hep bir gülümse vardı. Çok naif, hoş ve sıcacık bir eserdi. Kitaptaki en son mektubun tarihi 13 Mart 1948. Sabahattin Ali'nin ölümü ise yaklaşık bir ay sonra. Eşine ve kızına yazdığı hasretle gözlerinden, yanaklarından öperim sözleri yarım kalmış... Çok güzel sevmiş Sabahattin Ali. Çok güzel...
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
74 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Gregor'un bir sabah uyanınca böceğe dönüşmesiyle başlıyor. Eserin ayrıntılı konusu ve önemi hakkında konuşmaya gerek bile yok. Şimdiye kadar bir sürü yorumlayan, beğenen veya beğenmeyen olmuştur mutlaka. Bence bu eserin güzelliği ve başlıca klasiklerinden biri olmasının nedeni her okurun farklı yorumlaması. Bana göre dönüşüm Gregor'un böceğe dönüşmesi değil, çevresindeki insanların özellikle ailesinin davranışlarının değişimidir. Kitabı okurken böceğin şeklini hep hayal etmeye çalıştım ama bir türlü büyüklüğünü, şeklini tam canlandıramadım. Sanırım Kafka'nın amacı da buydu zaten. Önemli olan böceğin şekli değil; hissettiği yalnızlık, acı, üzüntü, korku...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,8bin okunma
440 syf.
9/10 puan verdi
Okuduğum kitapları her bitirdiğimde son sayfayı çevirip kapağına bakarım. Bu bakış bazı kitaplarda beş saniye bazılarında ise daha fazla sürer. Hikayenin bitmiş oluşunun hem hüznü hem sevinci olur içimde. Uçurtma Avcısı'nın kapağını izleme sürem beş saniyeden fazla olduğuna eminim. Aynaya baksam kesin yüzümde hafif acı bir gülümse görürdüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Sadece okuyun ve yaşayın.
Uçurtma Avcısı (Cep Boy)
Uçurtma Avcısı (Cep Boy)Khaled Hosseini · Everest Yayınları · 2017164,6bin okunma
544 syf.
9/10 puan verdi
Feride ile doğdum, Çalıkuşu ile büyüdüm, Gülbeşeker ile olgunlaştım, İpekböceği ile yaşlandım, ve tekrar Feride ile yaşadım. Çalıkuşu işte böyle sizle birlikte büyüyen bir eser.
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,9bin okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
İlk defa bir kitabı okurken kötü kokular aldım, midem bulandı, ellerim sayfaları umutla çevirdi, dişlerim sıkıldı ve gözlerim.. Gözlerim gördüğüne binlerce kez şükür etti.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma