Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben vermişim yüreğimi,baş kaldıran dizelere der Ahmet Kaya..
Şiir konusunda da, canım, size şunu söyleyeceğim: Yaşlılık çağımda şiirle oyalanmak bana yakışmaz. Saçmalıktır şiir! Şiir denen şeyi artık okul çocukları şakıyor... İşte böyle, bir tanem.
76 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Pervaneden esinti...
Merhabalar harflerin gölgesinde yürüyen dostlarım. Şükrü Erbaşın "Pervane "sini okuduk ve buradayız . Daha önce bir kaç şiirini okumuştum. Bu kitapla kendisini daha yakından tanıma fırsatım oldu. Hayal dünyası geniş bir şairle tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hemen kitaba geçiyorum. Kitap
Bertrand Russell
Bertrand Russell
'ın şu mükemmel cümleleriyle başlıyor. "Üç tutku yönlendirdi hayatımı: Sevgi açlığı, bilgi arayışı ve başkalarının acılarına yönelik dayanılmaz merhamet. Aşk ve bilgi göklere yükseltti ama merhamet her seferinde çekip yere indirdi beni". Bir kitap için güzel bir başlangıç cümlesi olmuş.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
'ın şair vasfını sonuna kadar hak eden bir şahsiyet olduğunu düşünüyorum. Kelimeleri iğneyi iplikten geçirir gibi dizmiş. Yarısı bulutlara yarısı da okurlara dönük bir kitap olmuş. Bu da okurları biraz zorlayabilir. Ayrıca yazarın alıntılar yapıp kendi hayal dünyasında harmanlaması da kitaba güzellik katmış. Kitaptan bir kaç alıntı yaptım. Buraya beğendiğim bir kaç söz bırakacağım. * Harflerin yalnızlığı gecenin yalnızlığından büyük. *Kendini sevemeden kimseyi sevemezmiş insan. ( Tersten okunca da aynı kapıya çıkıyorsunuz.) *Ben yola âşığım çünkü üstünde tanıştık ayrılıktan sonra da süren yola... Şiirin bizleri teslimiyet şuuruna ulaştırması dileğiyle hoşça kalın. Okuduğunuz için teşekkürler. Hayırlı okumalar.
Pervane
PervaneŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 20215,2bin okunma
Reklam
"Şahane olmak istemiyorum. Eski bir şiir kadar hüzünlü olmak istiyorum sadece"
“Ben şairlerin sözcükleri ses haline getirip uzayın boşluğuna geri gönderdiklerini düşünüyorum. Yani dili çözdüklerini ve sesle daha çok, dil öncesi dediğim şey biraz öyle. O yüzden şairlerin o ele avuca gelmez halleri bana çok daha yakın geliyor. Ben şiirin dil öncesine ait olduğunu düşündüğüm için, çocukluk ve dille de meselem olduğu için şairlere kendimi çok yakın hissettim hep. Romancılardan çok şair arkadaşım vardır. Romancıların aklı bana hep sıkıcı geldi. Romancı aklı istemem diyorum. Çünkü roman çok büyük bir proje. Üç-dört senede bir kitap yoğunlaştığında yazabiliyorsun. Yani insan delirmezse bu dört sene içerisinde, bu büyük bir proje çünkü, gerçekten duruluyor, sakinleşiyor. Bunu ben kendim büyürken, yaşlanırken deneyimledim. Şairler daha deli, şiir daha işe yaramaz. O yüzden şairlerin dünyası, yani şiir beni belki de daha çok cezbetti.” (alıntı)
Zdb / Bahar Esintisi'nden küçük bir alıntı...
Bahar gibiydin sen. Öyle hafif hafif estin, biraz yağdın , bazen sıcaktın. Bir vardın, bir yoktun. Sen de sevdin biliyorum ama asiydi ruhun. Bir iklime bağlanamazdın.
"Sana durulanmış kelimeler getireceğim Pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler Kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir Seni çünkü dik tutacak bilirim Kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden şiir."
Reklam
Alıntı
"Bir insanın yüzünde gördüğün gülümseme, belki de onun en derin yaralarını saklayan en güçlü zırhıdır."
Modernist şiiri fantastik biçimde anlatmak..
Ama ben, fantastik bir benzetmeyle, modernist şiiri anlatmak istiyorum size. Modernist şiir şöyle bir şey olsa gerek: İki kişi yan yana yürüyorlar, bir merdivenden çıkıyorlar ya da bir merdivenden iniyorlar. Bir tanesinin ayağı kayıyor, paldır küldür merdivenlerden yuvarlanıyor. Düştüğü yerde yarı baygın halde. Arkadaşı -yanındaki- omuzlarından sarsarak, "Bir şeyler söyle, bir şeyler söyle!" diyor. O, travmaya maruz kalmış olan, gözlerini aralıyor, bir şeyler söylüyor; işte o söylediği şiirdir. Ama dinleyen de şiir okuyucusudur. O dinleyen, onun ne dediğine dik- kat etmez, çünkü o bir şeyler söylemesini istiyordur. O anlamda şiirde, belli bir insanlık durumunun ifadesi birinci plandadır
Sayfa 188 - TiyoKitabı okuyor
Geniş tutarsak şiir nedir?
Bu anlamda, çok geniş tutarsak, şiirin başlangıcını ninnilere götürebiliriz. Yani, "dandini dandini dasdana" dediğiniz zaman şiir söylemiş olursunuz. Hiçbir mânâ ifade etmez ama dilde belli bir işlev, hayatımızda belli bir işlev üstlenir. Ya da, "re re re, ra ra ra, Gasray, Gasray, Cim Bom Bom" dediğiniz zaman şiir söylemiş olursunuz. Çünkü bununla aslında bir yargıyı dile getirmiş olmazsı- nız ama insan hayatı içinde bir bölgede başka bir kelime bütününe, başka bir kelime dizisine tercüme edilemeyen bir anlamı ortaya çıkarmış olursunuz. Şiir, demek ki, bu anlamda hatırlanan, seçkinleştirilen ve kendisine günlük dilin kullanımından farklı bir yer ayrılan şeydir.
Sayfa 187 - TiyoKitabı okuyor
"Yanlış çevrilmiş bir şiir gibi mâhzûnuz ey kalbim."
Reklam
Nasıl şiir yazabilirim üstad?" Diye sordum. Üstad tebessümüne kardığı anlaşılmaz bir hüzünle cevap verdi: "Bülbülü bilir misin?" "Bilirim elbet!" "Gülü bilir misin?" "Onu da bilirim elbet!" “Peki öyleyse dinle?" Diyerek devam etti: Eline batmadıysa dikeni, gülü anlatma bülbüle. Avucunda atmadıysa kalbi, bülbülü anlatma güle." Üstad ardını dönüp uzaklaşmaktaydı ki seslendim: "Üstad peki ya şiir?" Anlamadığımı anlayan gözlerini gözlerime dikti: "Şiir ya evlat, şiir!" Alıntı.....
Dünyada şiir yazan birisi varsa bir yerlerde onu okuyan bir başkası varsa hiçbir şey bitmemiştir... ~~~alıntı~~~
Annemarie Schimmel, Pakistan'ın "fikir babası" olan büyük İslam şairi Muhammed İkbal'in "Irmak" başlıklı şiirini Farsçadan Almancaya tercüme etmiştir. Bu şiir Goethe'nin kasidesinin yaratıcı bir şekilde dönüştürülmüş farklı bir tasviridir? Dindar bir Müslüman olan Muhammed İkbal, her zaman Goethe'de bir ruh akrabasını görmüş ve övmüştür. Maamafih Goethe'nin İslam dünyasında nasıl görüldüğünü anlatmak için müstakil bir kitap yazmak gerekir.
Goethe'nin erken dönem Kur'an çalışmalarında, kesinlikle çoğu kez ardında belirsizlikten öte bir şey saklı olmayan dinî tolerans mevzubahis değildi. Goethe'nin Kur'an incelemeleri, daha çok kendisi tarafından ulaşılabilen bütün dini inançları tanıma yönündeki şiddetli karakteristik arzudan kaynaklanıyordu. Şiir ve Hakikat (1.
Hassan Medine' de kıyım kıyım gezerken Hazret-i Ömer'e rastlıyor. Hassan" diyor Hazret-i Ömer "Niçin şiir söylemiyorsun?" Hassan şu cevabı veriyor: "-Kur'ân indi ineli dilimi yuttum.!? İşte İslâmi duygu budur, şiir de bu...
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.