Bilge Nur EMİRAL
@bilgeemiral
Kendi çapında okur, çizer.
Haliyle biraz deli...
Bir de kedi sever
Peyzaj Mimarı
Ankara Üniversitesi
Ankara
107 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Tanınmış bir roman yazarı olan R., yolculuğundan döndükten sonra evinde bir mektup bulur. Epey hacimli olan bu mektubu merak edip okumaya başlar. "Sana, beni asla tanımamış olan sana" diye başlayan mektup R.'nin ilgisini oldukça çeker.
Stefan Zweig 'ın okuduğum ikinci kitabıydı. Okurken beni biraz suçlu hissettiren bir kitap. Birisine gelen mektubu okuyan 3. kişiydim.
Hikayenin iki tarafını da suçlayamam. Çünkü hepsi kendince haklı, suçlu ve masum. Evet, kitap bir aşkı gözler önüne seriyor içinde sadakatsizlik, vazgeçiş, ölüm olan. Ama öyle bildiğimiz türden bir aşk değildi. Bu aşk çok habersiz yaşınılmış bir aşk. Güzeldi ama içimi çok burktu!
Gerçekten hayatlarının bir yerinde dokunduğumuz insanlara böyle yaralar bırakıyor muyuz diye çok düşündüm.
Güzeldi, ama keşke o mektup hiç gönderilmemiş, o vazo hiç boş kalmamış olsaydı.
Teşekkürler Stefan Zweig !
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,4bin okunma
Okur Takip Önerileri
Herkes ne zaman ölür
elbet gülünün solduğu akşam.
Turgut Uyar.
Kitabın başından sonuna kadar ağladım. Hem de çok ağladım. Hıçkırıklara boğuldum. Diyecek çok şey var da, kelimeler yetmiyor hocam!
Kitapta adı geçen bütün insanlar pırıl pırıl gençlermiş. Sade e destekledikleri fikirleri yaşatmaya çalıştılar. Hiçbir ideoloji kitapta adı geçen insanların yaşadıklarının açıklaması olamaz. "Bunu destekliyordu, o yüzden", hayır kabul etmiyorum. Ben okurken insanlığımı sorguladım. Nefret ettim, çok utandım. Kitabın sonuna doğru da okumaktan çok çekindim. Sonunu biliyorum ya, sanki değiştirebilir gibi sayfaları çevirdim. Değiştirmeyi çok istedim. Olmadı. Üç Fidan başları dik, çok metin bir şekilde gitti darağacına. Bir avuç gençten korkan, onların infazına onay verenler üç fidanın unutulması için, bir başka dönemde asılan üç kişinin öcünü almak için (syf. 285) çabalarken asıl onlar unutuldu. Deniz'ler her yıl anılıyor ve unutulmayacaklar.
Sayın 
Erdal Öz ben kendi adıma teşekkür ederim, Deniz'in isteğini yerine getirip bu kitabı yazdığınız için. Keşke daha önce karşılaşma şansım olsaydı. Huzur içinde uyuyun!
Okuyun, okutun kitabı.
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim.
Yine bir Başkomiser Nevzat romanı!
Bayılıyorum efendim. Başından sonuna kadar gerilimi yüksek bir romandı. Çok sevdim.
Ahmet Ümit her zamanki gibi okuyucuyu çok güzel bir şekilde şaşırtmış. Başından sonuna kadar çoğu karaktere "Kesin bu katil ya!" diye baktım. Ama asıl katilden şüphelenmediğim gerçeğini buraya yazmam gerek :)
Lise 1'den beri Ahmet Ümit okurum. Babam İstanbul gezisi yapacağımız için bana 
İstanbul Hatırası kitabını okumamı, gidene kadar da bitirmemi söylemişti. Sonra gezimizde o mekanlara gitmiştik. O zamandan beri 10-11 yıl geçmiş ve ben 
Ahmet Ümit ile büyümüşüm. Dolayısıyla karakterleri ile büyüdüm. Ali'nin hikayesini okuyunca, gözyaşlarıma engel olamadım. Sanki yakın arkadaşımın hayat hikayesini yeni öğreniyormuşum gibiydi. Belki daha sonraları Zeynep hakkında da bilgiler öğreniriz, hatta onların düğününü okuruz. Ne olursa olsun, Ahmet Ümit, Başkomiser Nevzat, Ali, Zeynep, Evgenia benim için çok başka yerdeler.
Teşekkür ederim Ahmet Ümit, böyle güzel karakterlerle beni büyüttüğün için, verdiğin dersler için! İyi ki varsın!
Ve evet buradayız. Anna Karenina hakkında bir şeyler yazmaya çekiniyordum, biraz korkuyordum. Ama işte buradayım :)
Lev Tolstoy'a karşı bir çekinme vardı her zaman, nedenini bilmediğim. O yüzden okuduğum ilk kitabı. Dilinin zor olduğunu düşünüyordum, hatta çok zor. Öyle değilmiş! 1000 sayfalık bir kitap ve ben "Ne olur biraz daha
